zevk duygusu itirafı
Birçok kadın, utanç duygularının ne kadarını bırakmaları, ne kadarını saklamaları gerektiğini bilmez. Başkaları ise vücutlarını erkeğe verirler, fakat hiç bir zaman utanç duygularından en küçük bir özveride bulunmaya yanaşmaz. Bu davranışlarıyla kocalarına kendilerini daha çok beğendireceklerini ve bunun daha kibarca olduğunu sanırlar.
Kadın, evliliğin ileri yıllarında da bu davranışta diretirse, yalnızca kocasının gözünde çekiciliğini yitirmekle kalmaz, kendi orgazma ulaşma yeteneği de gitgide azalır.
Genellikle kendini beğenmiş erkekler, evliliğin başlangıcında eşlerinin duygularını hiçe sayar ve cinsel yaşamı kendi isteklerine göre düzenler. Fakat erkek, kadının duygularını tanımaz ve bencilce cinsel yaşamı sürdürürse, bunun suçunu bir dereceye kadar kadında da aramak gerekir; erkek, eşinde zevk duyguları uyandırmak için uğraşmıştır, fakat kadın bu çabalara karşı bir tepki göstermemiştir.
Evlendikten bir veya iki hafta sonra, kadın, genellikle kocasının okşamaları ya da cinsel ilişki sırasında, orgazma ulaşmasa bile zevk alır. Bununla birlikte, davranışlarına çok dikkat eder ve sanki zevk almıyormuş gibi görünür. Zaman zaman duygularını saklamaya çalışır ve birleşim sırasında ışığı söndürmek ister.
Kadınların çoğu olumsuz yanıt vermenin kadınca bir davranış olduğuna inanır: Erkek, "nasıldı?" diye sorunca, "bilmem ki", diye karşılık verirler. Bu böyle devam ettiği sürece, kadınla duyduğu zevki paylaşmak isteyen ortalama erkek, bu çabalarını bırakacak, sadece kendi zevkini düşünecektir.
Kadın, kocasının saygısını ne kadar kazanmak isterse, kocasının onda uyandırmayı arzuladığı zevki tattığını, dürüstçe göstermelidir. Kadının değişik tepkileri yalnızca erkeği uyarmakla kalmayacak, birçok tekniği denemek istemesini, eşine güvenmesini de sağlayacaktır. Kadın, zevk aldığını refleksler ve sarsılmalarla göstermeli, belirli bir uyarılmayı beklediğini eşine duyumsatmalıdır. Erkeğin ihtiraslarına doğal olarak karşılık veren kadın, kendi uyarılmasını da artıracaktır.
|