Kışa hazır mısınız
Kışa hazır mısınız
Bu kış her zamankinden zor geçecek. Bunu yalnız doktorlar değil, meteoroloji ve ekonomi uzmanları da söylüyor! Sağlık bakımından kış hazırlığına şimdiden başlamanızda fayda var.
Kış hazırlığı deyince akla hemen grip, nezle geliyor. Eğer yaptırmadıysanız grip aşısı yaptırmanın en uygun zamanı. Özellikle yaşlı, düşkün, ağır hastalığı olanların bu aşıyı yaptırmalarında fayda var. Grip aşısına bir başka yazımızda yer vereceğiz.
/_np/8913/6638913.jpg
Eğer 60 yaşın üzerinde iseniz ya da ağır bir solunum yolu hastalığınız, kalp yetmezliği, bağışıklık güçsüzlüğünüz varsa zatürree aşısını da tavsiye ederim. Bu aşının 5 yıllık bir koruma gücü var. Ucuz ve etkili bir aşı.
EKİNEZYA ETKİLİ BİR DESTEKTİR
Kış hazırlıklarına bağışıklık sistemini güçlendirerek başlamak gerekiyor. Bağışıklık sistemi desteği denince akla hemen Ekinezya geliyor. Ekinezya özellikle Amerika’da yaygın yetişen yabani bir çiçek. İlk olarak Kızılderililer tarafından kullanıldığı söyleniyor. Bu bitkinin içinde bulunan flavonoitler ve diğer kimyasalların bağışıklık sistemini güçlendirdiğini gösteren çok güçlü bilimsel kayıtlar yok ama Ekinezya bir halk ilacı olarak gücünü her zaman koruyor. Ekinezyanın bağışıklık sistemini güçlendirdiği, soğuk algınlığı ve gribi daha kolay geçirmeye yardımcı olduğu düşünülüyor. Ben, uzun süreli olarak kullanılması yerine, grip-nezle dönemlerinde geçici olarak kullanılmasını tavsiye ediyorum. Damla ve şurup formunda olanlarını tercih ediyorum.
PROBİYOTİKLER VE UMKLAOBA BİZDE PEK TANINMIYOR
Bağışıklık sisteminize daha fazla güç vermek istiyorsanız Umklaobayı da deneyebilirsiniz. Güney Afrika’da yetişen bu bitkinin köklerinden elde edilen özütler bağışıklık sisteminin her iki bölümünü de aktive ediyor. Yani, hem hücresel hem salgısal bağışıklığı güçlendiriyor. Umklaoba özütlerinde bulunan doğal maddelerin virüsleri doğrudan öldürebileceği de ileri sürülüyor. Umklaoba’nın damlası kış boyunca düşük dozda kullanılabilir. Bu maddeyi grip, nezle belirtileri daha başlangıç dönemindeyken kullanmak hastalığı atlatmayı kolaylaştırıyor.
Düzenli probiyotik desteği kullanmanın, probiyotiklerle güçlendirilmiş süt ürünleri yiyip içmenin de bağışıklık sistemini güçlendirdiği biliniyor. Kefir ve yoğurt bu konuda mükemmel seçenekler. Özellikle kefirin tam bir probiyotik bombası olduğu biliniyor. Probiyotiklerle güçlendirilmiş multivitamin destekleri de var. Bilimsel çalışmalar bu destekleri kullananlarda kış enfeksiyonlarına özellikle grip-nezleye daha seyrek rastlandığını ortaya koyuyor.
ÇİNKO VE BETA GLUKAN
Bağışıklık sistemini güçlendiren doğal desteklerden birinin de çinko olduğu kabul ediliyor. Çinkonun özellikle çocuk ve yaşlılarda bağışıklık sistemini güçlendirdiğini gösteren birçok bulgu var. Çinko her yaşta kullanılabilecek bir destek. Yetişkin ve yaşlıların sağlıklarını güçlendirebilmek için günde 20 mg civarında çinko almaları yetiyor.
Sık kullanılan bir diğer bağışıklık güçlendirici de beta glukandır. Beta glukan tahıldan elde edilen doğal bir madde. Düzenli olarak kullanıldığında bağışıklık sistemini olumlu yönde etkiliyor. Ama grip nezle durumunda geçici olarak beta glukan almanın herhangi bir faydasının olduğunu gösteren bilimsel bir çalışma mevcut değil.
Eğer sıcak ve keyifli, nezlesiz ve gripsiz bir kış geçirmek istiyorsanız aktivitenizi sürdürmeyi, uykunuza özen göstermeyi ve iyi beslenmeyi de ihmal etmeyin. Özellikle stresin ciddi bir bağışıklık zayıflatıcısı olduğunu unutmayın. Elinizi sık sık bol su ve sabunla yıkayın. Bunu bilhassa gribi, nezlesi olan biri ile el sıkışınca mutlaka yapın. Keyfinizi kaçırmak istemem ama ekonomistlere kulak verilecek olursa bu kış gerçekten zor geçecek gibi görünüyor.
Adet öncesi vücudunuz su tutuyorsa
Adetten bir-iki hafta önce başlayıp adetle sonlanan vücut şişmesi, ödem, gerginlik bazen çok can sıkıcı olabilir. Vücutta su tutulması, adet öncesi sendromunu oluşturan 200 kadar belirtiden birisi olup, özellikle karında oluşan şişme sık görülen bir durumdur.
Kadınların çoğunda bu durumu önlemek veya azaltmak mümkün olmaktadır.
- Düzenli egzersiz yapanlarda adet öncesi gerilimi daha az yaşanmaktadır.
- Adet öncesi tuz kısıtlaması çok faydalı olur.
- Sık ve az miktarlarda yemek, sebze-meyvelere ağırlık vermek yararlı olur.
- Birçok kadında sadece bu öneriler yeterli olmakla birlikte, bazen idrar söktürücüler, non-steroid antienflamatuar ilaçlar (ibuprofen, naproxen) ve doktor gerekli görürse doğum kontrol hapları faydalı olabilir.
Organlarınızı bağışladınız mı
14 Ekim Avrupa Organ Bağışı Günü’dür. Dünyada ve Türkiye’de organ nakli için bağış bekleyen binlerce hasta var. Gösterilen büyük gayretlere rağmen organ nakli bakımından halen yetersiz rakamlara sahibiz. Binlerce hasta organ nakli için beklerken biz organ nakli konusunda bir türlü arzu ettiğimiz başarıyı yakalayamıyoruz. Birçok konuda sahip olduğumuz işbirliği ve yardımseverlik becerimizi bu konuda yeterince gösteremedik. Organ vericileri, eğer bir yakınları hastaysa sağlıklı organlarını bağışlamakta son derece duyarlılar. Türkiye’de yapılan organ bağışlarının önemli bölümü sağlıklı vericiler tarafında sağlanıyor. Geçen yıl başlatılan yoğun kampanya sayesinde bağış rakamları çok yükseldi. 2006 yılına göre 2007 değerleri neredeyse on katı ama yetersiz! Organ nakli konusunda almamız gereken çok önemli mesafeler var. Birçok hastane bünyesinde mükemmel organ nakli merkezleri oluşturdu. Ne var ki, toplumsal bilinçlenme yönünden hálá çok eksiğimiz var. Cebinizde bir "doku ve organ bağış belgesi" bulundurmanız yeterli. Unutmayın, bağışlanan her organ yeni bir hayat demektir!
Likopen yağla birlikte daha etkili
Likopen en çok domateste bulunan bir besin unsurudur. Bazı kanserleri önlediği özellikle prostat, meme, kalın bağırsak kanserinden korunmayı desteklediği, hatta kalp damar hastalıklarını önlediği biliniyor. Likopenin cildi güneşin zararlı etkilerinden koruyarak genç tuttuğu da biliniyor. Likopen salça, ketçap, domates çorbası gibi domatesten yapılan ürünlerde de bol miktarda bulunuyor. Vücudumuz bu ürünlerde bulunan likopeni domatese göre daha iyi kullanıyor. Bunun nedeni domateste bulunan likopenin açığa çıkması için ısıya ve ezilemeye, işlenmeye ihtiyaç duyulması.
Bu nedenle domatesleri mümkün olduğu kadar hafif ısırtarak ve üzerine bir iki damla zeytinyağı ekleyerek tüketmekte fayda var. Yağ eklenmiş domates ve domates ürünlerinde bulunan likopen daha kolay emiliyor.
Tiroit tembelliği kalp riskini artırıyor
Tiroit bezi az çalışanlarda kalp hastalıklarının özellikle kalp damar hastalıklarının görülme sıklığı artıyor. Bu durumun birçok nedeni var. Tiroit tembelliği kolesterol düzeyini yükseltiyor, kan basıncını artırıyor. Diğer taraftan tiroidi tembel olanlar daha az bedensel aktivite yapıyor. Norveç’te yapılan bir çalışma özellikle kadınlarda tiroit bezi tembelliğinin kalp hastalığı riskini yükseltebileceğini gösterdi.
Beslenme hatalarını düzeltelim
Okul çağı çocuklarının kilo almalarında rol oynayan beslenme hatalarını düzeltmenize yardımcı olacak önerilerimize devam.
İkindi öğünü çok önemli... Okul dönüşünde yapılacak ara öğün atıştırma tarzı bir beslenme hatası olmamalı. Bu öğünde yapılacak seçimler kahvaltı öğününde olduğu gibi glisemik indeksi düşük, protein karbonhidrat içeriği dengeli, posadan zengin olmalıdır. Yapılan ara öğün akşam öğününü ortadan kaldıracak kadar kalori yüklü olmamalıdır. Kalorisi çok olan bir ara öğün gece atıştırmalarını kaçınılmaz kılar, dikkat! Ara öğün ile yaklaşık 200 kalori hedeflenebilir.
Bir bardak süt ile evde yapılmış bir ince dilim kek veya kurabiye, bir büyük boy meyve ile bir su bardağı yoğurt, bir adet az yağlı tost, bir adet yumurta ile yapılmış omlet bir dilim ekmek veya bir kase mercimek veya yoğurt çorbası, bir ince dilim ekmek seçimlerini değerlendirebilirsiniz. Çocuğunuz eve geldiğinde yalnız ise ara öğün seçimleri bu kadar sağlıklı olmayabilir. Aç karnına yapılacak seçimler daha çok yağlı, karbonhidrat oranı yüksek paketli ürünler olabilir. Mutfak stoklarınızda bu tarz ürünler bulundurmamaya özen gösterin. Önceden evde yapılmış kek, kurabiye veya peynirli poğaça tarzı bir yiyeceği süt veya ayran ile tüketme alışkanlığını edinmesine yardımcı olun. Bu küçük önerileri uygulamaya başlarken çocuğunuzun fiziksel aktivite konusunda desteklemeyi unutmayın. Sevdiği bir spor türüne yönlendirebilir, basketbol oynayabilirsiniz. Beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite alışkanlıklarını edinirken sizi örnek aldıklarını da hatırlatalım.
Kahvaltı bahaneleri
Sabahları acıkmıyorum ve kahvaltı yapmak istemiyorum. Ama kahvaltının önemli olduğunu biliyorum. Ne önerirsiniz?
Sabah uyandığınızda açlık hissetmiyor olabilirsiniz. Fakat tüm bahanelerin bir kolay çözüm yolu vardır;
- "Açlık hissetmiyorum": Güne meyve suyu ve tost gibi hafif yiyeceklerle başlamayı deneyin! Daha sonra ikinci bir kahvaltıda ilerleyen saatlerde yumurta, peynir, süt gibi besinlere geçiş yapın.
- "Vakit bulamıyorum!" : Kolay hazırlanabilen besinler bulundurun. Örneğin: akşamdan hazırlanan sandviç, kahvaltılık gevrek-süt gibi... - "Kahvaltı yapınca daha çok yiyorum": Bunu kanıtlayan hiçbir bulgu yoktur. Tam tersine kahvaltı ve düzenli öğünlerin sağlanması ile yediğiniz miktarlar daha dengeli ve yeterli olacak.
- "Dışarıda bir şeyler atıştırıyorum yetmez mi?": Ne atıştırdığınıza göre değişir. Sağlıksız atıştırmalardan uzak durun.
|