George Tabori'nin yazdığı "Annemin Cesareti" adlı oyunu Nesrin Kazankaya çevirip yönetti. Üsküdar Tekel Sahnesi’nde prömiyer yapan oyunun dramaturgisi Şafak Eruyar'a, yönetmen yardımcılığı Zeynep Özden'e, dans düzeni Erdinç Anaz ve Çiğdem Agas'a, dekor-kostüm tasarımı Şirin Dağtekin Yenen'e, ışık tasarımı Önder Arık'a ait.
Oyunda rol alan sanatçılar: Serpil Tamur, Ozan Ayhan, Seval Gökçe, Can Yılmaz, Utku Güneş, Güneş Çağlar, Eda Yapanar, Oğuz Turgutgenç, Su Mıhladız, Erdem Gündüz, Çiçek Haklı, Melis Baykal, Eylem Gülter Yazıcı, Evrim Artut
OYUNUN KONUSU
Oyunda olaylar 1944 yılında Nazilerce işgal edilen Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de geçer. George Tabori'nin annesi, kız kardeşine iskambil partisine gitmek için sokağa çıktığında, iki yaşlı polis tarafından tutuklanıp, Yahudi olduğu gerekçesiyle Auschwitz toplama kampına gönderilmek üzere tren garına götürülür.
Kocası marksist olduğu için hapiste olan bayan Tabori, iki oğluyla birlikte, pek çok odasına Almanlar tarafından el konulmuş evinde yaşamını sürdürmeye çalışmakta ve hâlâ içinde bulundukları durumdan şikayet etmeyip, umudunu yitirmemektedir. Annenin, tren garına giden yolda ve gardaki Macar -Yahudi kalabalıkla ilgili gözlemleri, eski güzel günlerdeki ve şu an faşist kuşatma altındaki Budapeşte'yle, kendi aile yaşamları üzerine şiirsel bir anlatımdır. Budapeşte garından Polonya sınırına dek hayvan vagonlarında, hüzünlü ve insanlık dışı bir yolculukla üst üste taşınan 4000 Yahudi'den kurtulan bir tek kişi anne Tabori olacaktır.
Polonya sınırında terkedilmiş bir fabrikada, Alman subaylar tarafından kaydedilip teslim alınacak Yahudiler arasından, bir rastlantı sonucu çıkarılıp geriye, Budapeşte'ye yollanan bayan Tabori, gecenin geç saati de olsa kardeşine gidip iskambil partisine katılır. Oğul Tabori'nin anlattığı anılarla başlayıp, canlanan anılara yeni kişiler eklenmesine ve zaman zaman annenin anlatımına dönüşerek süren oyun, çağrışımlarla zıplayarak bir ailenin traji-komik yaşam öyküsünü sergiler. Bu, ailenin yaşamının yanı sıra bir ülkenin hüzünlü öyküsüdür.
Oyun dans tiyatrosuyla, açık biçim bir tiyatro konseptinin buluşmasıdır. Sahnelerin dansla canlandırıldığı ve müzikle desteklendiği oyunda, George Tabori, öykü anlatımını yüksek bir edebiyatla buluşturur. Karakterlerin ve olayların yalınlığı, naifliği, edebi anlatımın zenginliği ve güçlülüğüyle de desteklenir. Yazarın kendi ailesinin gerçek yaşamını konu alan bir günlük tutuklanma ve kurtulma öyküsünde, Yahudi toplumunun yaşadığı soykırım ve savaşın vahşeti sergilenir.
İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesine bir yıl kala faşizmin, Macar Yahudilerini telaş içinde katletmesi tarihin acımasız, trajik boyutlarından birisidir. Savaşın ve faşizmin vahşeti, zamanı hiçe sayar. Sıradan insanların savaş koşullarındaki yoksunlukları, boyun eğişleri ve cesaretleri, öfkeleri, diyalektik bir durum içinde sergilenir. George Tabori, bir gün içinde geçen tutukluluk ve kurtuluşu içeren cesaret öyküsüyle savaşı anlatmadan savaşın insanların yaşamını, davranışlarını nasıl etkilediğini aktarır.
Ocak ayı Oyun günleri:
Üsküdar Tekel Sahnesi
16-17-21-23-24 Ocak 2010