KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Kültür & Sanat > Şiirler, Denemeler, Anılar


Şiirler, Denemeler, Anılar


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:32
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Thumbs up İbrahim SADRİ

Sensiz Yarım


Her şey yarım
Dışarıda sensiz bir pazartesi
Yeniden başlamak lazım
Hatırlamamak galiba en iyisi

Sensiz yarım
Yaşanacak ne varsa
Bir yanım
Merhaba diyor yeni gelen sabaha
Zifir karanlıkta kalmış
Sensiz yarım

Şarkılar yarım
Susmuş radyolarda aşk
Çekip gidişin gibi
Kapkara büyüyor yokluğun cehennemi
Yar uyor tutuşmuş yarım

Resimler yarım
Gözlerin yok saçların yok
El ele gülmüşüz güllerin önünde
Ellerin yok
Ağlıyor gülen yarım

Sözler yarım
Unutulmuş ne varsa sevdaya dair
En güzel yerinden susmuşsun aşkı
Seni seviyorum desen ne olur
Lal olmuş söyleyen yarım

Kapılar yarım
Vurup gidişin arkana bakmaksızın
Bir sızı bırakmışsın
Acıyor her kapı çalınışta
Seni bekleyen yarım

Sensiz yarım
Yaşanacak ne varsa
Bir yarım
Merhaba diyor yeni gelen sabaha
Zifir karanlıkta kalmış
Sensiz yarım

Aşk yarım
Ben yarım
Her şey yarım
Dışarıda sensiz bir pazartesi
Yeniden başlamak lazım
Hatırlamamak galiba en iyisi.

Bu mesaj; kestelli_ceza tarafından '01.09.06 - 13:49' tarihinde değiştirildi.
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #2 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:32
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Unut

Unut
Yağmur tanesini
Unut
Saçların rengini gözlerin karasını
Unut
Şarkıları
San defter yapraklarını
Baktığın aynaların arkasını unut

Unut
Kahverengi fotoğrafları
Adresleri unut
Rüzgarı
Rüzgar değince ağlatan saçlarını

Unut
Sil bütün isimleri
Yak şiirleri
Olmasınları olmayacakları olmadıları unut

Bak yoksun
Yokluğunu unut
Bak gitmişin
Gitmeleri unut
Varsın keşke desin bir ses içinden
Keşkeleri unut oysaları unut

Gözlerini unut
Bu şehri unut
Kor gibiyken içimde
Kendin gidip beni burda kor gibilerini unut

Unut
Unuttuğunu
Islak incir tanelerini
Zeytinin rengini
Ekmeğin buğusunu
Sen mi geldinleri unut
Unut işte
Unutmak en iyisi
Unut iyisi mi
Hep ellerin sıcaktı ya
En sıcak ellerindi
Elin elime değdiğini unut

Unut
Yıldız yıldız
İstanbul İstanbul
Akşam akşam
Yavaş yavaş
Şarkı şarkı
Nasıl diyorlarsa nereye koyarsın böyle bir aşkı
Öyle unut
Hiçbir yere koyamadığım bu aşkı
Alıntı ile Cevapla
  #3 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:33
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Gülce

Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir dilber kalesinin burcunda
Vazgeçilmez belaya nazır
Topuklarım boşluğun avucunda
Derin yar adımı çağırır
Kaldım parmaklarımın ucunda
Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenarındayım Hızır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gözleri bir ret, bir davet
Gülce uzak uzak dolanır
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce semavi bir afet
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir beyaz sihir
Canıma bedel bir haz
Nar ve nurdan bir zehir
Gülce Araf`ta infaz
Bir tek bakışıyla suyum ısınır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Cahil cesaretimi alem tanır
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarz'dan
Deccal`dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce`den
Ödüm patlıyor Gülce`ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum
Alıntı ile Cevapla
  #4 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:33
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Yalan

Hadi gidiyorsun
Yürekten kan gidiyor, sen gidiyorsun
Her şey gidiyor
Gökte bulut, dağda kar, düzde kervan gidiyor
Solgun bir gül oluyor insan
Bir demet kar çiçeği ölüyor, sen gidiyorsun
Ne ucuz yaşıyorsun, ne kolay
Bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun
Bakma öyle
Ben kanıyorum sen üşüyorsun

Kolay değil bir yalan bu
Yaralayan koca bir yalan
Yalan işte
Sevdiğim yalan
Şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu
Ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi
Yumuşacık sıcak bir yalan

Islak gözlerimle geçiyorum
Yaralı bir ceylanın kalbinden
Ceplerimde kül var
Bir yangından arta kalan

Sorduğum adreslerde kimse oturmuyor
Ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman
Her şey bir yalan gibi yandığı zaman
Yalnız olduğunu anlıyor insan
Anladım ve geçtim
Yaralı bir ceylanın kalbinden

Aynamı kırdım, fotoğraflarımı yaktım
Nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı
Nasıl da umarsız

Su gördüm düşümde
Karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu
Ceplerimde kül vardı ve yanıyordu
Sonra sabah oluyor
Ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu

Hayır, diyordu bir dağ köylüsü
Hiç bir şey için geç değil
Ve geç değil
Bir şey için hiç bir şey
Bir şey vardı öyleyse, bir şey
Beni çeken
Güneşin dağdasın dan uzağa
Kocaman çayırlara çeken bir şey
Gümrah ırmaklara
Sonra sıcağa sonra acıya
Sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan
bir şey

Tutsana beni bırakmasana
Olsun, yaralasana
Olsun, ağrısa da
Yalan da olsa kalsana

Dağ köylüsü aşkın olduğu yerde ben varım
Sen olmasan da ben varım
Yağmur yağar, saçlarım filizlenir
Bir yıldız düşer omuzlarıma
Islık çalar, ıslanır, şarkılarımı söyler geçerim kapımdan
Camların buğusundan ve yağmurun kokusundan

Tanırlar beni
En iyi yalanlarını alırım onların
Adresler sorarım kimseler oturmaz orada
Ve kimseler olamaz ben sordukça

Dağ köylüsü
Şimdi gidersen
Şimdi git
Kalırsan şimdi
Alıntı ile Cevapla
  #5 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:33
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Özledim

Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Bugün Pazar
Daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar
Daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Daha uyanmadı komşular
Bugün Pazar
Ve ben seni çok özledim

Dışan çıkmak istiyor canım
Tek başına haytalık etmek
Islanmak Pazar sabahında yağmurda
Boş caddelerde dolaşmak
Vitrinlerine bakmak mağazaların
Sinemaların afişlerine
Sokakların isimlerine
Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
Bir merhaba demek sessizce
Sahilde martılara simit atmak
Otobüslerin ilk seferlerine binmek
Gitmek istiyor canım
Hayatın gittiği yere
Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
Fırından taze ekmek alıp
Buğusunu çekmek içine
Ve ben seni çok özledim

Tam böyle bir şey
Çiçeğe su yürümesi
Bebeğin ağlaması
Toprağın uyanması
Yağmurun yağması
Ateşin sıcağı
Bu Pazar sabahı
Tam böyle bir şey
Bir sabahçı kahvesine uğramak
Bir bardak çay
Taze dem kokusu
Hayatın atardamarlarında dolaşmak
Bölmeden şehrin uykusunu
Bir siir yazmak
Pazar bulmacasının boş karelerine
Şiirde tam da bunu anlatmak delice
Tam böyle bir şey
Hesapsız gölgesiz bedelsiz kimsesiz
Bir şiir yazmak
Bir bardak çay içmek
Sokaklarda gezmek
Yağmurda ıslanmak
Ve ben seni çok özledim
Alıntı ile Cevapla
  #6 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:34
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Ustayı Unutma

Kör kuyulardasın
Ay ışığı bekleyen dardasın
Hatırın soran yok
Bahtına şivan düşmüş pusulardasın

Bir çınara yaslanmışın
Çocuk gözlerinden ne yaşlar bırakmışın
Rüya görmüşün
Baharda yaprağa durmuş hatıraları yakmışın

Sen kendini yakmışın usta
Şu cihanın tam ortasında bir başına kalmışın
Sevda yüklü trenin firar etmiş istasyondan
Ağlamışın ne yazar
Unutmasan kaç para
Ömrünün hercaisi olmuşun |
Kan yürümüş damarlarına şu hasret denilen zehrin
Sevdakar adın kalmış
Sokaklara düşmüş namın
Gece susmuş gün susmuş usta
Çırılçıplak kalmışın

Kör kuyulardasın usta
Ay ışığı bekleyen dardasın
Hatırın soran yok
Bahtına şivan düşmüş pusulardasın

Bütün ihbarlara alışkın
Sonsuz yalnızlıkların peşinde
Her siren sesinde
Çürümüş kadavralar kentinde
Öyle aslan öyle adam durmuşun
Usta
Ya aşka durmuşun
Ya kavgaya
Seni böyle kaç kere vurmuşlar
Seni kaç kere sınamışlar
Sırlarını dökmüş aynalara bakma usta
Yürüyüşün gibi zemheri
Yumma gözün gibi serseri
Sen deli alem yangın yeri usta
Bir de sakallarına ak düşmüş görmeyeli

Kör kuyulardasın usta
Ay ışığı bekleyen dardasın
Nefesin nefese değerse eğer
Eğer hatıralar hesap sorarsa
Ya bir de bulurlarsa seni
Yaslandığın çınarın yanında
Saati gelir fecri atar derdi düşerse aşkın
Bir ince vurgun gibi kan sızarsa alnından
Kapatırsın kapıyı usta
Köpeklerin arsız seslerine
Bütün geceleri kapatırsın
Bütün hesapları
Bütün yeminleri antları sarılmaları kapatırsın
Geriye sen kalırsın usta
Ama ne kalırsın
Güneş doğar saçlarının arasından
Her gece cebinden bir ay çıkarırsın
Şimdi kör kuyulardasın
Yakamoz bekleyen dardasın
Hatırın soran yok
Bahtına şivan düşmüş pusulardasın

Bir sabahın evvelinde
Senin de payın olsun merhamet
Usta
Bari hakkını helal et
Alıntı ile Cevapla
  #7 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:34
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Yaz Bitti

Yaz bitti
Sesin
Ay düştü
Mavi neonları söndü
Sahil cay bahçelerinin
Ortalıkta birkaç sarı yaprak
Yarım bir çay
Ve sadece hatıralar, var
Yaz bitti

Çekildi gözlerin lacivert sulardan
Ay gitti
Hani bu sondu
Hani ağlamak yoktu
Geride yosun kokusu
Ve sarkılan egenin
Geride korku
Yaz bitti
Ay düştü ellerimden

İsmin
Şimdi
Şurada,
Üstünde
Şu
İskelenin
Yaz bitti
Sesin
Ay düştü içimden

Bütün şarkılar gibi kederli
Unutulmuş bir akşam tanışıklığı kadar derbeder
Her şeyi aslına döndüren bir ateş, aşk ve nâr
İşte sonbahar

Yaz bitti
Çekerek içimden ne varsa
İyot kokan deniz kokan sen kokan
Rüzgarı saçlarına benzetmek
Ve saçlarını rüzgara verişini beklemek
Bir taburenin üstünde
Oturup seni özlemek bitti
Ay gitti ellerimden
Yaz bitti

Hadi ömre yürüyelim
Geriye şiirler kalsın
Belki kimsesiz anılar
Sevdanın yoksullarına dağıtacak kadar
Belki bir imbatla
Bir martı kanadında ya da
Yarım bırakılmış bir akşam şarkısında
En iyisi bir dalganın köpüğünde kalsın adın
Anlaşılan
Artık olmamalısın

Radyolarda şarkılar dinlemeliyim
Hangisi sana benziyorsa
Ben de biraz söylemeliyim
Güneşi avuçlarımıza bırakan
Bir temmuzun ardından
Yürüyüp gitmeliyim
Seni lacivert sularından çıkarıp egenin
Okyanusların bitimsiz mavilerine terk etmeliyim
Kim bilir
Belki de artık üşümeliyim
Hey sonbahar
Ben şimdi seni sevmeliyim

Yaz bitti
Sesin
Ay düştü
Mavi neonları söndü
Sahil çay bahçelerinin
Ortalıkta birkaç sarı yaprak
Yarım bir çay
Ve sadece hatıralar, var

Yaz bitti
Alıntı ile Cevapla
  #8 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:34
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Sebebi Sen

Gelmeyin üstüme
Bugün efkarımı pazara çıkarmıyorum
Her şey bende kalsın sensizlik bende
Bir sebebi var ise
Onu da kendime bırakıyorum

Sorma arkadaşım
Ayrılık denen kelimeyi
Sorma kapılarında mecnun gezdiren bahaneyi
Ben o yarin derdine
Unutmuşum dermanımı
Sorma arkadaşım külü dumanı
Ağustosta saçlarıma yağan karı

Kapılarında kul diye
Mecnun olup çöl diye
Sana geldim vur diye
Halım nedir sor diye
Yıkılmadım gör diye
Gelmeyin üstüme
Neyi alıp satayım
Bugün efkarımı pazara çıkarmıyorum

Dermanı yok bu sevdayı sordum kendime
Geceler yoldaş oldu döndüm kendime
Ey aşk
Ey derin kuyu
Ey soruldukça kanayan soru
Nem olsun sen olmayınca
Dünya malı nem olsun
Her gün pazar kurulsa aşk meydanında
Benim sensiz satacak nem olsun

Gelmeyin üstüme
Sakladığım bir ayrılığın sırrıdır
Kor ateşler sümmanisi
Ey her şeyin sebebi
Gör diye gözlerinle divaneni
Durmuşum yoluna bir ömür beklemeyi durmuşum
Nem olsun sen olmayınca
Dünya malım nem olsun
Her gün pazar kurulsa aşk meydanında
Benim sensiz satacak nem olsun
Alıntı ile Cevapla
  #9 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:35
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Ellerimizin Büyük Boşluğu

Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık
Alıp başımızı sana gelmek istiyoruz
Sana gelmek
Sana gelmek, orada kalmak istiyoruz
Çok unuttuk hatırlamak istiyoruz
Başımızın okşanmasını gözyaşımızın silinmesini,kolumuza girilmesini istiyoruz
Yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz
Rüzgarın sesini, ırmağın sesini
Dağların dağ, denizlerin deniz, kadınların kadın, çocukların çocuk
Erkeklerin erkek, ekmeğin ekmek, olduğu bir dünyayı yeniden isterken
Seni istiyoruz aslında.Bunu söyleyemiyoruz

Her yer gece, çok gece
Ve biz meleklerini istiyoruz Rabbim
Çok yenildik yetmez mi ?
Bir bankanın önünde, bir koltuğun altında, bir ziyafetin ortasında, bir günahın tenhasında
Büyütüp durduk siyahı

Gece gece gece
Her yağmur tanesini bir melek indirirken yeryüzüne
Her yalanı yüz şeytan taşıyor olabilir mi
Bilmiyoruz
Çünkü
Bilincimiz içerken binlerce yılın karmaşık şurubunu
Kameraya bakıp kalabalık şeyler söylemek ve gülümsemekle meşgulüz şuan
Sonra oturup düşüneceğiz bütün bu olanları
Yusuf’u düşüneceğiz, Yakup’u, Musa’yı
İsa’yı düşüneceğiz, Nuh’u ve öbürlerini
Ve Efendimizi
Efendimizi

Kuyular kuyular kuyular kazdık
Bir nefes üflemen için yeryüzü bataklığında sazdık
Kestik kendimizi deldik yaktık
Sonra sana değil dünyaya aktık
Dünya ki mescid dir biz onu otel yapmışız
Kalktık ki yenilmişiz değişmişiz azmışız
Bir sızı kalmış içimizde başka şey yok
Bu sızıdan yol bulup kapına dayanmışız

Bir çocuk oyuncağını alamamış
Bir kız sevdiğini saramamış
Bir anne yıllardır kolları açık bekliyor oğlunu
Bir adam paramparça bir çift göz için
Birisi ekmek götürememiş evine
Birisi aşk
Birimiz dünyayı kurtaracak
Birimiz yarını
Birimizin aklı tutuşmuş yanıyor
Birimiz bomboş kalbine bakıp birini anıyor
Birimiz ayrılığın ilk günü gibi her akşam kanıyor
Birimiz kıyametin koptuğuna inanıyor
Birimiz çekip gitmiş yeryüzünden ellerini hala açık sanıyor

Geldik işte bunlar ellerimiz
Açılmış bak bilirsin ne diye
Ki bilirsin biz bu ellerle neler işledik
Açtık işte bunlar ellerimiz
Burası dünya
Şu biziz
Bunlarda ellerimiz
Öyle açık öyle acemi öyle boş
Öyle mahcup öyle dalgın öyle boş
Öyle boş

Senin değil miyiz hepimiz
Senin değil mi her şey
Alırsın kime ne verirsin kime ne
Ve bu açtığımız eller senin değil mi
Senin değil miyiz hepimiz Rabbim
Bir yıldız bir ağaç bir buğday tanesi kadar

Kimsesiziz kime gidelim
Yaralarımız var kime
Sıcak birşey arıyoruz kime
Merhamet istiyoruz kime
Bağışlanmak istiyoruz kime gidelim
Sorumuz ve cevabımız sen değil misin
Yorgunuz kaybetmişiz dalgınız kırgınız küsmüşüz
Bu çocuklar birer birer kaybolurken sisler içinde kime gidelim
Çok yürüdük yollar kayboldu yol olduk sana geldik
Ne getirdim deme bize senden başka neyimiz varsa o bizim yokumuzdur.

Geldik işte bunlar ellerimiz
Bunlarda ellerimizin büyük boşluğu
Beş duygum harap, altı yönüm harap
On parmağımda on acı Ya Rab
Denize dalan bir desti nasıl tahammül etsin suya
Fırlattın beni dünyaya
Yeniden al kucağına, çağır beni yeniden
Bu saman çöpünü kasırgada bırakma
Büyük bir kapının önünde bir karınca vurmuş kapıyı bekliyor
Kapı açılacak yoksa niye var
Rahmet örtecek günahı
Geride kalacak gazabın adımları
Duyulacak büyük bahçenin o büyük şarkıları
Sunulan şarabı çekinmeden içeceğiz
Görüneceksin durmadan kendimizden geçeceğiz
Görüneceksin her şeyimizle sana göçeceğiz

Ol dedin olduk senden
Gel dedin geldik sana
Başımız yerde
Açtık ellerimizi sevgilinle birlikte
Bize bak çekip çıkalım uçurumlardan
Bize bak çıkalım dünyanın bütün kulluklarından
Parçansak al bizi bir daha ayırma evinde uyuyalım
Yabancıysak dost ol bize senden ayrılmayalım
Elimiz açık başımız ve ruhumuz secdede durmuş bekliyoruz
Sevdiklerin aşkına sevenlerin aşkına
İnşirah inşirah inşirah
Ayetin değil miyiz senin Ya Allah
Alıntı ile Cevapla
  #10 (permalink)  
Alt 30.08.06, 22:35
kestelli_ceza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Profesör Baykuş
 
Kaydolma: 30.08.06
Erkek - 36
Mesajlar: 2.166
Teşekkürler: 1
Üyeye 110 kez teşekkür edildi
Standart Saat

Anne sıcak
Anne kum
Oku anne, yoruldum

Saatimiz kaç
İkindi indi anne
Çöl sıcak
Bizi akşam haberlerine yetiştirmesinler
Söyle onlara
Güzel güzel anne
Sen ve ben anne
Böyle güzel
Oku anne
Ağrımız dinsin
Söyle yanımıza
Bir de melekler gelsin

Rüzgar anne
Beni tut
Dün dünde kaldı hadi unut
Say ki
İkimiz için bu dünya
Anne ışığa tut saçlarını
Anne nura
Anne bir adım daha
Bakarsın sonrası
Sidretül münteha

Anne su
Biraz su anne
Yanmış bir çocuğum ben
Saçları kara
Gözleri kömür
Bizi bir ömür unuttular anne
Al beni koynuna
Sen aşktan da sıcaksın
Dünya kandırmadı beni
Kandırırsan yine
Sen kandıracaksın

Anne sıcak
Anne kum
Oku anne, yoruldum

Gün düşüyor
Yol uzuyor
Ellerime masallar konuyor anne
Kuşların isimlerini öğreten
Sabretmeyi de öğretiyor
Ben toğrağı seviyorum anne
Gazeteler gibi aldatmıyor
Büyük meydanlar kuıleler heykeller gibi
Üstüme düşmüyor
Ben toğrağı seviyorum anne
Bana beni anlatıyor
Bir parça çamur anne
Bir nufte
Sonrası elest
Çocuğum işte
Aklım bu kadar eriyor

Anne ağlama beni koruyan
Bütün yıldızları koruyor
Ne su karışıyor baldırana
Ne baldıran şifa oluyor
Her şey yerli yerinde duruyor
Saat anne
Galiba

Anne sıcak
Anne kum
Oku anne, yoruldum
Alıntı ile Cevapla
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006