KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Yaşam & Eğlence > Sağlık


Sağlık - Sağlığımız hakkında bilgileri bulabilirsiniz


Cevapla
 
Seçenekler
  #11 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:07
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

ECSTASY





Özellikle Dünya'da son zamanlarda adından sık sık söz ettiren bir uyuşturucu var; ECSTASY. Kelime olarak İngilizce'de ki " X T C " harflerinin yanyana okunmasına dayanmaktadır.
Avrupa ve Dünya'da belli çevrelerin (Tecno-müzik dinleyen ve dinleten çevrelerin) kullandığı bu kelime toplu olarak Amfetamin türevlerinden olan MDA, MDE, MDMA ve buna benzer başka maddeleri kapsamaktadır.

Daha önceleri sadece MDMA maddesinin eşanlamlısı olarak kullanılan " XTC " artık günümüzde yetersiz kalmaktadır. Nitekim günümüzde "XTC" tabiri o uyuşturucu türünün özel kullanım biçimini tanımlamaktadır Kısacası Amfetamin türevi olan her türlü hapa o çevrelerce "XTC" denilmektedir.
Uygulamada gözlemlenen ve bilimsel olan ve olmayan yayınlarda Ecstasy konusunda tartışılan en büyük sorun, içeriğinin, diğer bir değişle bileşiminin kolay anlaşılamamasıdır.Nitekim tüketim biçimi olan ve ele geçirdiğimiz haplardan bunu anlamak oldukça zor olmaktadır.

Amfetamin:

---Kimyasal bir madde,
---Tam sentetik,
---Suni bir uyuşturucu olup;
---Kimyasal bir türevdir.
Kimyasal açıdan bakıldığında bir çok değişikliğin uyuşturucu imalatçıları tarafından yapılması mümkündür, ancak bu arada Amfetaminin temel yapısı aynı kalmaktadır.Günümüzde genel olarak kullanılan Amfetamin türevleri; MDMA, MDA, MDE, DOB ve MBDB'dir.
Amfetamin; uyuşturucu pazarı için özellikle yasadışındaki laboratuarlarda kimyasal ana maddelerden suni olarak elde edilmektedir. Kimyasal yapısı itibariyle, insanda bulunan uyarıcılardan Adrenalin ve Dopamine benzemektedir.

Uyuşturucu imal edenlerin amacı; bilinen uyuşturucu maddelerde kimyasal değişiklikler yaparak kanunla belirlenmiş denetim ve kontrol önlemlerini aşmaktır. Ancak bu arada art niyetli amaçları için ürettikleri hapların bağımlılık yapan etkisini kaybettirmemeye, hatta güçlendirmeye çalışmaktadırlar.

Amfetamin (Baz Amfetamin) kötü kokan, kolay ayrışan renksiz bir sıvıdır.Daha iyi dayanması ve kolay kullanımı için genelde tuz birleşimli (Amfetamin+Sülfat+Hidroklorür) olarak hazırlanmaktadır. En yaygın olarak beyaz ve pembe renkteki kristalize toz biçiminde yakalanmaktadır.Son zamanlarda Amfetaminsülfat bileşiminden oluşan haplar ve kapsülleri imal etme eğilimi yoğunluk kazanmıştır.


Amfetaminin uyarıcı etkileri bulunmaktadır ve müteakip ruhsal ve fiziksel tepkiler yapmaktadır:
-geçici güç artışı,
-enerjinin arttığının hissedilmesi,
-abartılı keyif hali,
-iştahsızlık,
-uyku ihtiyacının azalması,
-optik ve akustik haüsinasyonlar görme,
-huzursuzluk,
-gerginlik,
-kan basıncında ve vücut ısısında yükselme,
-kalp atışında yavaşlama,
-tek düze davranışlarda bulunma

MDA(3,4-Metilendioksiamfetamin):

İlaç bilimi açısından bakıldığında MDA maddesi hem Amfetamine hem de LSD'ye yakın bir maddedir.
MDA maddesinin etkisi alınan doza bağlıdır.Düşük dozlar genelde canlanma etkileri yaparken, yüksek dozdaki alımı halüsinasyonlara ve bozuk algılamalara yol açmaktadır.Kullananlarda madde alındıktan sonra artan bir iletişim kurma ihtiyacından bahsedilmektedir.
MDA da yanlış doz kullanımında ölümcül olaylar görülmektedir. 300 mg.'da uzun süreli bitkinlik halleri görülmekte olup,500 mg.'da ise ölüm gerçekleşmektedir. 1960'lı yıllarda A.B.D.'de MDA tüketimine doğrudan bağlanan ölüm olayları kayda geçmiştir.

MDMA(3,4 MetilenDioksi-N-MetAmfetamin):

MDMA yapısı itibariyle Metamfetaminin bir türevidir. Etkileri olarak bilinç artımı, artan algılama yetisi, keyfin değişmesi ve hareketlilik kazanma gösterilmektedir.Kullanılması neticesinde;
---mide bulantısı,
---şaşkınlık,
---konsantrasyon bozukluğu,
---düşünme ve konuşma da zorlanma, görülmektedir.


MDMA yüksek bir ruhsal bağımlılık potansiyeline sahiptir.

MDE(MetilenDioksi-N-Etilamfetamin):

MDE ye MDEA da denilmektedir. Zayıflatılmış yoğunlukta MDMA da ortaya çıkan etkilerin benzerini göstermektedir.
Kullanıcılarda; abartılı olarak görülen keyif hali çok kısa sürede depresyona dönüşebilmektedir.

MDE nin kullanılması orta halli bir ruhsal bağımlılığa yol açmaktadır.

MBDB (N-Metil-1-(1,3-BenzoDioksol-5-yl)-2-Butanamin):

MBDB maddesi MDMBA olarak da tanımlanır. MBDB diğer Amfetaminlerin tersine çok sonraları, 1986 yılında imal edilmiştir.Asli olarak Amfetaminlerin etki mekanizmalarını anlamak için kullanılmıştır.

Oldukça yeni bir madde olduğundan, etkisini tarif edecek çok az kaynak elde bulunmaktadır.Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde sinir yollarını tahrip ettiği gözlenmiştir.

DOB (2,5-DimethOxy-4-Bromamfetamin):

DOB maddesi MDA'da oluşan benzer halüsinasyon etkilerini ortaya çıkarmakta, fakat bu etkiler 100 kat daha kuvvetli bir yoğunluk ile kendini göstermektedir. Etkileme şekli; LSD ve Meskalin maddelerinkine benzemektedir. Etkisi yavaş ortaya çıkmakta ve etkisi süresinde kullanıcı hayali resimler görmektedir.



ECSTASY "XTC":

KULLANIMININ BERABERİNDE GETİRDİĞİ POTANSİYEL TEHLİKELERİ, ZARARLARI VE öLÜM OLAYLARI:

Amfetamin ve açıkladığımız türevleri, vücut işlevlerini yoğun olarak etkileyen psikoaktif maddelerdir.Bu maddelerin asıl tehlikesi vücudun bilinçaltındaki koruma mekanizmalarını etkisiz hale getirmesindeki özelliğinde yatmaktadır.Böylelikle Amfetamin ve türevleri sadece yorgunluk hissini değil, açlık ve susuzluk hislerini de bastırır ve koruma mekanizmalarında arızalar oluşturur. Örneğin; olması muhtemel kas ağrısını bloke ederek insanın vücut sistemini yanıltır.
Ecstasy hapının kullanıldığı özel çevrelerin beraberinde getirdiği ortam bu maddelerin tehlikesini katlayarak artırmaktadır, nitekim bu uyuşturucunun kullanımı ile birlikte vücuda yapılan sürekli yüklemeler(dans ve seks gibi)asıl tehlikeyi oluşturmaktadır. Gelişen şartlara göre vücut mevcut ısısını kendi sisteminde düzenlemektedir.Vücut ısısı, uzun süreli ve yoğun dansın etkisiyle normal daha da yükselmektedir(42 ' olduğu görülmüştür.)Vücut, su içmekle dahi tekrar düzelemeyecek kadar büyük ölçüde su kaybına uğramaktadır.Bunun sonucunda kalp ve yüksek tansiyon sorunları, yüksek ateş ve şok etkileri görülmektedir.
Bunun yanı sıra; kalp ritminde bozuklukların ve merkezi krampların görüldüğü olaylar gerçekleşmiştir.

Kullanıcıların normal diye aldığı bir takım dozların hayvanlara verilmesiyle birlikte yapılan deneyler neticesinde hayvanlarda;

---Aşırı stres
---Saldırganlık
---Netice de ölüm gerçekleşmiştir!

Ecstasy hapını uzun süre kullanan bağımlılarda;
---Sinir hücrelerinde tekrar düzelmeyen hasarlar,
---Kas yapılarında arızalar,
---Vücudun doğal salgıları kana daha çok karışmakta buna bağlı olarak, karaciğer ve böbrekleri tıkayarak, bu organları işlemez hale getirdiği durumlar,
---Beyinde merkezi rahatsızlıklar,
---Yüksek tansiyonla beyin kanaması,
---Düşük tansiyonla bayılmalar hatta ölümler, görülür!

Bir diğer tehlikede; Ecstasy kullananlarda önceden bilinemeyecek sonuçların olma ihtimalidir. Bu maddeyi kullanan kişinin maddenin etkisin göstermesi ile birlikte o anki hisleri yoğunlaşır.Bu yoğunlaşma kişinin gün içinde ki yaşantısı ile doğrudan alakalıdır.Bağımlıda öldürücü depresyonlar ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlar bulunan ortamdaki; yüksek sesli müzik, lazerli ışıklar v.b. ile bağlantılı olarak birden de gerçekleşebilir!

İNSANIN EN GÜZEL HALİ DOĞAL HALİDİR
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #12 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:07
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

LSD






LSD çok etkili ve bir o kadar da tehlikeli bir uyuşturucudur. LSD ilk alındığında aldatıcı tesirini göstermekte, beynin süratle çalışmasını sağlamaktadır. O andan itibaren insan kendini rüya aleminde zanneder. Fakat ne var ki bu renkli rüya alemini bir umursamazlık ve donukluk hali takip eder ve yaklaşık 10-15 saat devam eder. Ağızdan salyalar akmaya başlar, dil peltekleşir, her şeye razı olma hali görülür. Aldatıcı halin sona ermesiyle artık rahatsızlık başlar. Baş dönmesi, göz kararması, bitkinlik, sindirim organlarında bozukluk, kusma, baş ağrısı ve uykusuzluk başlar. Beynin çalışması imkansızlaşır. Kişi bu kötü durumdan kurtulmak için tekrar LSD almak ister ve bu kısır döngü böylece devam eder, gider. Şahsın çalışması gerekiyorsa, üzerinde ki yorgunluğu atmak ve kafasının yeniden çalışması için bu zehre ihtiyaç duyar.

LSD yi ilk bulan; Albert Hofmann 1943 yılında LSD'nin fizyolojik ve ruhsal etkilerini kendi üzerinde denemiş ve gözlemlerini yazmıştır.



"19 Nisan 1943 Pazartesi günü saat 16.00'da Lysergic Acid Diethylamide Tartarat'ın % 05'lik eriğini hazırladım. 0.5 santimetre küp 0.25 miligram LSD içeren tatsız, yavan sıvıyı içtim.
Saat 17.00'de baş dönmesi, endişe, kaygı ve tedirginlik başladı. Görmem bozuldu, düşüncelerim dağıldı, içimden gülmek isteği geliyor, anlamlı konuşmak için büyük çaba sarf ediyorum, görme alanım sanki karşımda, eşyaların biçimi değişiyor, çevremi lunaparklarda olduğu gibi olağan üstü görüyorum.
Bir süre sonra bunların hepsi geçti. Bütün bunları hatırlıyorum, baş dönmesi, görme bozuklukları, çevredeki eşyaların acayip gülünç ve kaba şekilleri... Renkli yüzler belirdi. Belirli bir tedirginlik vardı. Aralıklı olarak başımın, ayaklarımın ve bütün gövdemin ağırlığını duyuyorum, sanki madenle doldurulmuş gibi. Ayaklarda kramplar oluyor... Ellerde soğukluk ve sanki eriyip gidiyormuş gibi bir duygu var. Ağzımda maden tadında kuruluk, boğazda sıkışma, korku ve endişe, bilinçte bulanıklık... Bu arada içinde bulunduğun koşullarla gerçek arasında ayrım güçlüğünden doğan bir karışıklık.
LSD'yi aldıktan altı saat sonra eski durumuma döndüm. Ancak ufak tefek görme bozuklukları kaldı. Her şey sallanıyor, eşyaların boyutları değişiyor. Sanki onların dalgalanan sudaki yansımasını izliyorum. Üstelik bütün eşyalar hoş olmayan görünümler kazanıyor. Renkleri durmadan değişiyor. Yeşil ve mavi renkler üstünlük kazanıyor. Gözlerimi kapayınca fantastik, gerçekdışı biçimler görüyorum. Dikkati çeken bir nokta bütün seslerin gözüme yansıması ve türlü biçimlere dönüşmesi... Her ses, renk bir sanrıya (gerçekte olmayan olguları var gibi algılamak) dönüşüyor. Bunlar renk ve gölge olarak sürekli değişiyor. LSD'yi aldıktan sekiz, on saat sonra şiddetli bir uyku bastırdı. Ertesi gün biraz yorgun kalktım."
Alıntı ile Cevapla
  #13 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:09
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

AFYON

Afyon da çeşitli şekillerde alınabilir ancak hangi şekilde kullanılırsa kullanılsın aynı tesiri gösterir. Başlangıçta varsa ağrıları azaltır, üzüntüler kaybolur, sıkıntılar geçer ve geçici bir keyif hali başlar. Afyonkeşler bu keyif haline balayı derler. Fakat bu keyif hali çok kısa sürer. Ardından mide bulantısı, baş dönmesi, renk solması, kalp ve solunum yavaşlaması ile birlikte zehirlenme hali baş gösterir.

Afyon çok miktarda ve birden alınmışsa içen kimseyi komaya sokar ve ölüm tehlikesi belirir.

Afyon grubu narkotikler tedavide kullanılan miktarların sınırı içinde verildiklerinde, etkileri ya hemen ortaya çıkar ya da kısa bir süre sonra görülen fizyolojik değişmelere neden olur. Bu değişiklikler şöyle sıralanabilir:

Dolaşımda yavaşlama, kalp vurum sayısı ve solunum sayısında azalma, kan basıncında düşme, öksürük reflekslerinde duyarsızlık, göz bebeklerinde daralma, görme keskinliğinin kaybolması, derideki yüzeysel damarlarda genişleme, mide bağırsak hareketlerinde yavaşlama, kimi kez kişisel duyarlılığa göre bulantı ve kusma, ağızda kuruluk, hareketlerde ağırlık, halsizlik, yorgunluk.

Afyon narkotiklerinin birden fazla miktarda kullanılması sonucu zehirlenme tablosu ortaya çıkar. Bilinç kısa sürede kaybolur. Derin uykuda derin komaya kadar değişen bilinç bozuklukları gözükür. Dolaşım ve solunum yavaşlar. Kan basıncının birdenbire düşmesi şok tablosuna ve ani ölüme yol açar. Özellikle morfin ve eroin kullananlarda birden fazla narkotik madde alması sonucu bu tür ölümler sık görülür. (Afyon ile diğer uyuşturucu maddelerin aynı anda alınması halinde.) Ancak ani ölümlerin nedeni sadece yüksek miktarda ve değişik narkotik maddelerin bir arada alınması değildir.

Bu maddelere karşı aşırı duyarlılığı olan kişilerde çok düşük miktarlarda narkotik analjezik alındıktan sonra da ani ölümler görülmüştür.
Alıntı ile Cevapla
  #14 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:10
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

AİLE VE YAKIN ÇEVRENİN DİKKATİNE!

Gencin içinde bulunduğu aile, okul, yakın çevre alkol kullanan, bağımlı olan genci ne kadar erken fark eder, ona yardımcı olmaya çalışırsa, gencin bağımlılıktan kurtulma şansı o kadar artar. Bu nedenle, erken teşhis belirtilerinin bilinmesi çok önemlidir. Teşhis belirtileri fiziksel ve ruhsal-toplumsal olarak iki grup içinde toplanır. Bunların birkaçının bir araya gelmesi alarmı harekete geçirir.

FİZİKSEL TOPLUMSAL RUHSAL
- Bitkinlik
- Dalgınlık
- Uyuklama
- Uyku bozukluğu
- Konuşma güçlüğü
- Burun akıntısı
- Terleme
- Titreme
- Dengesizlik
- Gözde kanlanma
- Göz bebeğinde daralama
- Yüzde kızarma-soğukluk
- Kabızlık
- İshal
- Mide-Bağırsak yakınmaları
- Yürüme bozukluğu
- Solunum güçlüğü
- Ağrılar
- Duygu durumu değişikliği
- İlgi-istek kaybı
- Donukluk
- Bilişsel bozukluklar
- Başarıda azalma
- Bakımsız dış görünüş
- Gerçek dışı konuşma
- İçe kapanma
- Çevre değişikliği
- Konuşma içeriğinde değişme
- Aşırı para harcama
- Suç işleme eğilimi
- Evden uzaklaşma
- Madde kokusu
Alıntı ile Cevapla
  #15 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:10
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

U.MADDE KULLANAN KİŞİ NASIL ANLAŞILIR

Madde kullanan kişiyi anlamak için kesin bir ölçü yoktur. Kişilerde görülen davranış değişikliklerini hemen uyuşturucu kullanımına bağlamak yanlış olur. Unutulmamalıdır ki; ergenlik döneminde de bedensel değişiklikler görülür.
Uyuşturucu madde kullanan kişilerde görülen davranış değişiklikleri şöyle özetlenebilir:

- Arkadaş çevresi değişir.
- Aile ilişkileri azalır, odasında yalnız kalmayı tercih eder.
- Okul başarısı ve okula devamı azalır.
- Daha fazla para harcamaya başlar
- Bazen neşeli, sakin, bazen öfkeli, saldırgan davranışlar gibi ruhsal değişimler gün içinde gözlenir.
Alıntı ile Cevapla
  #16 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:11
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

ÇOCUĞUNUZUN UYUŞTURUCU MADDE KULLANDIĞINI

ANLARSANIZ BU KONULARA DİKKAT EDİN!




Anne ve babalar; çocuğunuzun uyuşturucu kullandığını anladığınızda;
1- Paniğe kapılmayınız,
2- Öfke ile hareket etmeyiniz,
3- Sorunu görmezden gelmeyiniz,
4- Durumu gözlemleyiniz,
5- Çocuğunuzun sosyal çevresini inceleyip, sorunun kaynağını tespit etmeye çalışınız,
6- Çocuğunuzun arkadaş ilişkilerini gözden geçiriniz,
7- Çocuğunuzun uyuşturucu madde kullanmasının sebeplerinin arasında, sizin de eksik ve yanlış davranışlarınızın olduğunu göz ardı etmeyiniz,
8- Çocuğunuza kesinlikle kötü davranmayınız, onu suçlamayınız,
9- Uzman bir hekimin bilgisine başvurunuz
10- Uzman hekimin tavsiyeleri doğrultusunda hareket ediniz,
11- Çocuğunuzu sıkmadan, sevgi ve şefkatli bir yaklaşımla ona daha fazla zaman ayırınız,
12- Aile bağlarını gözden geçirip, sorunları giderip, güçlendirmeye çalışınız,


Gençlik ve Uyuşturucu


Ergenlik



Ergenlik on üç yaşlarında başlayan ve yirmi yaşlarına kadar devam ettiği kabul edilen cinsel fizyolojik ve bilişsel yönden olgunlaşma süreci olarak adlandırılabilir.Tüm ergenlerin uyuşturucu madde kullanmaya başlama riski vardır. İradesizlik, kişilik zayıflığı madde kullanmak için mutlak etkenler değildir. Ancak madde kullanmaya başlayan gençlerde ortak bazı özellikler dikkat çekmiştir:

--- Ani tepkiler veren
---Saldırgan ya da asi davranışları olan
---Her şeyi reddeden
---Davranış bozukluğu gösteren
---Aykırı davranışlar içinde bulunan
---Erken yaşlarda davranış problemleri olan
---Çabuk heyecanlanan
---İçe dönük olan
---Fazlasıyla itaatkar olan
---Yaşıtlarından aşırı etkilenen
Alıntı ile Cevapla
  #17 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:11
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

AİLELERDEKİ BENZER ÖZELLİKLER



---Parçalanmış, boşanmış aileler
---Ebeveynlerden birinin kaybı
---Aile içinde uyuşturucu madde kullanan bir üyenin varlığı
---Aile içi iletişim eksikliği
---Baskıcı ve ilgisiz aile
---Aile içinde gencin özdeşim kurabileceği bir bireyin olmaması
Alıntı ile Cevapla
  #18 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:11
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

GENÇLER NASIL BAŞLIYOR?

Gençler en sık olarak merak nedeni ile madde kullanmaya başlamaktadır. Bu nedenle uyuşturucuya karşı özendirici davranışlardan kaçınmak gerekir.
Arkadaş baskısı ikinci önemli etkendir. Bir arkadaş ortamında yapılan ısrara çoğunlukla dayanılamamaktadır. Arkadaş grubunun dışında kalmak, onlardan farklı olmak korkusu yaşanmaktadır. Gencin kendini kanıtlama güdüsü ile bir de buna merak eklenince kullanım kaçınılmaz olmaktadır. Bu nedenle gencin kendi hakkını koruması, "hayır" diyebilmesi çok önemlidir.
Sorunlarını çözmek için başka yol kalmadığına inandıkları anda kullanım sıklaşır. Bir başka deyişle çaresizlik önlemi bir etkendir. Bu nedenle gençlere sorunlar ile başa çıkma yöntemlerinin öğretilmesi önem kazanmaktadır. Bu sorun karşısında nasıl davranmaları gerektiğinin öğretilmesi ve bugüne kadar kullandıkları yanlış davranış biçimlerinin düzeltilmesi gerekir.
Alıntı ile Cevapla
  #19 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:11
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

TEDAVİ

Evet! Uyuşturucu madde kullanan kişiler tedavi olabilir. Özellikle tedavi ilkelerini yerine getiren kişilerde uyuşturucu maddeyi bırakma oranı çok yüksektir.
Kullanıcılar arasında "bu hastalığın tedavisi olmadığı" yolunda bir kanı yerleşmiştir. Bu değiştirilmeye çalışılmalıdır.
Uyuşturucu maddeyi bırakan kişilerde tekrar madde kullanımına başlamak sık olarak gözlenen bir durumdur. Kişi uyuşturucu maddeleri bıraktıktan sonra bir daha hiçbir zaman kullanmamalıdır. Bir kez kullanması onun eski günlerine dönmesine neden olabilir.

Tedavinin ilkeleri


Bu maddeleri kullanan kişilerin tedavisi kişiye, kullanılan maddenin cinsine ve kullanım süresine göre değişiklikler göstermektedir.
Tedavinin başarısı için iki önemli etken sayılabilir:
1. Bunlardan birincisi kişinin tedavi olmayı istemesidir. Eğer kişi tedavi olmayı kendisi istemiyor ise, kimse ona zorla bıraktırmayı başaramaz.
2. Diğeri ise kişinin maddeyi bırakmaya kendini hazır hissetmesidir. Çünkü, kişi maddeyi bıraktığı zaman alışkanlıklarını, yaşadığı ortamı değiştirmek zorunda kalabilecektir. Eğer tüm bunlara hazır değilse, yapabilecek fazla bir şey yoktur.
3- Uyuşturucu madde kullanan kişide bağımlılık geliştiyse, tedavi daha güç olacak ve daha uzun sürecektir. Ayrıca, uyuşturucu kullanımı ile daha da artan aile içi iletişim bozukluklarının, kopukluklarının giderilmesi için anne ve babanın da tedaviye katılması gerekir.
Alıntı ile Cevapla
  #20 (permalink)  
Alt 19.03.07, 16:12
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

ÖNLEME

Gençlerin madde kullanmaya başlamasını önlemede ailelerin çocukları ile ilişkilerinin kalitesi önemli bir yer tutar. Çocukları ile kuvvetli sevgi ilişkisi olan doğru ve yanlışları öğreten, davranışları için uygulanabilir kurallar koyan, bunların uygulanmasını sağlayan ve çocuklarını gerçekten dinleyen ebeveynler çocuklarının uygun bir aile ortamında yetişmesini sağlamış olurlar.

İnsan ihtiyaçları, sonsuzdur. Çocuğunuzun yaşını sosyal çevresini, ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak ne kadar harçlık vereceğinizi belirleyiniz. Belirlenen bu rakam ihtiyaçların üzerinde ya da bu ihtiyaçları karşılayamayacak miktarda olmamalıdır.


(Çok verme arsız edersin. Az verme hırsız edersin.)
atasözü
Alıntı ile Cevapla
Cevapla






© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006