Bizans İmparatoru Diyojen, Türkleri Anadolu'dan atmak için ordusuyla Malazgirt Ovası'na doğru yürüyordu.Parayla asker toplamış, Papa'dan yardım almıştı.Üçyüz bin i aşkın ordusu yürürken uzun uzun baktıktan sonra gülüyor ve etrafındakilere,

"Dünyada benim ordum kadar kuvvetli bir ordu olabilir mi?" diye soruyordu.

Etrafındakilerde gülüşüp hep bir ağızdan cevap veriyorlardı:

"Asla İmparator Hazretleri!.. Siz ve ordunuz, Alpaslan'ı dize getireceksiniz."

"Öyle olacak. Alpaslan'ı atımın kuyruğuna bağlayıp sürükleyeceğim veya bir demir kafes içerisinde tüm diyar diyar gezdireceğim!"

1071 yılı Ağustos'unun 25'inci (Cuma) günü iki ordu Malazgir Ovasında karşılaştılar.Alpaslan'ın ordusu düşman ordusunun dörtte biri kadardı.Fakat perva etmiyor, düşmanı yanmek ve Anadolu'yu "ebedî yurt" edinmek için savaşacaklarını biliyor, Allah'a güveniyorlardı.

Borular öttü, kösler vuruldu, kılıçlar çekildi, atlar kişnedi.

Tekbir sesleri Malazgirt Ovasını uzun süre çınlattı.Savaş oldu zafer Müslümanlara güldü.Ve kibirli imprator, Alpaslana esir düştü.

Alpaslan imparatoru çadırına aldırdı.Sordu:

"Sayın İmparator! Tarihle aran nasıl?"

"Hiç okumam."

"Bense çok okurum. Bu yüzden şimdi sen esir, ben de muzafferim." der. "Beni yakalasaydınız ne yapardınız imparator?"

Romen Diyojen, utana sıkıla ve korkarak cevap verdi:

"Ya atımın kuyruğuna bağlar, sürüklerdim veya bir demir kafes içerisinde diyar diyar gezdirirdim."

Tekrar sordu:

"Benim size ne yapacağımı sanıyorsunuz?"

"Ya boynumu vurduracaksınız yahut da benim size yapmayı planladıklarımı yapacak zaferinizle övüneceksiniz"

Sultan Alpaslan, yanındakilere döndü. İmparator'u işaret ederek korkunç bir sesle bağırdı:

"İşte aramızdaki fark! dedi.

Sonra tekrar İmparator'a baktı:

"Sizi serbest bırakacağım ve ülkenize güvenlice dönmeniz için, Tokat'a kadar yanınıza çok sayıda asker vereceğim imparator..."

Romen Diyojen dondu kaldı. Verecek hiçbir cevap bulamadı ve yutkundu yere çöktü.
"Ne kadar yüce olduğunuzu şimdi anlıyorum." diyebildi sadece.

işte ataLarımızın adiLLiği .Daha yorum yazan yokmu bi söz var Ecdat Tarih yazmış evLat okumaktan aciz die tam bu duruma göre

Savaş sırasında ordunun ara kollarını da Diyojen'in oğlu VII. Mikhail Dukas yönetiyordu. Saldırı esnasında henüz birlikleriyle saldırmamış olan veliaht, Alparslan'ın yaptığı Hilal taktiğiyle babasının ve ordusunun kıskıvrak Türk ordusu tarafından sarıldığını görünce, babasının yardımına koşmamış, geri dönüp yeni imparatorluğuna yürümüştür. Savaş sonunda yukardaki olaylar gerçekleştikten yani Alparslan Diyojen'i serbedt bıraktığında birde anlaşma imzalarlar. Anlaşmaya göre Selçuklular Bizans'a saldırmayacak ve batıya doğru giden Türk kavimlerini tutacaktır. Böylece Roman Diyojen işkence görmeden Türk topraklarından serbestçe ülkesine gitmiş ve kendisine düşmanın yapmadığı bütün kötülükleri kendi ülkesinde oğlu yapmıştır. Ve saray a giremeden kendi oğlu tarafından öldürtülmüştür.

yeni imparator VII. Mikhail Dukas babasıyla, Alparslan tarafından geçen anlaşmayı kabul etmemiş bir anlamda kendi sonunu getirmiştir. ünkü anlaşma iptal edilince Türklere batı anadolu yolu açılmış oluyordu.

Not: Bizans'ın ücretli ordusunda yer alan Peçenekler ve Kıpçaklar gibi Türk soylu kavimler savaş esnasında Türk Ordusunda Türkçe konuşulduğunu duyunca, onlarla aynı soydan geldiklerini anlayıp, Türk Ordusu saflarına geçmişler böylece savaşın kazanılmasında önemli bir yol oynamışlardır.

Bunlarda benden

HarektOrdusu demiş ki: - Savaş sırasında ordunun ara kollarını da Diyojen'in oğlu VII. Mikhail Dukas yönetiyordu. Saldırı esnasında henüz birlikleriyle saldırmamış olan veliaht, Alparslan'ın yaptığı Hilal taktiğiyle babasının ve ordusunun kıskıvrak Türk ordusu tarafından sarıldığını görünce, babasının yardımına koşmamış, geri dönüp yeni imparatorluğuna yürümüştür. Savaş sonunda yukardaki olaylar gerçekleştikten yani Alparslan Diyojen'i serbedt bıraktığında birde anlaşma imzalarlar. Anlaşmaya göre Selçuklular Bizans'a saldırmayacak ve batıya doğru giden Türk kavimlerini tutacaktır. Böylece Roman Diyojen işkence görmeden Türk topraklarından serbestçe ülkesine gitmiş ve kendisine düşmanın yapmadığı bütün kötülükleri kendi ülkesinde oğlu yapmıştır. Ve saray a giremeden kendi oğlu tarafından öldürtülmüştür. yeni imparator VII. Mikhail Dukas babasıyla, Alparslan tarafından geçen anlaşmayı kabul etmemiş bir anlamda kendi sonunu getirmiştir. ünkü anlaşma iptal edilince Türklere batı anadolu yolu açılmış oluyordu. Not: Bizans'ın ücretli ordusunda yer alan Peçenekler ve Kıpçaklar gibi Türk soylu kavimler savaş esnasında Türk Ordusunda Türkçe konuşulduğunu duyunca, onlarla aynı soydan geldiklerini anlayıp, Türk Ordusu saflarına geçmişler böylece savaşın kazanılmasında önemli bir yol oynamışlardır. Bunlarda benden

evet bu da konuşmanın öncesinde ve sonrasında olanlar teşekkürler

Osmanlının çok önemli savaşıymış benim bildiğim yaklaşık 38.1 katı kadar insan varmış ama hiç hesaba katmadıkları bir söz varmış Bir Türk Dünyaya Bedel Teşekkürler

Tüylerim diken diken oldu valla
Gurur duyuyorum Türk olduğum için.

Sonduraq demiş ki: - Osmanlının çok önemli savaşıymış benim bildiğim yaklaşık 38.1 katı kadar insan varmış ama hiç hesaba katmadıkları bir söz varmış Bir Türk Dünyaya Bedel Teşekkürler

evet ancak büyük selçuklunun zamanlarıydı o zamanlar osmanlı yoktu daha
ben teşekkür ederim

süpermiş! İşte Türkler... Keşke her Türk böyle olabilse.

Yanlış anlaşılmasın ama biz türklerin sonunu osmanlı getirmiş

mükemmel bir insanmış Alparslan ve işte Türk