~Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?
Sen Hiç Ateş Böceği Gördün mü?
Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği SEN HİÇ ATEŞBÖCEĞİ GÖRDÜN MÜ? oyunu BKM Oyuncuları tarafından toplam 504 kez sahnelenerek yaklaşık 568.000 kişi tarafından seyredilmiştir.
Oyunda 1948 yılında dünyaya gelen üsütün zekalı Gülseren’in yaşam öyküsü, çevresindeki karakterler ve toplumsal gerçekler eşliğinde anlatılıyor. İdealleri çıkarlarla çarpıştığı hüzün ile mutluluğun kolkola dolaştığı, her gülümseyişin bir damla gözyaşı ile kucaklaştığı 50 yıllık öykü aslında, bir avuç ateşböceğininn teknolojiye karşı direnişidir. Oyunda, onyedi oyuncu, sekiz teknik eleman ve ikiyüzbin ateşböceği görev yapmıştır. Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı ve yönettiği “Sen hiç ateşbceği gördün mü?” 23 Ocak 1999’da ilk kez sahnelenmiş ve Haziran 2001 itibarıyle izleyici sayısı 375 oyunla 415,000 kişiye ulaşmıştır.
Repliklerinden öne çıkanlar;
Gülseren :Kürşat dayıma göre hemen bir hocaya gösterilmeliydim. Çünkü ona kalırsa konuşan ben değildim.Ben ağzımı oynatıyorudm şeytan bana dublaj yapıyordu. Ben de isterdim problemsiz ortalama bir salak olmayı ama olmadı işte.
Coğrafya hocası mualla ile ilgili bölüm:
Gülseren :Hocam şu sınıfın kapısından içeri girdiğinizde ne güzel oluyor di mi her şey. Biz bütün sınıf ayağa kalkıyoruz siz de kendinizi bir şey zannediyorsunuz. Ama tenefüs olunca tuvalete kapanıp ağlıyorsunuz. Bu yüzden size ağlak mualla diyorlar.
Mualla :Aaaaaa ağlak mı?
G :Evet , ağlıyorsunuz çünkü kocanızın başka kadınlarla yattığını biliyorsunuz. Biliyorsunuz ama onu sözlüye kaldıramıyorsunuz. “ Söyle bakalım Recai üç tarafı kadınlarla çevrili evli bir erkeğe ne denir?”
_ ne biliyim hanım bir eli donda bir eli sütyende denir heralde
“ yo yo yo Recai bilemedin doğru cevap yarım adam veya şerefsiz olacaktı. Recai Recai sen benim hayatımda gördüğüm en adi en şerefsiz en aşağılık adamsın. Neydi senin numaran Recai.
Sürme hanım teyze ile ilgili bölüm :
G :Aaa bak son dedikodulardan bihaber kalma diye hemen söyliyim. Gelirken gördüm senin büyük kız bizim zerzavatçı Abdi ye memelerini gösteriyordu.
_neeee Hemen endişelenme Sürme teyze Abdi senin kızın memelerini çok beğendi.
_neee
Tabi canım beğenmese öper miydi?
_öpüyor muydu?
G: Evet sonra kömürlüğe indiler. Abdi memeleri beğenince devamını da görmek istedi haliyle. Müjde sürme teyze şimdi kızın seni en iyi şekilde temsil ediyor kömürlükte.
Annesi : Nazif bey bundan böyle benim yanımda iğde şeker veya tuz lafı edersen bu evde bir saniye bile durmam haberin olsun.
_ bundan sonra sadece un diyceksin baba
Kız isteme:
G: Siz bakmayın babamın devamlı bana kızım dediğine ağız alışkanlığı yoksa ben kız değilim. İşte bu insanları da bu yüzden çok takdir ettim hala. Bugün hangi doğru düzgün aile dul bir kadını ister ki.
_neee dul mu
G:Aaa size söylemediler mi ben daha önce iki kere evlendim.
Annesi: kız delirdi Nazif bir şeyler yap
G : İkinci kocamla evlendiğimizde ben daha tam olarak ikinci kocamdan ayrılmamışım dedim ki bak Salih ben bedri yi hala seviyorum e madem balayına çıkıyoruz geniş bi oda tutalım bedri de bizimle kalsın o dönemde benim çıplak fotoğraf çektirme merakım var. Dedim üçümüz çeşitli fotoğraflar da çektiririz. Güzelce otelimize yerleştik. Aaa tam o sırada eski sevgilim fuat çıkagelmesin mi? Ben o sırada Salih le evlenmişim bedri yi seviyorum fuat a karşı da kayıtsız değilim.
…….
Babasının ölümünü anlatırken:
Bu olaydan bir hafta sonra bir Çarşamba günü tanıştım yalnızlıkla. Sen yalnızlığı yakından gördün mü hiç? Ben gördüm. Bahsedildiği gibi değilmiş hiç. Ben daha iri yarı bir şey bekliyordum. Biliyordum başından beri biliyordum. Nerden biliyordum bilmiyordum ama biliyordum işte. Olsa olsa bir Çarşamba günü olurdu bu. Zaten hep dah bir yalnız uyanmışımdır Çarşamba günleri. Ne olacağı belli olmayan bir haftanın tam ortasında. Yapayalnız.
Hiçbir şeye benzemez biliyor musun
Ne?
Bir şeye inanmanın tadı
Bu mesaj; Aftiel tarafından '01.02.10 - 20:12' tarihinde değiştirildi.
|