koku fetişizmi
Koku ve koklama ile kişinin cinsel gerilime ulaşması anlamına gelir. Birçok hayvanın eşlerini çok uzaklardan kokuşundan tanımalarına karşılık cinsel bilim adamı Albert Moll, insanlarda koku duygusunun ancak kişilerin birbirini istemelerinden sonra etkili olduğunu ileri sürmüştür.
Normal evlilikler insanların birbirlerini koklamasının sonunda meydana gelmezler. Erkek olsun kadın olsun insanların eşlerini seçerken ilk plânda kullandıkları organ burun değil, göz ve kulaktır. Fakat karşıdaki insanın iyi kokması da göz ve kulak yolu ite edinilen bilgileri doğrulama yönünde etkili olur.
Hayvanlar kızgınlık zamanlarında cinsel hormonların etkisi ile, karşı cinslerini cinsel yönden uyarıcı olan koku maddeleri salgılarlar. Bu maddelere feromon adı verilir. Bilimsel araştırmalar iki çeşit feromon olduğunu ortaya çıkarmıştır: 1 — eşleri cinsel yönden uyaranlar, 2 — cinsleri ayıranlar, yani aynı türden dişi ve erkekleri çekenler.
Çeşitli canlı türlerinin salgıladığı cinsel çekici maddelerin kimyasal yapıları hemen hemen bir birinin aynıdır. Eğer canlıları birbirlerine yaklaştıran yalnızca koku duygusu olsaydı köpek ve kedilerin, inek ve atların birbirlerine saldırmaları gerekirdi. Fakat bu durumu cinse özel feromonlar önler. İnsandaki koku alma duygusu daima çok hassastır. Fakat çok çabuk yorulur. Bu insanın çevresindeki kokulara çok çabuk alışması anlamına gelir. İnsanın gövdesel ve cinsel kokuları giysilerin yardımı ile değiştirilebilir. Serbest olarak buharlaşamayan kokular deri üzerinde ve giyside ayrışırlar. Koku pis koku halini alabilir. Bunun dışında insanın burnu, mutfak, çalışma yeri, tütün ve parfüm gibi günlük kokular dolayısıyla doğal, gövdesel ve cinse! kokulara karşı olan hassaslığını kaybedebilir.
Fakat bütün bunlara rağmen cinsel kokular insan yaşantısında önemli bir rol oynarlar. Fransız farmakologu Guillot bu önemi belgeler ile ispatlamıştır. Bu bilim adamı 1958 tarihinde "Journal de Psychologie" adlı dergide bu konuda kanıt olarak şu vakayı göstermiştir: Genç bir doktor iş saatinden sonra evine döner. Fakat daha evinin kapısındayken cinsel organı sertleşir ve doktor yeni sevgilisini düşünür birden. Yeni sevgili o güne dek bir kere bile doktorun evine gelmemiştir. Cinsel yönden uyarılmış olan doktor evine girer ve o güne dek evine gelmeyen yeni sevgilisini yatak odasında bulur. Doktor Guillot'a göre genç dok torun cinsel organının sertleşmesine, sevgilisinin bilinçsiz olarak algılanan kokusu sebep olmuştur.
Bazı kadın ve erkeklerde koku cinsel bir uyarı meydana getirir. Fransız ruh sağlığı profesörlerinden Binet bu nitelikteki insanları "olfaktip tip"ler olarak adlandırır (koku tipi). Bu insanlar kokuya karşı çok hassastırlar ve koku duygusu bu insanların karşısındaki insanları beğenip beğenmemelerinde diğer dört duyudan daha önemli bir rol oynar. Bu özellikte olan insanlar ya çok koku duyduklarından ya da duydukları kokulan beğenmedikleri için aşk yolunda başarıya ulaşamazlar.
Olfaktip tiplere en iyi örnek olarak yirminci yüzyılın başında Paris'te Romanyalı Prens Caraman-Chimay ile evlenen Amerikalı milyoner kadın Clara Ward gösterilir. Bu milyoner kadın çingene kemancı olan Rigo ile ilişki kurar ve bir gazetecinin sorusu üzerine Rigo ile olan ilişkisinin temelinde yatan gerçeğin, Rigo'nun kokusu olduğunu açıklar.
Koklama ile alman zevk bazen hastalıklı koklama fetişine dönüşebilir. Koku duygusu bu fetişistlerde eş yerine geçer. Bazı fetişizm vakalarında, bu hastalıklı kişilerin özellikle gövdenin aşağı kısmına ait olan ir giysilerini çaldıkları görülür. BJJ kişiler yalnız bu şekilde cinsel yönden uyarılır ve giderek orgazma ulaşırlar. Fakat çoğunlukla cinsel olmayan kokular da koku fetişistlerini uyarabilirler. Cinsel olmayan bu kokuların en önemlileri idrar, ayak ve adet kokuları sayılabilir.
Bu sapık cinsel eğilim psikolojik olarak şöyle açıklanır: İnsan çocukluğunda kendisini cinsel yönden etkileyen ilk olay sırasında bu koku duygusunu kapmıştır. Bu koku duygusu onu o kadar kötü etkilemiştir ki, etkisinden kurtulamaz ve tüm cinsel hislerinde güçlü bir rol oynar.
|