SİSTEM GEREKSİNİMLERİ
İşletim Sistemi: Windows 2000/XP
İşlemci: AMD or Intel 1.2 GHz (2 GHz recommended)
RAM: 256 MB or higher (512 MB recommended)
HDD: 4 GB
Sound: DirectX 9.0c compliant
SoundBlaster (X-Fi series card recommended)
Video: 64 MB DirectX 9.0c video card
GÖRÜNTÜLER
OYUN BİLGİLERİ
Oyun firmalarının en çok zorlandığı olay, şüphesiz yapacakları oyun hakkında konu bulmaktır. Haksız da sayılmazlar aslında. Eskiden 1–1,5 ay arayla gelirdi oyunlar. Biz de aldığımız oyunu suyunu çıkarana kadar oynardık. Ama şimdi nerdeyse her gün yeni bir oyun ile karşılaşıyoruz. Bu bir bakıma iyi, çünkü sıkıldığımız anda başka bir oyuna şans tanıyabiliyoruz. Kötü yanı ise bu kadar fazla oyunun kısa aralıklarla çıkması birçok başarısız yapımı da beraberinde getiriyor. Konuyu fazla dağıtmayalım. Ne diyorduk konu bulamama, şimdi inceleyeceğimiz oyun farklı bir fikir ile karşımıza çıkıyor. Birçok oyunda zombilere karşı savaşmıştık, fakat Stubbs The Zombie ile roller değişiyor ve bu sefer zombi biz oluyoruz.
Pek tanınmamış bir firma olan Wideload Games (aslında hiç tanınmamış, belki de ilk oyunları) bize zombi olma şansını tanımış. Konudan kısaca bahsedecek olursak ki bunu aslında oyunu oynamaya başladıktan sonra anlıyorsunuz, yönettiğimiz karakter sevgilisine kavuşmayı hayal ediyor. Ama bu o kadar kolay olmayacak.
Aslında karakterimizin asıl olayı intikam. Oyun aralarında göreceğiniz demolarda olayların neden başladığını öğreneceksiniz. Anlatıp heyecanınızı kaçırmak istemem. Çünkü ancak oyunun yarısına geldikten sonra konu hakkında bir fikre sahip olabiliyorsunuz.
SZ'ye ilk olarak tutorial bölümü ile başlıyorsunuz. Burada yapabileceğiniz hareketleri öğreniyorsunuz. Peki, bu hareketler neler? Bir zombinin esas olayı nedir? Tabiî ki beyin yemek, oyunda yapabileceğiniz en kolay hareket budur herhalde. Ama bunun için düşmanlarınızı sersemletmeniz gerekiyor, bunu da vuruş tuşları ile hallediyorsunuz. Normal hareketler dışında özel yetenekleriniz de var. Bunlara az sonra değineceğim.
Eğer daha önce Yaşayan Ölüler'i izlediyseniz bu oyun size filmde görmüş olduğunuz tüm aktiviteleri ve daha fazlasını yapabilmenizi vaat ediyor. Zombiler kurbanlarının beynini yedikten sonra onlarında zombiye dönüştüğünü bilirsiniz, burada da durum aynen bu şekilde. Etraftaki masum insanlara saldırarak kısa zamanda zombi ordusu kurabiliyorsunuz. Bazı karakterler size seve, seve beynini veriyor, ama ilerleyen bölümlerde size karşı koymaya çalışan birçok düşman çıkıyor.
Oyundaki düşman sayısı da azımsanacak gibi değil. Eli sopalı tipler kolay lokma olurken, polisler tabancaları ile uzaktan, şok cihazları ile yakından bir hayli can yakıyorlar. İlerleyen bölümlerde sırasıyla güvenlik görevlileri, çifteli kullanan kızıl enseliler ve en sonunda da ordu ile karşı karşıya geliyorsunuz. Kısaca bu düşmanları da tanıyalım. Güvenlik görevlilerinin en büyük artısı copun yanında kalkan da taşımaları, bir yandan sizin saldırılarınızı savuşturup cop ile karşılık verebiliyorlar. Ama toplu saldırılara karşı fazla dayanamıyorlar. Çifteli taşıyan elemanlar ise size bayağı zor anlar yaşatacaklar. Çünkü tek atışta enerjinizin %25'ini götürüyorlar. Bu kişilerin 5–6 kişi birden saldırdığını düşünürseniz ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
Kızıl enselilerin en büyük handikabı tüfeklerini doldurdukları an, tamamen savunmasız kalıyorlar. Son bölümlerde karşılaştığınız askerler ise tam bir baş belası. Kimisi otomatik tüfekle size ateş açıyor kimisi ise elimde bazuka ile sizi parçalamaya çalışıyor. Bir de bu yetmezmiş gibi belli bölgelere mayın yerleştirmişler. Bastığınız anda paketleniyorsunuz. Zombileriniz de şuursuzca gördükleri kişiye anında saldırdıkları için mayın döşenmiş yollarda zayi oluyorlar. Hatırladığım 2 düşman çeşidi daha var. Eli motorlu testere taşıyan şişman arkadaşlarımız ve bilim adamları. Testeresi olan elemanlar aslında oyunun en zorlu düşmanları. Sebebine gelince hem çok zor ölüyorlar, hem de siz ilk testere darbesinden sonra kaçamayıp birkaç darbe daha almanız. Bu kadar darbe sonucunda zaten ölüyorsunuz. Bunları öldürmenin en iyi yolu vur kaç taktiği kullanmak ki zamanlamayı çok iyi hesaplamanız gerekiyor. Bilim adamlarına gelince, bu adamların bir kısmı lazer tabancası, diğer kısmı ise enerji dalgası yayan silah kullanıyorlar. Lazer tabancası kullananlar pek bir zorluk çıkarmıyorlar, fakat enerji dalgası silahı kullanan adamlar yanlarına kolay, kolay yaklaştırmıyorlar. Silah enerjinizi götürmüyor fakat sizi geriye püskürtüyor. Eğer bir tarafınız deniz veya uçurumsa sizi bu taraflara doğru uçuruyorlar. Sürekli hareket halinde olmak en iyi çözüm.
Az önce özel güçler kullanabileceğinizi söylemiştim. Şimdi de bunlardan kısaca bahsedelim:
Unholy Flatulence: Bu yeteneğimiz düşmanlar ile çevrildiğimizde işe yarıyor. Daire şeklinde bir duman gönderiyosunuz ve buna yakalanan düşmanlar bir süre sersemliyorlar. Siz de bu arada üzerinize düşen görevi yapıyorsunuz.
Gut Grenade: Adından da anlaşıldığı üzere el bombası. Fakat bu biraz farklı. Burada kullandığınız bomba bağırsak. Atıyorsunuz ve birkaç saniye sonra etrafta uçuşan düşmanları izliyorsunuz.
Throw Arm: İşte ilginç bir yetenek daha. Kolunuzu koparıp başka bir kişinin kontrolünü sağlamanıza yarıyor. Eleman kolunu kopartıyor ve kontrolü bize geçiyor. Ele geçirmek istediğiniz kişiyi seçip arkasında sessizce yaklaşıyorsunuz ve işlem tamamlanıyor. Eğer kolunuzu fark ederlerse vuruyorlar. Ama kolunuz yeniden çıkıyor.
Bowl Head: İlginç oyunun bir diğer ilginç özelliği. Kafanızı bowling topu gibi kullanıp düşmanın üzerine yuvarlıyorsunuz ve istediğiniz gibi yönlendirebiliyorsunuz. Kafanızın çarptığı düşmanlar hemen ölüyorlar. Faydalı bir yetenek zor anlarınızda kurtarıcınız oluyor.
Açıkçası böyle zombi az bulunur çok yetenekli araç bile kullanabiliyor. SZ'de kullanabileceğimiz araçlar, hovercraft, traktör, cip ve tank. Hovercraft'ı taşımacılık için kullanıyoruz. Traktör ile düşmanlarımızı aracımızın önündeki tırmıklar vasıtası ile öldürebiliyoruz. Cip'i de ulaşım için kullanırken tankın ne işe yaradığını söylememin gereği var mı bilemiyorum.
Animasyonlar gerçekten çok başarılı. Zombi yürüyüşünü çok iyi yapmışlar. Eller önde tek ayağını sürüyerek hareket etmeleri göze çok hoş geliyor. Yalnız oyunun absürtlüğü sadece konusu ile değil oyunun tümünde kendini belli ediyor. Şöyle ki, oyun 60'lı yılların Amerika'sında geçiyor fakat kullanılan araçlar havada uçuyor ve bunun gibi daha birçok teknolojik olay ile karşılaşıyorsunuz.
Saçma bir oyun olduğu her yerinden anlaşılıyor, fakat bayağı kanlı bir oyun olmasının yanında gayet komik bir oyun. SZ'de kullanılan espriler gerçekten muhteşem gülmekten dağılıyorsunuz. Sadece bir tane örnek vereceğim hepsini söyleyerek merakınızı kaçırmayayım. Oyunun bir bölümünde zombimiz Amerikan bayrağının önünde diğer zombilere miting veriyor ve kullandığı sözcük sadece "Brain" elini kolunu sallayarak sanki bir şey anlatıyormuş gibi sadece brain diyor. Ama görmelisiniz o kadar komik bir görüntü sergiliyor ki yarılıyorsunuz. Hele generalin yaptığı danstan hiç bahsetmeyeyim, gördüğünüz anda şoka gireceksiniz.
SZ'ye yaş sınırlaması getirmek hem doğru hem de yanlış olur. Çünkü oyundaki espriler kanlı ortamı biraz olsun yumuşatabiliyor. Ama yine de beyin yeme sahneleri alabildiğine kanlı yapılmış. Diğer zombilerin yanınızda "brain" sesleri ile dolaşmaları atmosfere inanılmaz bir katkı sağlıyor. Hele saldırdığınız insanların acı içinde haykırmaları bir süre sonra insanın içini karartabilirdi ama espriler tam zamanında araya girip ortamı yumuşatıyor.
Teknik detaylarda gözle görülür bir eksi yok gibi. Grafikler böyle bir oyun için yeterli düzeyde. Sesler çok iyi adapte edilmiş, ama oyunun en büyük artısı müzikleri. Oyunda müthiş country müzikler kullanılmış. Zaten oyunun müziklerini içeren albüm de piyasaya sürüldü. Oyunun sistem gereksinimi gayet makul, ancak MX ekran kartlarında oyunumuz çalışmıyor.
Bir yazının daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Eğer sürekli aynı konularda olan oyunlardan bıktıysanız ve değişik bir tat arıyorsanız SZ'ye de bir şans verin. Çizisel bir yapısı olmasına karşın sizi bir süre eğlendirebilir. Ama çok büyük beklentilere kapılmayın. Hep iyi oyunlarda görüşmek üzere...