Ferhan Şensoy | FULL 19 DVD Seti | MULTI | 2 Alternatif
1- Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı ( 1981 – 1983 )
Kahraman bir bakkalın, güçlü bir süpermarketle olan mücadelesine tanık olacağınız bu oyunun öyküsü aslında 1829''un Amerika’sında başlıyor... Ne ilgisi var demeyin , süpermarketler ilk olarak orda açılmaya başlamıştı. Sonrasında günümüze geldiğimizde bir şehirde ( belkide bu şehir bizim şehrimizdir) devam ediyor. Bir dönemin değişen Türkiye’sine esprili bir yaklaşım getiren unutulmaz bir oyun.... Hem eğlenceli, hem kaygılı... Temel bir ekonomi dersi mahiyetinde...
2- Eşek Arıları ( 1986 - … )
Antik Yunan Romedyasının en büyük ustası olan Aristophanes’in M.Ö. 422 de yazdığı sanılan bu ölümsüz eserini Ferhan Şensoy ve Ortaoyuncular günümüze getiriyorlar. Antisofist yaklaşımlı Aristophanes’in adalet sistemini alaycı bir dille eleştirmesine kendi yorumunu getiren Şensoy, Antik Yunan’ın adalet mekanizmasını tiye alırken ortaya çıkan oyunu keyifle izliyoruz…
3- İçinden Tramvay Geçen Şarkı (1986 - … )
2. Dünya Savaşı sırasında Almanya’da yasaklanmayan birkaç tiyatrocudan biri olan Karl Valentin’in hayat hikayesinden yola çıkılarak Ferhan Şensoy tarafından yazılan bu oyun , 1914 yılında başlayıp Hitler’in iktidara gelişine kadar uzanan Almanya ve bir dönemin Özal Türkiyesini hicvediyor.Şensoy ve Rasim Öztekin’in sinerjilerinin zirveye çıktığı bu oyunda Hümeyra şarkılarını söylerken, Grup Gündoğarken çalarken insanın içi acıyor ve bir o kadar da etkileniyor…
4- İstanbul’u Satıyorum ( 1987 – 1990 )
Dünyanın gözdesi İstanbul herkesin gözü önünde satılıyor. İstanbul’ u satıyorlar müteahhitlerle birlikte, bir İstanbul alana bir İstanbul bedava veriyorlar. Hatta tarihiyle birlikte satıyorlar. Mimar Sinan bir gün gelip ziyaret ettiğinde canım İstanbul’u yerinde bulamıyor. Yaptığı camiler evler arasında yok olmuş sitemlerini dile getiriyor ama nafile, dinleyenler hala İstanbul’u satıyorlar. Taksim Parkını 50 katlı otopark, Gülhane Parkını 30 katlı gökdelen, mezarlıkları alışveriş merkezi, yalıları 20 katlı apartman yapıyorlar ve hala İstanbul’ u satmaya devam ediyorlar…
5- Soyut Padişah ( 1987 – 1991 )
Çıkar ilişkileri, koltuk kavgaları, yolsuzluklar, savaş ve ekonomik buhran gibi her zaman gündemde olan konuları irdeleyen bu Ferhan Şensoy klasiğinde tarihimizin derinliklerine gidiyoruz. Sarayda dönen entrikaların hep dışında kalan ve yönetimde söz sahibi olmayan padişahın duruma eleştirisel bir yaklaşım getiren bu oyunda, beş parasız kalan ve tarihe adını yazdıramayan bir padişahın hikayesini izleyeceksiniz… Düşündüren ama bol bol da güldüren bir eser.
6- Yorgun Matador ( 1990 – 1991 )
“Madrid bizim Paris’imiz, Paris çok uzaklarda” Her şeyiyle müthiş mizahi olan, inanılmaz oyuncu kadrosunun yanı sıra müzikleri ve dekoru ile dahi akıllardan çıkmayacak bir oyun “ Yorgun Matador”. İspanya sınırına çok yakın bir yerde doğan Fransız yazar Pierre Henri Cami’nin eserlerinden uyarlanan oyunda çocukluk hayallerindeki matadorluğa ulaşmaktan vazgeçen Cami edebiyata atılır... İskeleti çalınan adamdan kıyametten kurtulan tek erkek olunca kendisini mütemadiyen Fransız Cumhurbaşkanı ilan zata kadar tam bir şölendir oyun…
7- Aşkımızın Gemisi Fındık Kabuğu ( 1990 – 1991 )
Ferhan Şensoy ve Ortaoyuncular’ın görkemli bir kadroyla sahneye koydukları bolca güldüren, bol bol da giydiren taşra içerikli Karadeniz güldürüsü Anadolu gelenekleri etkisi altında birbirlerini bir kez gördükten sonra sevdalanan iki gencin önünde aşılması zor engeller vardır . Uçan kuşa borcu olan kız babası evlilik şartı olarak damat tarafına yüklü bir liste verir ve bir tantanadır başlar. iki taraflı aile eşrafı arasında işler öyle karışır ki, aşığın tek çaresi birlikte kaçmaktır... bir birinden komik Karadeniz esprileri ile dolu ve müthiş bir performansla oynanmış bir oyun...
8- Köhne Bizans Operası ( 1993)
Ferhan Şensoy ve Ortaoyunculardan uyumlu bir komedi… İnce göndermelerle değilde, dilimizden türetilmiş ampirik (uyduruk) Bizansça ile akıp gelen diyaloglar çerçevesinde işlenmiş bir klasik. Jüstinyen’le Theadora’nın karı koca sohbetleri, Jüstinyen’i mortlatma peşindeki devrimci yeşillerin planları. Got’ların got dilindeki muhabbetleri ve muhafızların dedikodularıyla hafızalarımızda yer eden bu saray güldürüsünü tekrar tekrar izlemek isteyeceksiniz…
9- Parasız Yaşamak Pahalı ( 1993 )
Şakir Bey, evli, çocuklu, tek karılı ve tek kayınvalideli olup devlet sektöründe, henüz özelleştirilememiş memurluğunu sürdürmekte, yani aybaşlarında memurların aldığı epik maaşı almaktadır; ev kirası, televizyon taksiti, çocuğun sünnet işi, çocuğun okul masrafı, pabucu, gazoz parası gibi şimşekler arasında, paratonersiz, oyana, buyana bir anlamsız koşuşturmaktadır Şakir Bey. Onun tek derdi şimşek üstümüze düşmesin. Şakir’in sonu, yaşama yokuşunda, bir ayakta durabilme savaşının bu komik ama bir o kadar da düşündürücü öyküsünde büyük usta Ferhan Şensoy ve Ortaoyuncularını hayranlıkla izleyeceksiniz.
10- Seyircili Seyir Defteri ( 1994 – 1995 )
Ferhan Şensoy ve ekibi bir geminin içinde geçen oyunlarını aynı geminin içinden izletiyor seyircilerine. Tam bir söz cambazı olan Ferhan Şensoy’un kaptanı olduğu ve gemi mürettebatı uzak seferinden dönüp Türkiye’ye doğru yola çıkar. Ve ülkenin halini görünce “alın sizin olsun” diye geri dönmeye karar verir. Halkın her yeni belayı kanıksama huyundan acayip rahatsız olan Şensoy “Başka bir ülkede halk ayaklanıp bağırır, tepkisini ortaya koyar ama bizde böyle şeyler yok diyor” ve Seyircili Seyir Defterinde ülkemizin sorunlarına kullandığı halk dili uslubuyla eleştiriler getiriyor.
11- Kırkambar Gece Tiyatrosu ( 1994 )
Şimdiki stand-up çıların interaktif bir oyun olarak tanımladıkları şeyin çok daha sivri bir dille yapıldığı bu Ferhan Şensoy oyununun en büyük özelliği , bir geminin içinde gerçekleştiriliyor olması... ”Kırk Ambar Gece Tiyatrosu” Ferhan Şensoy’un değişkenliği , devingenliği ve özgürlüğü harmanlayarak , içinde kırk ambar çeşitliliğini barındıran , yakın diyaloglarla , sıcak ve samimi bir ortamda dahice düşünüp sahneye koyduğu harika bir gösteri...
12- Şu Gogol Delisi ( 1994 - … )
Klasik Rus edebiyatının ustası Nikolay Vasilyeviç “Gogol”un , Rus toplumunun genel yapısını ve bireylerini büyük bir dikkatle tahlil eden eserlerinden ve zihninden yansıyanlardan sahneye aktarılan nefis bir müzikal oyun. Bir yandan gülerken, diğer yandan bilgisizliğe, kendini beğenmişliğe ve görgüsüzlüğe olan tepkinin ortaya konduğu eserde Derya Baykal muhteşem bir performansla göz kamaştırıyor.
“ En iyi tiyatro kostümü” ödülünü de alan bir eser…
13- Üç Kuruşluk Opera ( 1995 – 1996 )
Beyoğlu’nda her türlü karanlık işi çeviren mafya bozuntusu Mahmut lakaplı bir kabadayı ile çetesinin yaptığı dalaverelerin komik ve düşündürücü öyküsü. Öykü aynı zamanda günümüze de göndermeler yapıyor. Büyük şehirlerin kokuşmuş düzeni alaylı bir üslupla irdelenirken, hesapta gariban babası olan Mahmut’un aynı zamanda nasıl sıkı bir Kemalist olduğu da vurgulanarak çıkarım yapılıyor. Ferhan Şensoy’un müthiş performansına ,ekibi de aynı şekilde eşlik edince ortaya keyifli bir oyun çıkmış...
14- Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri ( 1996 - … )
Ferhan Şensoy'un Anca Visdei'den uyarladığı bu oyun, Tv kanalları için aşk hikayeleri yazan ve bunu kendi deyimi ile aptallara güzel gelen televizyon dizileri için yaptığını söyleyen Katrin'in yeni psikiyatrisi Jaquies ile diyaloglarını konu alan bir psikomedi. İki çocuklu bir kadın olan Katrin'in mutsuz evliliği ve sorunları arasında psikiyatrisi ile randevularını sürdürürken, adamda ona karşı gizli hisler beslemeye başlamıştır. Ferhan Şensoy Derya Baykal ilişkisinin yanı sıra Rasim Öztekin'in de parantez tiplemesiyle çok başarılı bir karakter çizdiği ilginç bir Ortaoyuncular yapıtı...
15- Haldun Taner Kabare ( 1997 – 2000 )
Ülkemizin en büyük sanat ustası, yazar ve tiyatrocusu olan Haldun Taner için bakın ne diyor Ferhan Şensoy soranlara “ kendisi benim babamdır…”
İşte kendisini yetiştiren ustasına böylesine bağlı olan Şensoy’un onun adına bir kabare kurgusu oluşturan Ferhan Şensoy, öykülerini skeç haline getirerek görkemli bir oyun gerçekleştirmiş. Tavsiyemiz bu yapıtı arşivinizde bulundurun …
16- Çok Tuhaf Soruşturma ( 1998 – 2000 )
Yanlışlıkla hapse düşen ve suçsuz olarak 6 yıl içeride yatan, bu süre sonunda suçsuzluğu anlaşılarak salıverilen bir adamın başından geçen tutuklanma, soruşturma ve hapis sergüzeşti çerçevesinde ülkemizdeki adalet mekanizmasının işleyiş biçimindeki yanlışlıklar, hapishanelerdeki uygulamalar ve insan hakları konuları mizah biçiminde anlatılıyor. İbrahim Şatır’ın çok acıklı öyküsü hem uyumsuz hem de gülünç…
17- Şu An Mutfaktayım ( 1999 – 2000 )
Ferhan Şensoy’un yazdığı 30. Oyun olan Şu An Mutfaktayım Derya Baykal için düşünülmüş bir kadın oyunu. Şensoy’un gözünden irdelenen, Baykal’ın gündelik yaşamından giderek genelleşen, günümüz Türkiye’sine Şensoy’un alaylı penceresinden bakan, yerelden evrensele köprüler kuran izleyicisi ile şakalaşan müzikli güldürü…
18- Fişne Pahçesu ( 2000 - … )
Anton Çehov'un Rus döneminden önceki toplumsal değişimleri anlattığı eseri "Vişne Bahçesini" Ferhan Usta Karadeniz ''e uygun, ince bir üslupla yeniden yorumlamış. Rusya'da koskoca bir Çarlığın çöküşünü Anlatan eser, bu oyunda temel aynı çerçevede kurgulanıp bu kez 2000 yılında Trabzon ile Giresun arasında bir yerde geçer. Şehirleşmiş sürecin vişnenin ne işe yaradığı unutulmuş ve vişne bahçelerinin satılması gündeme gelmiştir. Ferhan Şensoy'un deyimiyle "Ha pu pir güldürüdür da” diyerek özetleye bileceğimiz bu nefis oyunun en önemli özelliklerinden biri de muhteşem bir kadroya sahip olması ... Kaçırmayın...
19- Sahibinden Satılık Birinci El Ortaoyunu ( 2001 – 2002 )
Ferhan Şensoy’dan günümüzün teknolojik devrimle güldürü dozajı yüksek, keyifli bir komedi... Hayatımızın her alanına giren bilgisayarlı iletişimle birlikte, toplumun kendine yabancılaşmasını iğneleyici bir dille anlatan oyunda, sanal dünyanın başımıza ne işler açtığını muzip espriler eşliğinde zevkle izleyeceksiniz... Sanal ortamda, dijital duyguları hicveden Şensoy şöyle sesleniyor; "Gayet Elektronik F tipi İnternet Dünyasındayız"
Linkler 900 mb dır...Alternatifli uploaded ve wupload dır.Partlar birbiriyle uyumludur...Linklerin tümü aşağıdaki text dosyasındadır...Keyifli Seyirler...