sen hiç bekledinmi
Sen hiç bekledin mi? Umutsuzca bir telefonun sesini, bir şarkıyı, yalnızlığını yırtıp gelecek sevgiyi, karanlığını aydınlatacak güneşi ve yalanın kendisini bekleri gibi bir aşkı bekledin mi?
Saatleri sayıp ta bir gece olsa da yatsam dediğin oldu mu? Tek geçmek bilen zamanın uyku olduğunu, kâbuslara rağmen bir uyusam diye beklediğin oldu mu hiç. Ve her sabah yataktan çıkmaya bile korkup, umutsuzca güne başladın mı?
Bu sabah yine yapacak bir şey yok, bir hayalim yok, bir ses yok, aşk yok... Dün sabaha ki gibi, ondan önce ki sabahta, öncesi, öncesi... Ve geçmek bilmeyen saatlerinde yasak mutluluk hayalleridir, zaman.
Ama bak işte yaşıyorum. Başım dik olmasada, önüme eğsem de, bakmaya korksam da mutluluğa, yaşıyorum işte. Karanlık nasıl yaşarsa bende yaşıyorum.
Eline alıp bir umudu, başını kaldırıp karanlıkta yıldızları bulmaya çalışmak, orda uzaklarda parlak bir yıldızın göz kırpışlarına dalmak ve birden bütün hayallerini yırtan bir bulut... Kaybolup giden sevgili.
O bulut dökmez ama yağmurunu, senin göz pınarların durmaz, yağmur olur akar onun yerine. Gözyaşların yıkar ya yine hayallerini, yine kanlı gözyaşları dökersin ya umutlarının üstüne, yine ağlarsın ya eskisi gibi!
Bak işte, yine her şey aynı. Oysa bir aşktı yaşanan yada bizim koyduğumuz adıyla aşk. Ama bak yine de değişen bir şey yok. Yok işte her şey aynı. Aşk yalan diyenlere kızarlar. Hadi kızın bana, bağırın, hatta öldürün umurumda değil. Aşk yalan işte koca bir yalan, ne kadar kabul etmeye korksak ta yalan işte.
Üç günlük rüya, gülüş, mutluluk ve yine bekleyiş... Yalan işte, aşk yalan
|