4.1... Lazarus Rising....
Dean geri geldikten sonra 'Wedge Antilles' ismi ile Sam'i aramaya başlar...
Bobby: o ismi kullanacağını nerden biliyorsun?
Dean: benimle dalga mı geçiyorsun? bu çocuk hakkında bilmediğim ne varki?
Dean Sam'e kendisini kurtarmak için ne yaptığını sorar...
Sam: herşeyi denedim, işte gerçek... cehennemin kapısını açmayı denedim anlaşma yapmayı denedim ama hiç bi iblis anlaşma yapmadı tamam mı? sen aylarca cehennemde yandın ve ben bunu durduramadım ve özür dilerim seni kurtaran ben değildim... Dean özür dilerim...
Dean: önemli değil Sammy af dilemene gerek yok, sana inanıyorum
Impala'nın içinde...
Dean: bu şeyde ne?
Sam: bu bi iPod jack.
Dean: ona iyi bakman gerekiyordu, içine etmen değil
Dean Pemala'nın belinde ki 'forever Jesse' dövmesini görür...
Dean: Jesse kim?
Pamela: şey, sonsuza kadar sürmediği kesin
Dean: onun kaybı
Pamela: belki senin kazancın olur
Dean Sam'e: dostum, ben varım
Sam: seni diri diri yiyecek
Dean: hapisten yeni çıktım, getir bakalım
Pamela Sam': sende davetlisin, huysuz
Dean: sen davetli değilsin...
Dean: yaşıyo olmana şaşırdım ben gittikten sonra Lilith seni öldürmüştür diye düşünmüştüm
Sam: aslında denedi ama başaramadı, kim daha çok şaşırdı bilmem ben mi yoksa o mu?
Sam: neler oluyor Ruby
Ruby: bilmeyi isterdim
Sam: güçlü bi şeytanın Dean'ı çıkardığını düşünüyoruz
Ruby: imkansız! Sam insanların ruhları öylece cehennemden çıkıp bedenlerine geri dönemezler, bu şey yıkıyor depremler yaratıyor, bu kozmik bi şey... hiç bi şeytan bunları yapamaz ne lilith ne de başka biri
Sam: kim yapabilir peki?
Ruby: daha önce görmediğim birşey
Dean: ayini doğru yaptığına emin misin?
Bobby anlamlı bi bakış atar
Dean: özür dilerim (kendi kendine) alıngan alıngan
4.2 - Are You There God? It’s Me, Dean Winchester...
Dean: bildiğim tek şey bi melek tarafından kurtarılmadığım...
Dean: bi düşün, eğer melekler gerçek olsaydı, bi avcı bi şekilde onlardan birini görmezmiydi?
Sam: sen gördün ya işte
Dean: meleklerin koruyucu olduğunu sanıyodum, bilirsin kabarık kanatlar, haleler, Michael Landon falan gibi ama serseri olmamaları lazım
Dean: Ronald. hey, hadi ama, biz dostuz...
Ronald: o ben hala nefes alırkendi, şimdi ise seni çiğ çiğ yiyeceğim
Dean: şey, ama ben hamburger değilim
4.3... In the Beginning...
Castiel: kader değiştirilemez, Dean...
Genç Mary: ben bi ailem olsun istiyorum, güvende olmak istiyorum... düşündüğüm en kötü şey ne biliyo musun? yani en kötü şey! çocuklarımında bu işe bulaşması, tıpkı benim gibi... böyle bişey olmasına asla izin vermeyeceğim...
Dean gözleri dolu dolu annesine bakar...
Dean: Sammy her nerdeysen... annemiz tam bi fıstık! (duraklar ne söylediğinin farkına varır) cehenneme gideceğim! tekrar...
Dean: ne yani meleklerin kendilerine ait DeLoreans'ı mı var?
(DeLoreans; Back to the Future'daki araba)
Castiel ortadan yok olduktan sonra Dean: "hadi ama, doğru düzgün cevap vermeye alerjin mi var, seni şerefsiz herif"
Dean: 2.Kasım.1983 günü sakın yatağından çıkma, ne duyarsan duy ne görürsen gör! bana yatağından çıkmayacağına dair söz ver!
genç Mary: tamam
Dean Azazel'e: gözlerimin içine bak, seni şerefsiz herif, çünkü ben seni öldürecek olan kişiyim...
Azazel: demek gelecekten geldin? bunu yapabilecek tek bişey biliyorum, görünen o ki yüksek mevkilerde tanıdıkların var?
Dean, psişik çocuklarla ilgili...
Dean: neden yaptın? asıl amacın neydi?
Azazel: bunu sana ve omzunda oturan o meleğe söyleyemem...
4.4...Metamorphosis...
Sam: tüm ailemiz öldü, peki ne için? sarı gözlü iblis odama gelip ağzıma kanını damlatsın diye mi?
Dean: Sam ben iblis kanıyla ilgili hiç bişey demedim? bundan haberin varmıydı?
Sam: evet, bir yıldır
Dean: koca bir yıl!
Sam: sana söylemeliydim, üzgünüm
Dean: son zamanlarda bunu çok sık söylüyorsun, Sam
Sam gücünü iyilik için kullandığını söyler...
Dean: şimdi söyle bana eğer bu o kadar harika bişeyse neden bana bu konuda yalan söyledin? peki neden bi melek bana seni durdurmamı söyledi?
Sam: ne?
Dean: Cas eğer seni durdurmazsam kendisinin durduracağını söyledi, bunun ne anlama geldiğinin farkında mısın? bu Tanrının bu işi yapmanı istemediği anlamına geliyo ve sen karşıma dikilip herşeyin çok iyi olduğunu söylüyorsun...
Sam'in güçleriyle ilgili bi tartışmada...
Sam: daha fazla ileri gitmesine izin vermem
Dean: zaten yeterince ileri gitti, Sam.(duraklar) eğer seni tanımasaydım, seni avlamak isterdim... ve diğer avcılarda isterdi...
Travis: babanız ikinizi böyle bir arada görseydi gurur duyardı
Dean Sam'e anlamlı bi bakış atar: aileden önemli hiç bi şey yoktur
4.5...Monster Movie...
Dean: Raiders'ı izlememiz gerkecek
Sam: ben izledim.
Dean: bensiz mi?
Sam: sen cehennemdeydin.
Dean: bu bi bahane değil.
4.6...Yellow Fever...
Dean: neden ben? neden sen değil? o dalak suyu sanada sıçradı
Sam: Bobby ve benim bi teorimiz var, diğer üç kurbanda aynı kişilik özelliklerine sahipler
Dean: evet?
Sam: yani hepsi serseriymiş
Dean: yani benim de serseri olduğumu söylüyorsun?
Sam: hayır, hayır sadece bu değil, bunların hepsi korkuyu silah olarak kullanıyolarmış
Dean: ben insanları korkutmam
Sam: Dean, yaptığımız tek şey insanları korkutmak
Dean: peki o zaman sende serserisin
Sam: görünüşe göre değilim
Dean: herneyse
Sam: nasılsın?
Dean: harikayım! hayatımın tehlikede olmasını nasıl bi histir nerdeyse unutuyordum, bu acayip derecede zevkli bişey...
Sam: meğer en büyük ipucumuzu görmemişiz... seni!
Dean: ipucu olmak istemiyorum!
Sam döndüğünde Dean'ı arabanın yanında bulur..
Sam: senin dışarda ne işin var
Dean: odamız dördüncü katta
Sam -nolmuş- der gibi bakışlar
Dean: baya yüksek
Sam: 1.katta oda var mı bi bakıyım
Dean: teşekkürler
Dean: bu işe yaramayacak hadi ama bu rozetler sahte ya biri fark ederse, hapse girebiliriz
Sam: Dean, shhh! sakin ol, derin bi nefes al?
Dean derin bi nefes alır
Sam: tamam! şimdi daha iyi misin?
Dean 'hayır' der gibi başını sallar
Sam: neyse, hadi gel...
Sam Dean'a silahını uzatır...
Dean: ben onu taşıyamam, ateş alabilir
Sam şaşkın ve sinirli bakar, Dean bi fener alır
Dean: ben el lambasını tutan adam olucam
Dean: hadi ama Sam. ne yapıyoruz biz?
Sam: hayalet avlıyoruz
Dean: hayalet, kesinlikle... bunu kim yaparki?
Sam: biz!
Dean: biz, doğruya! işte bu yüzden hayatlarımız berbat, demek istediğim biz canavar avlıyoruz bu ne biçim şey? sıradan insanlar canavar gördüğünde kaçar ama biz yapmayız! bizi öldürecek yada yiyecek olan şeyleri araştırırız? böyle bişeyi kim yapar? deli insanlar, biz kafayı yemişiz...
(duraksar)
Dean: ve sonra kötü yemekler pis otel odaları böyle bi hayatı kim ister ki? huh? cidden? yani sen günde sekiz saat benimle aynı arabaya tıkılmaktan hoşlanıyormusun? hem de hergün! hiç sanmıyorum, yani ben çok hızlı kullanırım, aynı beş albümü tekrar tekrar dinlerim ve aynı anda şarkı söylerim biliyorum çok sinir bozucuyum, ve sen çok gazlısın bi burrito yediğin zaman toxic salgılıyosun? ne var biliyomusun?
(anahtarları Sam'e atar)
Dean: boşver gitsin!
Sam: whoa, Dean. nereye gidiyosun?
Dean: benden uzak dur, Sam. tamam mı? artık bu işleri bırakıyorum artık canavarlarla cehennem köpekleriyle hayalet hastalıklarıyla kıyametle falan işim olmaz bırakıyorum, çıkıyorum, istifa ediyorum...