KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Genel Başlıklar > Tartışma


Tartışma - Bir çok konu hakkında burada tartışabilirsiniz


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 13.10.11, 15:05
HarektOrdusu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 14.11.09
Erkek - 14
Mesajlar: 2.127
Teşekkürler: 376
Üyeye 306 kez teşekkür edildi
Soru İşareti Şubat 2009......Herşeyin 'altın'a bakacaksınız!


UyarıGörmek için lütfen buradan üye olunuz.


Makarayı üç yıl geriye sarıyoruz. Tarih: 25 Mayıs 2006. Yer: İstanbul Atatürk Havaalanı kargo bölümü.

Yangın çıkar.

Önce yangının elektrik kısa devresinden çıktığı söylenir. İstanbul Vali Yardımcısı Vedat Müftüoğlu, HAVAŞ'ın kullandığı kargo bölümünde, kaynak yapımı sırasında sıçrayan kıvılcım nedeniyle çıktığını açıklar. HAVAŞ kendisine ait kargo bölümünde çıktığını yalanlar.

Kargo depolarında bulunan kimyasal/nükleer maddelerden çıktığı da öne sürülür, görgü tanıklarından patlama gördüğünü söyleyenler de olur.

Çıkış sebebi ve noktası konusunda rivayet muhtelif olmakla birlikte ortada ciddi bir yangın vardır. İstanbul İtfaiyesi külliyen su olur havaalanına akar. Söndürme uçakları 180 sorti yapar.

---

İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Yönetim kurulu Başkanı Ömer Halaç, Atatürk Havalimanı'ndaki yanan kargo terminalinde;

Amerika ve başka ülkelere gönderilmek üzere çok miktarda işlenmiş altın,
400 kilogram gümüş ve bir kasada uluslararası banka işlemlerinde kullanılmak üzere yaklaşık 14 milyon Dolar civarında para bulunduğunu söyler.

Halaç'ın beyanına göre; Yangından hemen önce, Atasay Kuyumculuk 2.5 milyon Dolar değerinde altının kargodan giriş işlemlerini yaptırmıştır. Erimiş olması ihtimali vardır ama Atasay altınları sigorta kapsamındadır.

Ancak Atasay'dan bir yetkili, "Yurtdışından gelen bir miktar altınımızı kargodan çekmiştik" der.

400 kilogram gümüş de Sistem Lojistik'in kargo binasında erimiştir.

---

Ömer Halaç, 1996 yılında devlet tarafından kurulan İstanbul Altın Rafinerisi AŞ'nin (İAR) çoğunluk hissesini 2002 yılında satın alan altın sektörünün 'altın çocuğu', lideridir.

İstanbul Altın Borsası, hazine Müsteşarlığı ve Vakıfbank'ın da ortak olduğu İAR'ın yüzde 99 hissesi Halaç`a aittir (Hatırlatma: Deniz Feneri?ne gemi alımı için 1,7 Euro krediyi de Vakıfbank vermişti. Zekeriya Karaman Vakıfbank Şube Müdürlüğü?nden emekli. Deniz Feneri davasında Vakıfbank çok önemli. İstanbul Belediyesi de parasını Vakıfbank'ta tutuyor).

Efendim, altın sektörünün iplerini elinde tutan Ömer Halaç'ın en büyük arzusu Afrika'daki altını çıkartıp, ham altını rafine etmektir...Bu bilgiyi de koyun kenara.

Bugünlerde Sayın Kılıçdaroğlu'nun (Y.N. Herkese 'Sayın' diyemediğimin farkındasın değil mi Aziz&Azize okur!) Başvekile "Tanıyor musun, oğlunun iş ortağı" dediği Ekrem Tosun, Cihan Kamer'in mali müşaviri.

Cihan Kamer Atasay ve Atagold Kuyumculuk'un sahibi . Atagold'un yüzde 50 hissesi Başvekilin mahdumu Bilal ve zevcesi Sema Erdoğan'a ait.

Cihan Kamer Başvekilin yurtdışı gezilerinde yanından ayırmadığı, 'yakın dostu'.

Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, 1 Ağustos 2004'te KDV yasasını değiştirip, elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, gibi değerli taşların KDV'sini yüzde 18'den sıfıra indirmesiyle kalkınan kuyumculardan.

İlaç, makarna, ekmek, simit alırken ödediğimiz KDV'yi altına, pırlantaya, elmasa ödemeyenlerden.

Başvekilin mahdumlarına düğünde takılan altınlar mutlaka Cihan Kamer'in Atasay Kuyumculuk'undan satın alınıyor. Daha sonra Başvekil bu altınları Atasay'da bozduruyor.

Biz çocuğun altını değiştirmeyi biliriz, Recep Bey çocuklarının altınını değiştiriyor.

Cihan Kamer, "Başbakan?ın kuyumcusu" ya da "gayrı resmi mali müşaviri" olarak tanınıyor. Recep Bey ve çocuklarının portföyünü o yönetiyor.

Yani, Cihan Kamer Recep Bey'in mali müşaviri, Ekrem Tosun da Cihan Kamer'in.

Ekrem Tosun'un, Güneydoğu'daki yeraltı madenlerinin yağmalanmasında, altın, çinko, bakır, krom vs. nin yabancı şirketlere ve din tüccarlarına devredilmesinde çok önemli rolü var.

---

Başvekil Recep Bey "Son günlerde Sayın Kılıçdaroğlu şahsımın ismini zikrederek kamuoyunda esrarengiz bir hava yaratmaya çalışmaktadır" diyor ya, Kılıçdaroğlu'nun birşey eklemesine gerek yok, olaylara, bağlantılara zoom yapınca herşey esrarengiz bir hal alıyor.

Mesela, "Havaalanı yangınından hemen önce Atasay altın getirmişti" diyen, altın sektörünün lideri Ömer Halaç, tam da Afrika ülkelerinde altın çıkartmak üzereyken, oradan getirilecek ham altını rafine edecek çalışmalar yaparken 38 yaşında, İstanbul'da bir hastanede küt diye sıtmadan ölüyor (Mayıs 2008).

Halaç'ın ailesi "teşhiste gecikme" nedeniyle hastaneye 12 milyon YTL tazminat davası açıyor.

Koç Allianz, havaalanı yangınından zarar gören 55 müşterisine milyonlarca YTL sigorta ödemesini yapıyor, fakat Koç da konuyu yargıya taşıyor.

---

Yeraltı dedik, maden dedik... Az daha geri gidip filmi 2005 yılına saralım.

Cihan Kamer, Güney Afrika'da 'karbon' çıkartma işine de soyunuyor.

Ahaliden 'elmasın saf karbon olduğunu bilen çıkabilir düşüncesiyle, "Elmas yok, sırf kömür işi" diyor.

Cihan Kamer'in Güney Afrika'daki ortağı Sumo Colliery S.A şirketinin Genel Müdürü Vuslat Bayoğlu.

2005 yılında Güney Afrika'ya giden Başvekil Recep Bey onuruna Johannesburg'daki Fethullah Gülen okulunda verilen davette, kömür madeni işleten, Cihan Kamer'in ortağı Vuslat Bayoğlu da var.

Sumo Colliery firması 360 Dolar sermaye ile kurdurtulmuş ve daha sonra Melih Gökçek'in Vakıfbank Genel Müdürü'ne kurdurduğu VAK-BEL'e kömür satmış bir şirket.

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Sumo?dan kömür ithali için önce VAK-BEL'i, daha sonra Cayman Adaları'nda, 10 bin Dolar sermayeli Black Diamond adlı bir şirket kuruyor. Black Diamond, Sumo'dan aldığı kömürü üzerine kâr payı koyarak VAK-BEL'e satıyor.

Cayman Adaları, vergi kaçıranların gizli offshore hesaplarının bulunduğu cennetlerden.

Milliyet yazarı Serpil Yılmaz, 3 Mart 2005 tarihli yazısında diyor ki;

Terör uzmanı Ali Köknar, "PKK'nin Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki İlişkileri" raporunda VAK-BEL'den bahsediyor:

"Türkiye'ye silah ambargosu uygulayan Güney Afrika ile ilişkiler kötüydü.1998'de Melih Gökçek'in daveti üzerine Pretoria kentinin Belediye Başkanı Joyce Ngele Ankara'ya geldi. Ankara Belediyesi'ne bağlı Belko'nun, Güney Afrikalı bazı aracılara fahiş komisyonlar ödeyerek, milyonlarca dolarlık kömür aldığı göz önünde bulundurulursa, maksat kolayca anlaşılır."

---

Başvekil Recep Bey'in yakınındaki işadamları, Türkiye kesmeyip Afrika'daki altın, elmas, bakır, krom, kömür madenlerini de hallaç pamuğu gibi atar, bir yandan Afrika, Cayman Adaları (off shore hesaplar) üzerinden belediyeleri soyarken, 2008 yılında Dışişleri Bakanlığı "2009 yılı sonuna kadar Afrika'daki 15 ülkede diplomatik misyon açmaya" karar veriyor.

Cihan Kamer diyorsun, hamisi Başvekil Recep Bey.

Ekrem Tosun diyorsun Recep Bey'in mahdumunun iş ortağı.

Vakıfbank diyorsun, Recep Bey'in partisinin fena halde batağa saplandığı Deniz Feneri'nin sponsor/aracı bankası.

Melih Gökçek desen hâkeza, arkasında kapı gibi Recep Bey.

Güney Afrika'da çıkarttığı kömürü Ankara Belediyesi'ne fahiş fiyata satan da, "Elmas değil kömür ithal edeceğim" diyen de, şu an altın piyasasını elinde tutan da, Fetullah da, PKK da hepsi elele bir çember olmuş, çemberin merkezinde Adalet ve Kalkınma Partisi.

Eylül ayında Safile Usul "Dün içime birden Kemal Kılıçdaroğlu'nun korunması gerektiği hissi geldi" yazdığında "Yok canım sen de..." diye düşünmüştüm.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun can güvenliği konusunda artık ben de fena halde endişeliyim.Umarım her türlü fiziki güvenliği sağlanmıştır.

Hiçbirimiz AKP'nin yaptığı hırsızlığın, yağmanın boyutları hakkında ne bilmediğimizi henüz bilmiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu tek başına, ilmek ilmek söküyor. Şaban Dişli'yle Mir Dencır'da kolları sökmüştü. Şimdi belden çekti ipliği, yukarı doğru çıkıyor.



Şubat 2009
Alıntı ile Cevapla
Teşekkür Edenler:
Sponsor
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006