GenÇlerİn SaĞlik Sorunlari
Dr. Yusuf Öztürk
GENÇLERİN SAĞLIK SORUNLARI
Gençlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Ergenlikte başlayan bu dönem, büyüme ve gelişmenin tamamlanmasına kadar devam eder. Gençlik döneminin başlama ve bitiş yaşı toplumdan topluma ve kişiden kişiye değişmekle beraber, 12-24 yaşlar arası gençlik dönemi olarak kabul edilebilir. Ülkemizde 2000 Genel Nüfus Sayımına göre toplam nüfusun yaklaşık % 30’u 10-24 yaş grubu oluşturmaktadır. Bir başka ifadeyle nüfusumuzun yaklaşık 1/3’ünü gençler oluşturmaktadır. Bu yaş grubunun tüm nüfus içindeki oranının giderek azaldığı, fakat sayısal artışın devam ettiği bilinmektedir.
Genel olarak, kızlar erkeklerden 2 yıl önce ergenlik çağına ulaşırlar. Gençlik dönemi önemli bedensel ve ruhsal değişikliklerin yaşandığı, kendine has davranış özellikleri, sorunları ve ihtiyaçları olan bir dönemdir. Öte yandan, bu dönem kişinin yetişkinliğe hazırlanma dönemi olduğu için bu dönemde ortaya çıkan sorunlar hayat boyu etkilerini sürdürebilir.
Gençlik dönemindeki başlıca sağlık sorunları:
Beslenme sorunu; Hızlı büyüdükleri, daha hareketli bir yaşam sürdürdükleri için, gençlerin besin gereksinimi çocuklara göre fazladır. .Bu nedenle gençlerin yeterli protein, kalori, vitamin ve mineral almaları zorunludur. Ülkemizde beslenme konusunda yapılan araştırmalar ülkemizde genel olarak bir beslenme sorununun olduğunu ve bunun ekonomik yetersizlik ve bilgisizliğe bağlı olduğunu göstermektedir. Dengesiz beslenme kısa sürede önemsiz ise de uzun dönemde bazı metabolik hastalıklara neden olabilir. Çeşitli nedenlerle ailesinden uzakta olan gençler için beslenme sorunları daha değişik ve daha ağırdır. Beslenme sorunlarının ağır olduğu bir başka gençlik grubu da çeşitli alanlarda çırak olarak çalışan gençlerdir. Son yıllarda özellikle kentlerde giderek yaygınlaşan ayak üstü beslenme (fast food), fazla enerji veren yada yağlı olan yiyecek tüketimi erişkin çağda obezite ve koroner hastalık riskini oluşturabilmektedir.
Sigara, alkol ve uyuşturucular; Gençliği tehdit eden zararlı alışkanlıkların en önemlileri, şüphesiz ki; sigara, alkol ve çeşitli uyuşturucu-uyarıcı madde alışkanlığıdır. Bu alışkanlıkların genellikle gençlik çağında başladığı bilinen bir gerçektir. Araştırmalar gençlerdeki çeşitli alışkanlıklar arasında güçlü bir ilişki olduğunu, yani sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımının birbirini etkilediğini göstermektedir. Gelişmekte olan ülkelerde sigaraya erken yaşlarda başlandığı ve genç kadınlarda sigara tüketimi daha fazladır. Ankara’da yapılan bir çalışmada üniversite öğrencilerinin % 28.3’ünün, Eskişehir’de yapılan başka bir çalışmada % 42.5’ inin sigara içtiği saptanmıştır. Alkol kullanımının ikinci dünya savaşından sonra giderek artışı ve daha küçük yaşlarda kullanılmaya başlanması dikkat çekmektedir. Özellikle sosyo-kültürel ve ekonomik yönden hızlı değişimin görüldüğü ülkelerde, gençler büyük risk altındadır.
Ülkemizde uyuşturucu-uyarıcı madde kullanımı, batı ülkelerine göre nispeten azdır. Uyuşturucu-uyarıcı madde kullanımının yasalarımızca suç sayılması, bu vakaların ortaya çıkmasını, tedavi edilmesini ve bu alanda araştırma yapılmasını güçleştirmektedir.
Hastalıklar; Gençlik dönemi hastalanma ve ölme ihtimali yönünden hayatın en sağlıklı dönemi olarak kabul edilir. Bu düşünce, zaman zaman gençlerin sorunlarının ihmal edilmesine ve hastalıkların tedavisinin gecikmesine neden olabilmektedir. Gastro-intestinal sistem ve solunum sistemi enfeksiyonları az gelişmiş ülkelerde bir çok gencin yaşamını tehdit ederken, gelişmiş ülkelerde oldukça nadir görülmektedir. Gençlik döneminde akne, allerji, mantar hastalıkları gibi bazı deri hastalıkları ve hepatit B, gonore, sifiliz, AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar görülmektedir. Gelişmekte olan birçok ülkede olduğu gibi, ülkemizde çoğu gençler ve özellikle kızlar çok erken yaşta evlenmektedirler. Türkiye’de gebelik riski altına girmenin başlangıcı anlamına gelen ilk evlenme yaşı önemli bir demografik göstergedir. 1998 Türkiye Doğurganlık Araştırması’na göre ülkemizde ortanca ilk evlenme yaşı kırsal kesimde yaşayanlarda 18.9 kentsel bölgede yaşayanlarda 19.8’dir. Erken yaşta evlenme erken gebeliği de beraberinde getirmektedir. Erken evlenme sonucu ortaya çıkan erken gebelikler anne ve çocuk yönünden çeşitli tıbbi sakıncalar meydana getirmektedir.
Kazalar ve sakatlıklar;
Gençlik grubu relatif olarak ölümlerin en az olduğu yaş grubudur. Ancak, gençlerde görülen ölümlerin büyük çoğunluğu önlenebilir nedenlere bağlıdır. Kazalar, gençlerdeki ölümlerin % 20-60’ından sorumludur. İntihar ve cinayete bağlı ölümlerde bu yaş grubunda olup, daha da artma eğilimi göstermektedir. Mortalite istatistiklerinde, üst sıralarda görülmemekle beraber, gebelikle ilişkili ölümlerde bu grupta önemli yer tutmaktadır. Ülkemizde 15-24 yaş grubunda görülen ölümler, tüm ölümlerin %3’ünü oluşturmaktadır.
Gençlerin yaklaşık % 5-8’i az yada çok özürlü olduğu tahmin edilmektedir. Çoğu genç doğuştan özürlüdür yada çocukluk döneminde bu duruma düşmüştür.Gençlik döneminde kazalarda önemli sakatlık nedenlerindendir. Özürlü genç için gençlik dönemi, sağlıklı akranlarına göre daha çok güçlükler ve olumsuzluklar içerir. Kişiye özürlü olarak değil, bir birey olarak yaklaşmak, özürlünün karşılaşacağı sorunların çoğunu hafifletir.
Cinsel ve ruhsal sorunlar;
Gençlik döneminde kız ve erkeklerde değişimler şöyle özetlenebilir:
• Çeşitli organların ve dolayısıyla vücut görüntüsünün gelişim ve uzaması,
• Gonadların gelişmesi,
• Sekonder seksüel organların ve seksüel niteliklerin gelişimi,
• Vücut düzeninin ve psikolojik işlevlerin değişimi,
• Vücudun enerji üretiminin ve gücünün artışı.
Bu değişim ve gelişmelere, ruhsal ve psiko-sosyal gelişimler eşlik eder. Bu dönemde cinsel konularla ilgili bilgi eksikliği ve edinilen yanlış bilgiler gençlerin sorunlarını daha da artırmaktadır.
Yaşamın her döneminde ruhsal sorunlar görülebilir. Hızla büyüyen ve geçiş döneminde olan gençler bazı özel stresler altındadır. Kimlik sorgulamaları ve gelecek kaygıları ön plandadır. Genç yapacağı her girişimde ailesinin onayına gerek duyarken, bir yandan da bağımsız olmaya çalışır. Bu ve benzeri etkenler gençte gerilimlere neden olur. Gençlerin çoğu bu durumla baş çıkabilir ve yeni davranışlar kazanır. Kimi gençler ise, streslere sağlıksız tepkiler gösterir ve ilerde yardıma gereksinim duyacakları psikotik ve nörotik durumlar kazanırlar. Geçiş durumunda bulunan toplumlardaki gençler, toplumsal değişimlerin oluşturduğu yeni fırsatlar ve düş kırıklıklarından kaynaklanan streslerle karşılaşırlar. Ayrıca kırsal kesimden kentlere göç, geleneksel aile desteğinin azalması, iletişim ve eğlence ortamındaki değişimler, teknolojik gelişim gibi durumlar stres doğuran önemli etkenlerdir.
Kaynaklar;
1. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü: Genel Nüfus Sayımı
2. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 1998
3. Dirican R, Bilgel N. Halk Sağlığı
4. Bertan M, Güler Ç. Halk Sağlığı Temel Bilgiler.
5. III. Halk sağlığı Günleri.Gençlerin Sağlık Sorunları
|