KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Kültür & Sanat > Şiirler, Denemeler, Anılar


Şiirler, Denemeler, Anılar


Cevapla
 
Seçenekler
  #11 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:36
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Bırakıp Gittiğin Kadarız

Bir dönüşle dönüyoruz
Hiç yağmur yağmıyor
Kum taneleri uçuşuyor üstümüze
Bir dönüşle dönüyoruz
Yorgunuz, tenimiz esmer
İçimizde mağrur bir hüzün
Yaralarımız var, eczası olmayan vurgunlar
En çok kadınlarımıza yakışan ağlamakla
En çok erkeklerimize dokunan çaresizlikle
Yaklaşıyoruz hayatın ikindisine
Biraz daha yaklaşıyoruz
Bir el uzatımında akşamın alacasındayız

Bu
Senin gidişin hemen ertesinde
Dudaklarımızın kuruduğu
Suların Çekildiği
Kızıl denizin Dicle’nin
Önümüzde Musa elimizde asa ile
Yarıp geçtiğimiz maceramız
Adı kıskanç kervanların zümrüt yüklerinde yazılı
Adı Leyla
Bir vaveyla
Kadar dokunsanız ağlamaklıyız

Bir dönüşle dönüyoruz
Belki baksak arkamıza
Ordasındır
Bu efsunu kaybetmek istemiyoruz
Hiçbir şeyini istemiyoruz aslında dünyanın
İncisini yakutunu ipek yumuşaklığını yastıkların
Bebeğin yüzümüze dokunuşunu istemiyoruz
Eşlerimizin limanlığını
Ocağımızın sıcaklığını bile istemiyoruz

Bir dönüşle dönüyoruz
Seni unutmamak için şaşkın
İnanmamak için ölmüne inanıyoruz

Gittin mi aramızdan
Elini çektin mi üzerimizden
Bizi yetim
Şehrini öksüz bıraktın mı
Ne yapalım işte
Ağlamayı beceremiyoruz
Isırdıkça kanayan dudaklarımızdan
Dökülen boş sözlerle birbirimize soruyoruz
Hava nasıl
Saat kaç

Yine çayırların yeşilliğinde otlayan kuzularımızın arasındayız
Yşne çayırların üstünde matem işliyoruz
İnceldiği yerden kopan dünya
Bir araftan yol bularak başımıza düşüyor
Gök kubbe patlıyor tepemize
Hissediyor, anlıyor ama anlatamıyoruz

Bir dönüşle dönüyoruz
Bırakıp gittiğin kadarız
Hiç yağmur yağmıyor
Kum taneleri uçuşuyor üstümüze
Bir dönüşle dönüyoruz
Yorgunuz, tenimiz esmer
İçimizde mağrur bir hüzün
Yaralarımız var, eczası olmayan vurgunlar
En çok kadınlarımıza yakışan ağlamakla
En çok erkeklerimize dokunan çaresizlikle
Yaklaşıyoruz hayatın ikindisine
Biraz daha yaklaşıyoruz
Bir el uzatımında tuhaf akşamın alacasındayız

Ne yapalım
Hiç yağmur yağmıyor
Sensiz yürüyünce
Bir dönüşle dönüyoruz
Kıyamet bize
Kıyamet bize
Sen yine
Merhamet et bize..
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #12 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:37
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Geriye Dönen Adam

Yağmur yağıyordu
Benim saçlarımda kırağılar vardı
Onun omzuna konmuş bir gül

Kapıyı açtım
Elinde tahta bavul
Yüzünde eski bir hikaye
Geldim dedi, geldim işte

Sana kendimi getirdim
Belki unutmuşsundur
Birlikte söylediğimiz şarkıları getirdim
Birkaç gömlek
Bir pijama altı
Tuttuğum notları
Voltalarda adımları sayıp susuklarımı
Ranza dibinde büyüttüğüm nazlı menekşeyi
Gökyüzüne verdiğim dualarımı
Çakmağımı sigaramı tabakamı
Ve kitaplarımı getirdim
Döndüm dedi, döndüm işte

İçeri girdi, aksıyordu bir ayağı
Oysa nasıl da akardı bayrak gibi önümüzde
Nasıl oynardı saçları rüzgarda
Bir ceylan gibi nasıl da koşardı karanlılarda

Ayağın, dedim
Derin bir nefes aldı
İçerde, dedi
Bir bakır tas bıraktım
Kehribar bir tesbih
Birkaç kitap
Tüketilmiş bir ceza
Birkaç sağlam arkadaş
Ve bir ayak

Güldü sonra
Dedemin yemen çölünde bıraktı ayağı
Ben içerde bıraktım
Kurban olsun ikimizinkide memlekete

Oturduk
Uzun uzun baktık birbirimize
On üç yıl sonra yeniden karşı karşıya
Bir deli gençliği birlikte düşürmüştük yollara
Bir yüreğimiz vardı
Onu koymuştuk ortaya
Ben başımı onun omzuma yaslardım
O tale’al bedru okurdu kulağıma
Ben bazı geceler oturup ağlardım
O dua ederdi hepimizin adına

Bir sonbahar akşamı ayrılmıştık
Caddelerde arabalar akıyordu
Yağmur yağıyordu
Babalar
Saklamış ekmeklerinin ceketlerin altına
Korkuyla evlerine koşuyordu
Düdükler ötüyordu, sirenler çalıyordu
Şehri kimler çalıyordu
Oysa biz onunla
Yüreğimizi koymuştuk ortaya

Ardından baktım
Elinde tahta bavul
Cebinde ikimizin yüreği
Şifadan ayrılık rahmetten yoksulluk
Şenolasın mapusluk

Kaldır gözlerini yerden, dedi
On üç yıl dediğin ne ki
Bana mektup yaz
Bir menekşe resmi yap
Ve bir gül gönder anama
Kaldır gözlerini yerden dedi
On üç yıl dediğin ne ki

Yürüdü Yusuf
Yanıp sönen mavi ışıklar düştü gölgesine
On üç yıl bekleyecektim
On üç yıl
Kavuşmak için
Cebinde rehin götürdüğü gençliğime

Yağmur yağıyordu
Benim saçlarımda kırağlar vardı
Onun omzuna konmuş bir gül
Alıntı ile Cevapla
  #13 (permalink)  
Alt 01.09.06, 13:44
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Birşey Söyle

Bir şey söyle
Denizler tutuşturulduğunda
Dağlar yürütüldüğünde
Bir şey söyle
Yıldızlar semadan bir bir
döküldüğünde üstümüze
Bir şey söyle
Ben seni unuturum
Söyle
Yer başka gök başka olduğunda
Sallanıp çalkalandığında uçsuz
bucaksız sema
Hani biz
ateşin etrafını sarmış
pervaneler gibi olduğumuzda
Bir şey söyle
Unuturum ben seni, söyle
Kalplerde gizlenenler ortaya döküldüğü zaman
Gök yarıldığı zaman
Ne oluyor bu yere dediği zaman insan
Ve kalakaldığında yüzkarası
şiirlerim
Ve sensiz bir zaman
ve ayaklarımızın altından toprak
kayıp
Dümdüz eğildiği zaman
Bir şey söyle
Defterler açıldığında gökyüzü
sıyrılıp
alındığında
Cehennem tutuşturulduğunda cennet
yaklaştırıldığında
Alıntı ile Cevapla
  #14 (permalink)  
Alt 01.09.06, 13:45
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Paramız Yoksa da Haysiyetimiz Var

dünya dediğiniz abiler
aha benim şu yüreğim kadar
abiler, hayat dediğiniz
ne kadar gülebiliyorsak o kadar
boş verin ötesini
sallayın gitsin dünyayı
paramız yoksa da haysiyetimiz var

gözünü seveyim zeytinin, taze ekmeğin, çayın
bakmayın, benim de canım elbet çeker
şöyle tereyağlı bir buçuk İskender
yine de olsun
kesmedikten sonra selamı bakkal ender
bi de bizim takıma gol olmadıktan sonra
ve de en kıyağından
ve de en ağırından bi şarkı patlatınca Müslim baba
ne gam ne tasa ne fırtına ne kar
boş verin abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var

şimdi beni iyi dinleyin
canımdan öte ve de
en kıymetli sevdiğim muhterem arkadaşlar
durumum ortadadır
hayat bana da sağlamına harbi bi çelme takmıştır.
nevrim dönmüş, midem bulanmış, gözlerim kararmıştır
cümlenize olan bilcümle borç edevatım
üç vakte kadar askıya alınmıştır.
biraz idare edebilirseniz eğer
bir de kahveci Nuri'den rica edebilirseniz
kesmezse tavşan kanı günde üç bardak çayı
elbet bu feleğin paslı çarkı
bir gün benim için de döner ve düşeş gelmese de
gelirse eğer zarımız mesela bir dubara ve hele de dört cahar
işi kolayladık sayın
ve de inanın ki abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var

dalgalan bakalım Kızkulesi önündeki dalgalar gibi kalbim
hayıflan bakalım hiç kimselere belli etmeden geceleri yorganın altında
yazıklan bakalım bu da reva mıdır hayatının baharında bir delikanlıya
hep kısa çöpü ben mi çekeceğim
hep bana mı denk düşecek çarkıfeleğin iflası
hep ben bileceğim başkaları mı kapacak beş yüz milyarı
hep ben sevip eller mi alacak aslıyı leylayı
batsın bu dünya, sende mi Leyla, itirazım var yalana dolana
ve ben böyle dolana dolana
ellerim cebimde dudağımda ıslığım, başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Orhan Veli tadında basıp voleyi yürüyeceğim hayatın sonuna kadar
hiç tasalanmayın abiler
paramız yoksa da haysiyetimiz var...
Alıntı ile Cevapla
  #15 (permalink)  
Alt 01.09.06, 13:46
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Adın Batsın

yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile
yaktın beni küle döndüm dumana döndüm
nasıl edem nere gidem dertli baş ile
bilemedim teli kırık kemana döndüm

canım aldın, can evimden vurdun ya sende
küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın

zaman ola devran döne sen de çekesin
yitiresin umudunu heder olasın
aşka düşe kahrolasın candan bıkasın
ömrün boyu bir kez olsun gülmeyesin

sen ki beni rezil ettin yedi cihanda
yalan oldum talan oldum senin sayende
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın

beni özleyince bir nehir yatağını bulsun
kor düşsün dağlarına, ceylanlar suya insin
sesime bakıp ta ağlıyorum sanma
seni özleyince böyle olsun birazda

ayrılıversin yaprak dalından
insan sevdiğinden ayrılıversin
kan damarımdan can pazarından
adam baharından ayrılıversin

dağda dört mevsim erimeyen kar varya
yokluğum öyle erimesin
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın
Alıntı ile Cevapla
  #16 (permalink)  
Alt 01.09.06, 13:46
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Beni Kavgada Gör

Geçer gözüm
İçimizden bir aşk geçer
Ve keder
Ve heder olmuş bir hayat
Nasıl geçerse zehir damarlarımızdan
Öyle yavaş öyle deşer de geçer
Koyarlar cesaretimizi bir sokağın tabelasına
Binlerce çocuğa adımızı verirler
Bize ölüm bize kurşun bize hançer neyler
Neyler ömrünü cebine koymuş adama yağlı mavzer

Geçer gözüm
Memleket kadar bir nara düşer yıkılmış sokakların pusularına
Akşam sofralarına aç karnına yüreğim düşer
Beni adamdan sayma
İlk gözyaşı
İlk yere düşen damla
İlk kancık tuzaklara düştüğümüz hayınlığın hatrına
Hani cebimizde iki satır mektubu yarım bıraktığımız sevdanın

Hani son bir umutta tutunduğumuz arkadaşlarımız
Ve kaygan ve ıslak ve kaypak sabahı Ankara'nın
Ve bilsen
Tek başına büyür intikam aşk ve sen
Tek basma büyür elif misali
mezarıma bıraktığın menekşen
Geçer gözüm
İçimizden bir aşk geçer
Ve keder
Ve heder olmuş bir hayat
Nasıl geçerse zehir damarlarımızdan
Öyle yavaş öyle deşer de geçer

Beni son kez kavgada gör
Son kez ölsün arkadan vurmacasına bütün ihanetler
Sonra şöyle saçlarımı savurup ecel saatine
Sonra son kez alnından vurulmacasına aşkın
Bir eşkıyalık yapıp
Basınca bütün evlerini bu şaşkın İstanbul'un
Bir de kendimi denize dökünce Üsküdar'dan
Nasıl da patlar içimde çığlığın
Bana bu şehri yakmış desinler
Beni son kez kavgada gör
Bana kendini satmış desinler
Beni son kez kavgada gör

Koyarlar cesaretimizi bir sokağın tabelasına
Binlerce çocuğa adımızı verirler
Bize ölüm bize kurşun bize hançer neyler
Neyler ömrünü cebine koymuş adama yağlı mavzer

Ya bir de sen düşersen ellerimden
Ya bir de kimsesizsem
Ya ölüm kadar sevdiğim cesaretim yan çizmişse
Sonu yok uğraşlarda yılgınsam
Son mermim avucumda
Fiyakalı bir eylül sabahı
Basar giderim kalbine namımın
Sıkar giderim
Avucumda mermim menekşem ve arkadaşlarım

Geçer gözüm
İçimizden bir aşk geçer
Ve keder
Ve heder olmuş bir hayat
Nasıl geçerse zehir damarlarımızdan
Öyle yavaş öyle deşer de geçer
Alıntı ile Cevapla
  #17 (permalink)  
Alt 01.09.06, 13:47
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Kırık Hava

ah yabangülü
ah karahazer çiçeği
ah gurbetin şivan yıldızı
bir dağda bıraktığım
bir dağda bulacağım Leyla menevşesi
Günyüzü görmemiş memleket gülüm
olursa
bir yağlı kurşundan olur ölümüm

bir seherde açsınlar bağrımı
en deli ruzigârlar essin
en yiğitti desinler
en filinta
en hercai fiyaka
dönüp baktıkları zaman
bir oltu tespihi
bir gümüş tabaka
Bitlis tütününden yarım kalmış bir sarma cigara
şeyh İzzettin'in dünyanın bütün çocuklarına yazdığı muska
ve sevda adına
kurutulmuş bir karanfil bulsunlar
mintanımın altında.

ah yabangülü
ah karahazer çiçeği
ah gurbetin şivan yıldızı leyla menevşesi

yağmurlu bir akşamda, duldada
dedemden öğrendiğim ilk duam gibi
yeşil ceviz altında koşturan karınca gibi
Harran üstünde her gece parlayan Süreyya gibi
emek gibi toprak gibi
kan gibi hoyrat gibi
Adilcevaz fırtınası yedi dağın eşkıyası gibi
yasak gibi bayrak gibi baskın gibi
erişilmez bir şeydi seni sevmek.

ah Leyla menevşesi
ah yabangülü
ah yaktığım o içli türkü
hani o zalım diyen, hani o hayın
hani o
kaç para eden perakendesi
şu üç kuruşluk perişan dar-ı dünyanın


hepimiz geldik zulümlere
hepimizin içinde biraz düşünce biraz öfke
toprak damlar altında uykusuz bekledikçe
şeyh izzetini toprağa verdiğimiz gece
sakalları ağardı dünyanın
yedi yıldız koptu gökte
yedi yumruk yedim yüzüme
sevdim seni ve yakalandım

ah Leyla menevşesi
ah yabangülü
ah karahazer çiçeği


sattılar beni pazarda
göksüme şifasız ecza sürdüler
ve yürüdüler
gençliğimin üzerinde
yağmur da yağıyordu
kuşlar da vardı
uzandım yıldızlara tutamadım
saçlarım ağardı şehir zindanlarında
alem uykudaydı
Adilcevaz uykudaydı
sevdam menevşem memleket gülüm uykudaydı
kuyudaydım
saçlarım ıslanmıştı
sahtiyan uykudaydı
çıplaktı üzerim
mintanım kana bulanmıştı
ah karahazer çiçeğim
sen uzaktaydın yıldızlar uzaktaydı
Zühre uzaktaydı Tarık uzaktaydı
Adilcevaz uzaktaydı şeyh izzettin uzaktaydı
memleket uzaktaydı


ah bir dağda bıraktığım
bir dağda bulacağım Leyla menevşesi
ah gurbetin şivan yıldızı
sen de böyle gideceksen
memleket böyle ağlayacaksa
ben kabuslarına tabir düzeceksem
şehir eşkıyalarının
kıyamet diyeceksem
ve seni bekleyeceksem
bütün kuyulara

bütün suna boyunlu dağlara adını bağıracaksam
yırtılan mintanım
akan kanım
ağaran saçlarım
ve memleketim için
dön diyeceksem
dön
dön yabangülü
dön karahazer çiçeği
dön gurbetin şivan yıldızı
dön Leyla menevşesi, memleket gülü

yağmurlu bir akşamda, duldada
dedemden öğrendiğim ilk duam gibi
yeşil ceviz altında koşturan karınca gibi
Harran üstünde her gece parlayan Süreyya gibi
emek gibi toprak gibi
kan gibi hoyrat gibi
Adilcevaz fırtınası yedi dağın eşkıyası gibi
yasak gibi bayrak gibi baskın gibi
erişilmez bir şeydi seni sevmek.

ah yabangülü
ah Leyla menevşesi
bir seherde açsınlar bağrımı
en deli ruzigârlar essin
en yiğitti desinler
en filinta
en hercai fiyaka
dönüp baktıkları zaman
bir oltu tespihi
bir gümüş tabaka
Bitlis tütününden yarım kalmış bir sarma cigara
şeyh İzzettin'in dünyanın bütün çocuklarına yazdığı
muska
ve sevda adına
kurutulmuş bir karanfil bulsunlar
mintanımın altında.


ah yabangülü
ah karahazer çiçeği
ah gurbetin şivan yıldızı
ah bir dağda bıraktığım
bir dağda bulacağım Leyla menevşesi

seni sevmek var ya seni sevmek
seni sevmek memleket
memleket seni sevmek
Alıntı ile Cevapla
  #18 (permalink)  
Alt 01.09.06, 13:48
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Çileler

Minibüslerin arkasına seni ben yazdım
Gözlerimin nasıl sev dediğini
Sensiz bu dünyanın batması gerektiğini
Hor görsen de garibi
Bir teselli vermeni ben istedim
Bahtıma takılan bir karaçalı gibi
Gönlümü toz duman bıraktığımı
Bağrımdaki ateşi yakıp gittiğin günden beri
Batıyor gönlümde bir akşam güneşi

Minibüslerin arkasına seni ben yazdım
Ben yazdım sevrek ayrılalım
Ben yazdım
Cennet gözlüm ben yazdım
Ben sabahsız gecelerin kucağında bir çilekeş
Gönlüme vazgeç demişim
Vazgeçmemiş bu aşktan
Kabahat seni sevende biliyorum
Elimde bir kandil dolanıyorum
Eğer aşka bir ceza verebilseydim
Onun da benim gibi sevmesini isterdim

Minibüslerin arkasına seni ben yazdım
Bunca yıl habersiz yaşadım seninle
Hep seninle yaşadım öldü deseler de
Aşkından öldüğümü bilmesen de
Belki biraz üzülüp kim desende
Gel gör şu halimi bir teselli ver
Sevenler mesud olmaz derlerdi inanmazdım
Şimdi mesud değilim bilseydim bağlanmazdım
Biliyorum ben eski halimle daha mesuddum
Dediğin gibi olsun hadi severek ayrılalım
Ama otur son kez masaya göğsümüzü yumruklayalım.

Bitmedi mi bitmedi mi çekilen işkence?
Volkan misali tüten parçalanan gönlümle
Ekilen biçilmezken kısacık ömrümüzde
Değer verdiklerimiz gülerken halimize
Hangi gaye
Hangi amaç
hangi ümit yaşatır?
Katmerlenmiş çilelere
Hangi vücut dayansın?
Alıntı ile Cevapla
  #19 (permalink)  
Alt 01.09.06, 13:50
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Bir Adın Kalmalı

Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet bir adın kalmalı geriye
Birde o kahreden gurbet
Sen say ki ben hiç ağlamadım
Hiç ateşe tutmadım yüreğimi
Geceleri koynuma almadım ihaneti
Hele nihavent hele buse hiç geçmedi aklımdan
Ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın
İçimin nehirlerinden
Evet yangın
Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
Evet kaybetmenin o zehirli buğusu
Evet isyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
Sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
Bu sevda biraz nadan
Biraz da hıçkırık tadı
Pencere önü menekşelerinde her akşam
Dağlar sonra oynadı yerinden
Ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
Sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam
Ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı
Yani ben seni sevdiğim zaman
Ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
Yine de
Bir adın kalmalı geriye
Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
Aynaların ardında sır
Yalnızlığın peşinde kuvvet
Evet nihayet, bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken
sevmek için çok geç
Alıntı ile Cevapla
  #20 (permalink)  
Alt 01.09.06, 13:50
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Buyur Usta

Oğlum, onüç-ondört anahtarı ver

Al usta

Oğlum, yat motorun altına
Nesi var bir bakıver

Olur usta

Oğlum, iyi sık cıvatayı
Sonra sahibi neder?

Sıkıyorum usta
Bileğim yettiğince
Yüreğim yettiğince
Sıkıyorum işte

Oğlum, terlemişsin
Akmasın terin motora
Motor pas yapar sonra

Olur mu be usta
Ter pas yapar mı
Gözyaşı pas yapar mı?

Oğlum ne diyorsun bak işine

Bakıyorum usta
Yalnız ellerim
Ellerim çatlamış be usta
Ellerim acı içinde
Yüreğim var ellerimde
Yüreğim yanıyor usta
Kan ter içinde.

Hem usta
Sen hiç misket oynadın mı sokakta?
Sen hiç okula gittin mi okula?
Okul nasıl bir şey be usta
Öğretmen nasıl biri?
Usta sahi
Orda da motor baktırırlar mı ki?
Orda da söverler mi çocuklara be usta?
Orda da döverler mi?

Oğlum bak işine !
kızdırma beni.

Olur usta .
ha usta,
Senin anan da saçlarını okşar mıydı?
Sana ağlar mıydı gecenin al yalazında?
Sahi usta sen hiç ağladın mı bir sabah
Cansız düşende anan
Yavaşça gözlerinin önünde?!

Oğlum bak işine !
Attırma tepemi
gir motorun altına

Usta dur kızma!
Bak giriyorum motorun altına
Dünyanın altına
Giriyorum usta giriyorum
Desteğe gerek yok usta
Desteğe gerek yok
Ben oraya yüreğimi koyuyorum
İnan taşır be usta
Alıntı ile Cevapla
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006