KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Kültür & Sanat > Şiirler, Denemeler, Anılar


Şiirler, Denemeler, Anılar


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:23
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Bedirhan Gökçe

Kızamık Ağıdı


ben gamlı donuk kış güneşi,
çıplak dallarda sessiz dinleniyordum.
köyleri, yolları dağı taşı
ısıtıyor, avutuyordum.

bir köy gördüm ta uzaktan,
dağlar ardında kalmış bilmezsiniz,
kar örtmüş, göremezsiniz karanlıktan
yalnızlıkta üşür üşür çaresiz.

ben gördüm bu köyü, damların altında
çocukları kızamık döküyor,
gözleri, göğüsleri, yüzleri, ah bırakılmış tarla,
gelincikler arasından öyle masum bakıyor.

habersiz hepsi kızamıktan ve ölümden,
kirli yüzlerinde açan ölümden habersiz.
ve düşmüş bir gül oluyorlar birden,
bebekler ölüveriyorlar, ölümden habersiz.

alilerin kızı emineyi gördüm
öldü.. yusufların kadir öldü, emmisinin
dudu öldü,
ikindiye doğru evlerine vardım.
gördüm döne öldü, ali öldü, dudu öldü.

bir bir saydım, yirmi üç çocuk,
ah, güllü güllü gülizar öldü,
gördü kış güneşi, gamlı ve donuk,
daldı oğlanlar, çiçekti kızlar, öldü.

gamlı türkümle tepeden aşağı bıraktım,
bıraktım kendimi düşesiye ölesiye,
bu acıdan sonra nasıl doğacaktım,
nasıl dönecektim aynı köye?

iniyor ve kar altında örtüyordum,
bu çocukları, bu habersiz çocukları,
görmediniz anlatamam, ürperiyorum,
bir şey demek için açılmıştı dudakları,

ah, ben bir gün tepelerden, tepelerden,
varıp önünüze, önünüze dikilip duracağım,
aydınlardan, hekimlerden, öğretmenlerden,
bir gün soracağım, bu çocukları soracağım.

o çaresiz, o yalnız, o karanlık günde
siz neredeydiniz diyeceğim, neredeydiniz?
ben perişan, utanmış.. bu köyün üstüne,
kahrolurken siz beyciğim neredeydiniz?

ben. bir günde yirmi üç küçük ölünün
gömüldüğünü gördüm bu köyde kızamıktan,
ya siz ne gördünüz, söyleyin, söyleyin
bir şey söyleyin uzaktan.

ah ben gamlı kış güneşi, aydınlığın
bütün suçlarını kalbimde taşırım
görerek ah görerek bilerek bir yığın,
karanlık gündüzün üstünde yaşarım.

her mevsim dolanıp geldiğimde bu köye,
gücük ayda, kar örtülü bu ovada,
utancımdan, hıncımdan yaş dökerek böyle,
gamlı ve perişan, asılı duracağım havada.
ikindiye doğru bırakıp kendimi
bu küçük mezarların üstüne,
bilmiyeceksiniz, perişan, çaresiz halimi,
gül diyeceğim, gül dereciğim gül üstüne,
yol kıyısında yirmi üç çocuğun mezarı,
ah, diyeceğim, ah dökeceğim yol üstüne...
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #2 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:24
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Dünyanın Bütün Çiçekleri

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçeklerini getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün koy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkimi söyleyeceğim,
Getirin, getirin...ve sonra öleceğim.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kir ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta acarlar, kimse bilmez onları
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtun beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Koy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben koy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kopdagina göcen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencileri istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatimin çiçeklerini,
Koy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu essiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben mezarsız yasamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yasamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yasadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde acar benim gizli arzularım.

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Simdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
Alıntı ile Cevapla
  #3 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:28
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Anam Gelir

Sakalıma kır düştü,
Söylemeyin anama.
Üzülür de ağlar,
Ağlar sonra,bilirim.

Hepsi hepsi üç tane
Üç tel ne ki sakalda
Üzüldüğüne değmez,
Değmez sonra bilirim.
Gözlerime bir baksın,
Bir baksın anam şöyle.
Derdi gözümden okur,
Okur sonra bilirim

Yine İstanbul anlatırım,
Anlatırım neşeyle.
Neşemde hüzün bulur,
Bulur sonra,bilirim.

Ana bir şey yok derim,
Sen dua et gizlice.
Anam hep dua eder,
Eder sonra bilirim.

Ölüm haberim gelir
Bir gün bir gazetede.
Peşimden anam gelir,
Hemen gelir,bilirim.
Alıntı ile Cevapla
  #4 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:28
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Ayasofya Garipti

Dolaştım İstanbul'u sabaha karşı
Aşiyan,Eyüp Sultan,Kapalıçarşı
İçimdeki hüzünle durdum önünde,
Ayasofya garipti,ben ağlamaklı.

Şimdi Eyüp'teyim ben,sabah namazı
Hiçbir yerde bulamam burdaki hazzı.
İndim Sultan Ahmet'e bir hüzün sardı,
Ayasofya garipti,ben ağlamaklı.

Gözlerim kan çanağı,çıktım dışarı,
Caminin tam önünde simitçi hacı.
Kan kırmızı o çayda yine o vardı,
Ayasofya garipti,ben ağlamaklı..
Alıntı ile Cevapla
  #5 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:28
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Dilin Yalan Söylüyor

Tohumdun yüreğimde fidan oldun büyüdün,
Ağaç idin bağımda, çınar oldun yürüdün.

Nasıl söküldün öyle,çatır çatır içimden,
Köklerin yüreğimde kan revan oldu birden.

Çalı çırpı bıraktın giderken yüreğimde,
Hepsi bir kıymık gibi beynimin her yerinde.

Dilin ne derse desin,gözün öyle demiyor,
Seni sevmedim derken,dilin yalan söylüyor.

Burası Ulus parkı,karşımız Anadolu,
Gönlümün öbür yanı ondan böyle sır dolu.

Yalnızım bu şehirde,hem de yapayanlızım,
Boğuluyorum gitme,şair olur bir yanım.

Yok böyle demiştim ben, yanlış anladım hemen,
Bunun hepsi hikaye,baştan komiğiz zaten.

Kendimizi kandırdık, kargalar güler buna,
Birde ciddiye aldık,karganın papuç damda.

Bu koca alemde biz,varla yok arasıyız,
Olmasak da olurdu,varsak yaşamalıyız.

Olmayacak duaya amin demeyelim biz,
Herkes kendi yoluna biz hep böyle gideriz...
Alıntı ile Cevapla
  #6 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:29
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Eylül

Memleket havalarından bir haber ver,
Eylül yağmuru nasıl düşer toprağa?
Kemah’ın kapalı dar yollarında
Hangi kuş hatıra çizdi dal uçlarına?

Yanıp sönen mavi ışıklarla kaybolan Yusuf
Geri döndü mü yurduna?
Ya Viranşehirli Yakup, Çaykaralı Musa?
Onlarda döndü mü yurduna?...

Hani sen;
Aşkı bir üveyikten satın almıştın Sadri.
Ne oldu ona?
Bıçak kesmez oldu ağzını...
Susar oldun,yazmaz oldun daha...
Oysa yüreğimizi koymuştuk ortaya.
Hani,taşırdı be usta!

Bak yine bir Eylül havası var Sadri,
İkibin’e doğru 97 Mart’ında.
O gün doğan İsmail bugün delikanlı çağında
İlkbaharda sonbahar, bu nedir usta?

Maltepe cigarasının adı mı var bugün?
Üç bardak çayın hatırımı kaldı?
Tornacının yanında çıraktı dayın,
O günlerden yüzünde eser mi kaldı?
Gel yine bir gurbet türküsü uçuralım.
Munzur’dan İstanbul’a
Fırat’ın suyundan bulgur aşına
Serin göze başından Eylül ayına.
Üç gurbet türküsü tutturalım
Dostluk adına...

Bilirsin sende de bende de
Eylül’ün acı bir tadı vardı.
Şiire Eylül dediysek
Elbet;
Bir maksadı vardı.
Elbet...
Alıntı ile Cevapla
  #7 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:31
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Eski Bir Sancı

Eski bir sevdayı anlatır,
Çalan her şarkı.
Her nağmede gizlidir,
Eski bir sancı.
Bazen hüzzamdır sessiz,
Hüzünlüdür eskiden.
Bazen sabadır sensiz,
Mistik ve de derinden.

Sen ki hasret yüklü gemide,
Yanımdayken özlemim.
Sen ki özlem yüklü sevdada,
Yurt yurt gezindiğimsin.
Ne sen bil bunu,
Nede ben söyleyeyim.
Aşık maşuktan ayrı,
Acı çeker bilirim...
Alıntı ile Cevapla
  #8 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:31
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Git

Ayrılığın nağmesi bu duyduğumuz,
Bakışların gönlümü caydırmadan git.
Ne bir hatıran kalsın ne de bir umut,
Duruşların gönlümü yandırmadan git.

Bütün resimlerini sök at duvardan,
Sana ait ne varsa çıkart odamdan.
Kitabın arasında şöyle canından,
Bir gül bırakmıştın ya soldurmadan git.

Hani bir şarkı vardı mazide kalan,
Öyle içten acıklı,öylesi nalan.
Göğsüme yaslanıp da sevince boğan,
Yeşermiş tüm aşkları kurutmadan git.

Nasıl güzeldi herşey hatırlasana,
Nasıl gülüşürdük biz dert ortasında.
Ekmek paramız yokmuş ne gam,ne tasa,
Güzel hatıraları zehretmeden git.

Hani mevsimlerden,hep biri bahardı,
Hani gökten her cemre bize yağardı,
Hani kış ortasında mevsim bahardı,
Şu inanmış gönlümü,kandırmadan git.
Allah aşkına bırak,öldürmeden git...
Alıntı ile Cevapla
  #9 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:32
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Gitme

Gideceğim diyorsun,
Gitme be Ali, gitme!
Bu gidiş bitirir tüketir seni,
Hırsla kalkan zararla oturur Ali.
Gel lanet et şeytana gitme,
Gitme be Ali..

Biz sahil kahvelerinin,
Romantik havasıyla,
Otantik havasıyla sevdik.
Tavşan kanı çayı,
Titreyen elleriyle sunan,
İhtiyar balıkçının,
Gülümseyen yüzüyle sevdik.

Sen gideceğim diyorsun,
Gitme be Ali.
Hayallerimiz var,
Geleceğimiz var,
Dualarımız var.
O kızı alacağız Ali,
Hem de istediğin,
Bir “ebruli akşamda”.
Sarı saçlarına Ankara’yı takıp,
Ver elini İstanbul...

Yine gideceğiz ,
O sahil kahvesine.
Tavşan kanında çay,
Yosun tadında köy.
Çaydanlıkta demimiz muhabbet,
Şekerimiz sohbetin olacak.
Sonra ihtiyar balıkçı gelecek,
Oturtup ihtiyarı, ona çay ikram edeceğiz.
Ardından uzaklara dalacak gözleri,
Ve hazin hikayesini anlatacak.
Kim bilir belki de,
Hikayesi sana benzeyecek,
Sonu “yanlıştı” diye bitecek...

Gitme be Ali, gitme.
Bak bana şiir yazdırdın.
Gel yine hayallere dalalım,
Düşüp sokaklara,sürüyelim Ankara’yı.
Tamam mı Ali, tamam mı?
At şu paltoyu,
Çaylar iki oldu Kerim!
Çaylar iki oldu.
Çankaya 1996
Alıntı ile Cevapla
  #10 (permalink)  
Alt 05.09.06, 16:33
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Kar

Nasıl kar yağdı bugün,gece sabaha karşı,
Ortalık bembeyazdı,sanki bir gelin gibi.
Tane tane döküldü,göklerin sevda marşı,
Günahtan arındırdı,tüm günahkar yüzleri...

Yüzünde güller açtı kar yağınca herkezin,
İlk kez böyle günahsız,ilk kez böyle neşeli.
Çocuklar gibi gülşen,çocuklar gibi şen
Gökten armağan gibi döküldü her tanesi...

Sokak lambalarından,süzüldü tane tane
Usul usul indiler bir birine değmeden.
Melekler indirirmiş her bir kar tanesi,
Annem öyle derdi de inanmazdım küçükken.

Bir iken bin oldular,on binlere karıştı,
Çoğaldı da yerden bir karış açtı.
İnsanlar döküldüler yollara birer birer,
Değen her ayak izi bir günah gibi kaldı...

Allah kar gibi yağdı kullarının üstüne,
Temizledi akladı,bembeyaz bir kuş gibi.
Her birimiz yıkandı,katran katran üstüne,
Bakamaz olmuştuk biz aynalara gün gibi.

İnsanlar kötü artık,zaman hiç değişmedi,
Geçen zaman ne yapsın,biz ettik kendimize.
Bu karda yağmasaydı halimiz ne olurdu?
Allah yine acıdı,bak yetişti bizlere...

Kar da bembeyaz yağar, anamızın sütü de
Gelinlik de beyazdır,giydiğimiz kefen de,
Birinde ağlarız biz diğerinde güleriz,
Beyazdan ak beyazı, buyurun sıyırın işte...
Alıntı ile Cevapla
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006