KADİM ROMA'DA İNSAFLI OLMAK ZAAF SAYILIRDI, ZALİMLİK İSE BİR ERDEM. TEK ÖNEMLİ ŞEY, KİŞİSEL ŞEREF, KENDİNE VE AİLENE SADIK KALMAKTI. SEZAR'IN ORDUSUNDAN İKİ ASKER ROMA'DA YÜKSELMEK İÇİN MÜCADELE EDİYOR.
Yıl İ.Ö. 52. Cumhuriyet, paylaşılan iktidar ve şiddetli kişisel rekabet ilkeleri üzerine kurulmuştu, tek bir adamın mutlak kontrolü ele geçirmesine asla izin verilmezdi. Ama şimdi bu temeller çatırdıyor, yozlaşma ve aşırılık onları yiyip bitiriyor.
Gaius Julius Sezar, sekiz yıllık savaşın ardından Galya'yı fethetmiş, Roma'ya dönüyor. Yanında savaşlarda tecrübe kazanmış, sadık adamlarıyla köleler, altın ve ganimetlerden oluşan, hayal edilemez büyüklüktü bir servet var. Elinin altında da, radikali sosyal değişiklik için popülist bir ajanda. Aristokrasi dehşete kapılıyor, Roma'ya girerse onu savaş suçlarından yargılamakla tehdit ediyorlar. Hassas iktidar dengesini sağlayabilecek kişi Senato'da: Sezar'ın (Ciarán Hinds) eski dostu, ortağı ve hamisi Pompey Magnus. Sezar'ın 13'üncü Lejyon'undan iki asker, Lucius Vorenus (Kevin McKidd) and Titus Pullo (Ray Steveneson), lejyonlarının çalınan ve lejyonun birleştirici simgesi olan bayrağını geri getirmek üzere Galya'ya gönderildiklerinde, merkezde durum bu.
Bu gidiş, onların kadim Roma'nın önemli gelişmelerine bulaşmalarına yol açacak bir olaylar zincirini başlatıyor. Aşk ve ihanet, efendiler ve köleler, karılar ve kocalar üzerine çarpıcı bir dram olan, dev bütçeli yapım Rome, bir cumhuriyetin yıkılışını ve bir imparatorluğun yaradılışını anlatıyor.