KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Genel Başlıklar > Tartışma


Tartışma - Bir çok konu hakkında burada tartışabilirsiniz


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 30.01.08, 21:40
karabey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kovuldu!
 
Kaydolma: 28.08.07
- 34
Mesajlar: 1.177
Teşekkürler: 0
Üyeye 82 kez teşekkür edildi
Yeni Dinci Kimdir? Kimlere Dinci Denir?-bölüm I

UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.



Çeşitli yayın organlarında binlerce kez DİNCİ ve DİNDAR arasındaki farklar anlatıldı durdu.

Bizlerin, cumhuriyet Türkiye'sine, laikliğe, Atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlı ancak aynı zamanda da mütedeyyin kişilerle-ki Türk halkının çoğunluğu böyledir- hiç bir işimizin olmadığını, mücadelemizin ve eleştiri oklarımızın hedefinin, dini dillerine pelesenk edip bu ulvî konudan çıkar temin eden istismarcı şarlatanlar olduğunu müteaddit defalar vurguladık.

Ancak gerçek dindarlar bizlerle aynı fikirdeyken nedense kendilerine dindar diyen bazı eski milli görüşçüler, yeni adlarıyla Atatürkçü, demokrat (?!) neolaikler bizleri hep, din düşmanı, dindarlara, İslam'a saldıran ateist, dinsiz, komünist kişiler olarak yaftalamaya çalıştılar. Anlatılanları, yazılanları ısrarla görmezden gelip, işlerine geldiği gibi yorumladılar.



Uzun zamandır yaptığım gözlemler sonucunda "DİNCİLERE" ait, onları toplumun diğer kesimlerinden ayırt eden çok karakteristik bazı ortak özellikleri olduğunu müşahede ettim. Bu özellikler dinci taifesinde, bazı istisnaî durumlar olmasına rağmen, hayret edilecek bir şekilde benzerlikler göstermekteydi. Ben de bunları derleyip aşağıda dilim döndüğünce sıraladım :

1-Dincilerin en belirgin özelliği giyiniş tarzlarıdır. Lider konumdakilerin haricinde çoğunluğu koyu renk ve çizgili takım elbise giyer, ancak pantolonları bol ve şalvarımsıdır. Kravatı cumhuriyetin, demokrasi rejiminin bir simgesi olarak gördükleri için hiç kullanmazlar ve yakası dincilere mahsus bir cins gömlek giyerler. Devlet memuru olanlarsa kravat takma zorunluluğunda olduklarından çağdaşlığın, cumhuriyetin simgesi olarak gördükleri kravatı, bu değerleri protesto edercesine elbiselerine hiç de uygun olmayan bir renkte seçerler ve çok çirkin bağlarlar.

Oysa ilginçtir lider konumunda olan din simsarları ise değme mankenlere taş çıkaracak kadar şık kravatları ve kılıç gibi ütülü takım elbiseleriyle adeta göz kamaştırırlar.

2-Saçları kısa, bıyıklar bademdir ve asla dudaklarını örtmez.Alyansları sağ ele takarlar ve gümüştür. Erkeklerin, ziynet eşyası olarak altına alerjileri vardır. Ancak, evlerinde yatırım aracı olarak kilo kilo altın saklarlar.

3-Bu tipleri 100 kişi içinde hemen ayırt eder, hemen tanırsınız. Çoğu kırmızı etli dudaklıdır ve gevrek ya da çatlak bir ses tonuna sahiptir.(Hocafendi Necmüddin'den kalma genetik bir özellik olduğunu sanıyorum). Ortak parfümleri ağır ağır kokan gülsuyu ya da hacı yağıdır. Geneli (Allah’ın gücüne gitmesin ama) çirkindir.

4-Çoğu ticaretle uğraşır. Birbirlerine çok bağlıdırlar. Bu nedenle sadece kendi gibi dincilerin oluşturduğu bir sürü meslek kuruluşu, lobiler, birlikler vardır. Uluslararası yeşil sermayeye hizmet ederler. Vatan, ulus, ülke, bayrak gibi kutsal kavramlar bunlarda yoktur. Hepsi ümmetçidir. Bu nedenle tomar tomar paralarını Al Baraka Türk, Asya Finans ya da Kuveyt Türk gibi Arap sermayesinin temsilcisi bankalarda değerlendirirler. Kendilerine sorarsanız, bu tercihlerinin nedeni bu kuruluşların faizsiz gelir temin etmesidir. Gerçek nedense bu bankaların yeşil sermayenin kuruluşları olmasıdır.

5-Çevrelerine din, iman pazarlamayı çok severler. Giyimleri kuşamları, tavırları ve en önemlisi parasal güçleri nedeniyle kendilerini farklı bir konuma koyduklarından toplumun diğer fertlerine nazaran daha ayrıcalıklı olduklarını sanırlar. Her konuda fikir beyan ederler; kendilerinde, insanların dini inanışları, yaşayışları, adetleri hakkında nasıl edindikleri belli olmayan bir yargılama hakkı bulurlar.

Her buldukları ortamda insanlara kaderci ve kanaatkâr olmalarını, tevekkül, itidal ve iman öğütlerler, para ve mal hırsının şu ölümlü dünyada çok gereksiz olduğunu, gerçek dünyanın öteki dünya olduğunu, bu dünyada Allah'ın kullarının sadece imtihan edildiğini söylerler. Bu söylemleriyle toplumda cahil cühela kesim arasında kendilerine saygı duyulmasını sağlarlar. Oysa kendileri para pul içinde yüzerler, trilyonluk kâşanelerde, havuzlu villalarda yaşarlar. Son model otomobillere binerler. İnsanlara öğütledikleriyle taban tabana zıt bir yaşam sürerler.

6-Bu kesim ABD'ye ve uygulamalarına çok kızar. Kendileri haricindeki herkesi "Batı taklitçisi" diye yaftalar. Oysa hemen hepsinin çocukları ABD'de tahsil yapar!!!


7-En önemli karakteristik özellikleri ise insanları "bizden, bizden değil" diye tasnif etmeleridir. Hemen hepsi korkunç ikiyüzlü, sinsi ve en önemlisi oldukça kalleştir. Yüzlerinde mürai bir ifade hiç eksik olmaz. Gülümsemeleri, dostlukları sahtedir.

Yüzünüze dost görünürler; ancak arkanızı döner dönmez sizin kuyunuzu kazarlar.

KESİN YARGI-1:
BUNLARDAN ASLA DOST OLMAZ !!! ÇÜNKÜ BUNLAR KENDİ GİBİ OLMAYANLARIN VARLIĞINA BİLE TAHAMMÜL EDEMEZLER.

8- Gerçekler karşısında sıkıştıkları yerde değme tiyatro sanatçılarını aratmayacak şekilde rol kabiliyetlerini sergileyerek mazlumu, ezilmişi, hakkı yenmiş garibanı büyük bir başarı ile oynarlar. Dininde imanında, başka hiçbir şeyle uğraşmayan, Allah yolunda boynu bükük zavallı birer nefer olduklarına toplumun cahil cühela kesimini inandırmakta hiç zorluk çekmezler. Duymak istediklerini duyar, anlamak istediklerini anlarlar. Kıvırtma, çarpıtma, demagoji sanatında üstlerine yoktur. Yalan, iftira, gıybet, dedikodu, arkadan iş çevirme gibi kötülükler yüce dinimizce kesinlikle yasaklanmış olmasına karşın dinciler için bu tip kötülükleri yapmak adeta günlük sıradan işleri haline gelmiştir.

Çünkü küffar olarak gördükleri cumhuriyet sistemini, laikliği, demokrasiyi yıkmak için her yöntemi akılları sıra mubah olarak görürler.

9- Küllî düşman oldukları cumhuriyet rejimi ve laikliği aşındırmak, yıpratmak için yıllardır süregelen bir çaba içindedirler. Bu amaçla fırsatını buldukları an laik, demokratik cumhuriyetin temel ilkelerine, anayasaya aykırı bir kanun, tüzük ya da yönetmeliği, veyahut da yerel yönetim gücünü ellerinde tuttukları bir il veya ilçede yerleşik sisteme aykırı bir uygulamayı, bakalım tepkiler ne olacak diye piyasaya sürerler. Gelen tepkiler şiddetliyse yanlış anlaşıldıklarını, amaçlarının çok masumane olduğunu söyleyerek çark ederler. Eğer tepkiler korktukları kadar şiddetli değilse laik cumhuriyete karşı bir kale daha kazanmanın keyfiyle, anında o uygulamayı şimşek hızıyla Türkiye sathında yaygınlaştırırlar. Yani, genelde nedense söyledikleri ve icraatları hep yanlış anlaşılır ve gerçek niyetleri her zaman masumanedir. (?!)

10-En önemli silahları, kendi gibi olmayan, kendi gibi düşünmeyenleri KOMÜNİST, DİN DÜŞMANI, DEMOKRASİ KATİLİ diye yaftalamalarıdır. Böylece toplumu aydınlatmaya çalışanların, DİN DÜŞMANI, KÂFİR, DİNSİZ, ATEİST, KOMÜNİST olduğunu, haklı görünmek için bas bas bağırarak, herkesi susturarak haykırırlar. Dinsel konularda zır cahil olan kitleler, kendilerinin de dinsizlikle suçlanacağından korkup çekindikleri için, dinciler dinî konularda tek söz sahibi olarak kendilerini görürler. Örneğin hemen her bölgesi deprem kuşağında olan Türkiye’de adım başı hiçbir kontrolden geçmeden cami inşaatları yapılmakta, kılıç gibi dikilen minarelerin deprem sırasında konutların üzerine devrilmesi nedeniyle birçok kişi hayatını kaybetmektedir. Diğer yandan namaz vakitleri yan yana bir sürü cami olmasına rağmen tüm camilerden, üstelik hoparlörlerle ve çoğu çok çirkin, detone ve çatlak seslerle ezanlar okunmaktadır. Bunların önlenmesini savunduğunuz taktirde size bu dinci taifesinin tepkisi her zaman aynıdır:

”DİN DÜŞMANI, ALLAHSIZ, ATEİST, KOMÜNİST !

Dinci gazeteler tarafından hedef gösterdikleri bir çok aydın Cumhuriyetçinin ölümünden bunlar sorumludur. Sonra da ölen vatanseverlerin arkasından hiç utanıp sıkılmadan timsah gözyaşları dökerler.

11-Bunların gözünde kadınlar bir eşya, cinsel birer objedir. Uçkurlarına o denli düşkündürler ki, kadınlarla ilgili her konu, kadının her uzvu bunlarda sadece cinsellik duygusunu uyandırır. Bu nedenle aynı ortamda kadınlarla oturmayı bile bünyeleri kaldıramaz. “Harem” ve “Selamlık” denen bir yapay bölünme ile seks içgüdülerini frenlemeyi sağlamaktadırlar. Mecbur kalıp bir arada olduklarında ise, kadınların hiçbir tarafları görünmeyecek şekilde poşetlenmesinin, kafalarının da rengarenk bezlerle sarılı olmasının dinin emri olduğuna herkesi, özellikle zavallı cahil kadınları inandırmışlardır.

Böylece bu kitlenin kadınları ortalıkta kafalarında devekuşu yumurtası varmış gibi öne doğru eğim verilmiş kumaşlara dolanmış bir halde ve “tesettür” denilen kendine özgü ucube bir giyim tarzıyla, manifaturacı dükkânı gibi dolaşırlar.

İşin en ilginç yanı, aslında bu kitlenin erkekleri kendi seksüel isteklerine hakim olamayacaklarını bildikleri için, yani kendilerine güvenemedikleri için kadınlarının böyle hilkat garibesi gibi görünmelerini dinin gereği diye zavallı kadınlara yutturmakta, kadınlar da bu aşağılanmayı garip bir tevekkülle sineye çekmektedirler. Kendileri “Haşema” denen garabetle denize girerken kadınlarının kendileriyle beraber bu nimetten yararlanmasını, serinlemesini, yukarda bahsettiğim sebeplerden dolayı istemezler. Bu nedenle bu kitleye özgü, deniz kıyıları bile “harem” ve “selamlık” olarak ayrılmış, özel oteller mevcuttur.

Diğer yandan büyük bir çoğunluğunun birden fazla imam nikahlı karısı vardır.

Kur’an-ı Kerim’i yüzyıllardır kasten yanlış yorumladıkları için cahilliye dönemindeki Arapların yaptığı gibi kadınları 2. sınıf vatandaş olarak görürler, onları, Kur’an böyle emrediyor diye canlarının istediği gibi döver, mirastan mahrum eder ve erkeğin yarı hakkına sahip olduklarına bu nedenle ancak 2 kadının şahitliğinin 1 erkeğe eşit olduğuna inandırırlar.

Atatürk’ün tüm bu hurafeleri ortadan kaldırmasına, daha Avrupa’da bile bir iki ülke haricinde kadınların oy verme hakkı yokken Türk kadınına bu hakkı vermesine, onu erkekle eşit bir konuma getirmesine rağmen, bugün gelinen noktada ne yazık ki ATA’ya en büyük ihaneti Türk kadını yapmıştır.

VE NE YAZIK Kİ BU KİTLEYE MENSUP KADINLAR 2. SINIF VATANDAŞ OLMAYI, DİNİN EMRİ BÖYLE DİYE KABULLENMİŞLERDİR.

12- Kadınların okumasına, bilinçlenmesine şiddetle karşıdırlar. Çoğunun karısı, kızı okumamıştır, herhangi bir iş kolunda çalışmaz. Dincilere göre kadının yeri evidir. Görevi çocuk doğurmak ve sadakatle kocasına hizmet etmektir.

Ancak Cumhuriyeti içten yıkmak için bina bodrumlarındaki fitne fesat yuvası sözde Kur'an kurslarında, arka bahçeleri olarak gördükleri imam-hatiplerde, küçük yaşlardan beri eğittikleri, militan olarak yetiştirdikleri bir kısım kızlarını sırf yurt sathında kargaşa çıksın diye provokatör olarak türbanlı kafalarla üniversitelere, kamusal alanlara sokmaya çalışırlar. Sonra da bu militan kızlar rol kabiliyetlerini kullanarak mazlumu, ezilmişi oynarlar. Cumhuriyetten, demokrasiden dem vururlar. Demokratik haklarının çiğnendiğinden bahsederler. Gerçekte ise demokrasiye, cumhuriyete hiç inanmazlar, bu 2 değere küllî düşmandırlar.

KESİN YARGI-2:
DEMOKRASİ BUNLARIN HEDEFLERİNE ULAŞMAK İÇİN KULLANDIKLARI SIRADAN BİR ARAÇTIR..

13- Ünlü medyatik dönme Sisi, bir gün bir röportajında en iyi müşterilerinin çoğunun bu kitleye mensup erkekler olduğunu söylemişti. Bu kitle yukarda da uzun uzun bahsettiğim gibi uçkuruna çok düşkündür. Ancak seksüel anlamda küçük yaşlardan beri kısıtlamalar içinde olduklarından sapık ilişkilere yönelme, küçük yaşlardaki kızlara cinsel tacizler, tecavüz gibi kavramlar, kendilerinin şiddetle eleştirdikleri toplumun diğer katmanlarından hiç de aşağı seviyede değil, aksine daha fazladır; ancak aile içi baskılar nedeniyle ortaya çok fazla çıkmamaktadır. Bu nedenle gazetelerin 3. sayfa cinayetleri bu gözle takip edilirse görülecektir ki, çoğu sıkmabaşlının, komşusu, akrabası, ya da tüpçü, bakkal, manav gibi kişilerle gizli ilişkileri olduğu, mezarlıklarda, parkların kuytuluklarında porno yıldızlarına taş çıkartacak şekilde seviştikleri hatta aşıklarıyla işbirliği yaparak kocalarını öldürdükleri çok sık rastlanan adli olaylardandır.

BÖLÜM-I SONU...
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
Cevapla

Konuya Ait Popüler Kelimeler
manav kime denir kominist kimlere denir komünist kimlere denir manav kimlere denir komünist kime denir aşırı dincilere ne denir dinci kime denir dinci kesim altin alyans takar mi dinci alyans takmak aşırı dinciler kimlerdir





© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006