Bekir Coşkun - ANAYASANIN PANTOLONU... (13.10.11)
Milletvekillerine odacı, sekreter, danışmandan sonra, şimdi de birer şoför...
İlerde birer berber...
Belki bir tellak...
Ama birinci derecede yakınlarını şoför olarak almamaları hükmü konuldu karara... Ki babasını şoför yapıp, oğlunu oto servisi gösterip, amcasını kriko kaydedip, eniştesini de akaryakıt diye almasın...
*
Özel şoförle hız kazanınca, Türkiye’nin en acil sorunu ile başladılar işe:
TBMM’de “isteyen kravat takmasın” diye önerge verdiler...
“Bir parça bez” diyeceksiniz...
Öyle demeyin, önergenin devamı da var:
“İsteyen de türban taksın...”
Etti iki parça bez...
İkisi de birer parça bez ama; birincisini medeni insanlar takar, bunlara göre “yular”... İkincisi bizim dincilere göre “kutsal”...
*
İşte yine o kafa....
İnsanlık, dünyanın her yerinde uygarlığa doğru bir adım daha atabilmek için çırpınırken... Kafanın maksadı; Batı medeniyetinin bir simgesini olsun hırpalamak, dinciliğin ortaçağ simgesini TBMM’ye oturtmak...
*
İniyoruz aşağıya:
Pantolon...
Karar veremediler, kadın milletvekilleri pantolon giysin mi, giymesin mi?..
Tartıştılar, atıştılar, konuştular, önerge verildi, önergeyi çektiler, sonunda komisyona geri çıktı pantolon...
Ben bu kadar dilden dile, komisyondan komisyona, elden ele dolanan pantolon görmemiştim...
İyi ki “pantolonun” içinde milletvekili yoktu...
*
Pantolonda anlaşamadılar da anayasada anlaşabilecekler mi?..
Ya da; yapacakları anayasanın bir maddesi diyelim ki “pantolon maddesi” olsaydı... Nasıl aşılacaktı pantolon?..
*
Daha da açıkçası size...
Bu Meclis; olmayan demokrasinin oynandığı bir sahne...
Bir tek vekilini bile kendisi belirlemeyen... Kimin kendisini temsil edeceğini seçtikten sonra öğrenen... Bir kişiye oy verince 550 kişiyi seçmiş olan milletin Meclis’i...
Bir nevi siyasi tiyatro...
Bu izlediğiniz pantolon, etek, kravat, başörtüsü ise işin sahne kostümü kısmıdır...
*
Sonuçta komisyona çıktı pantolon...
İndirsinler...
Anayasalarını göreceğiz...
|