konuda hayatımın bir kısmında büyük izler yaratan bir kelime. Ben her zaman Sierra kelimesinin yenilikçi, sıradışı, eşsiz olarak tanımlarım. Eğer bir oyunda bu kelime var ise o oyunda sizi etkileyecek mutlaka bir şeyler vardır. Bir diğer önemli kelime ise Liquid Entertainment. Bir çoğumuz bu firmayı uzun süre oynadığımız Battle Realms adlı oyundan hatırlayacaktır. Gerçekten çok sürükleyici bir gerçek zamanlı strateji oyunuydu. İlk defa o oyunda karakteri ata bindirip savaşa götürüldüğünü görmüştüm. Şimdi bu 2 firma iş ortaklığı yapsa ortaya ne çıkar? Hakkında ilk defa bir strateji oyunu yapılan, bir başka dev isim; The Lord of the Rings War of the Ring.
Hadi Frodo yol uzun, koşmak gerek
Oyunun konusu hakkında fazla bir şey söylemek gereksiz diye düşünüyorum. Malum Lord Of The Rings'in konusunu artık bilmeyen yok. Ufak bir değişiklik var sadece. Olaylar Gimli, Legolas gibi karakterlerin yüzük kardeşliğine girmeden önce yaşadıkları ile başlıyor. Düşman kuvvetlerine karşı kendi ülkelerini korumaları ve bunun gibi görevler bulunuyor. Tabi ki ilerledikçe tanıdık bir çok durum ile karşılaşacaksınız.
Öncelikle oyun çok kısa onu belirteyim. Hatta Max Payne 2'den bile kısa. On adet iyi, on adet kötü taraf görevi var. Yani toplamda yirmi adet görev mevcut. Bunlardan ilk üç, dört görevi yarım saatte geçtiğimizi düşünürsek adam akıllı oynanabilecek on tane görev kalıyor. Böyle bir oyun için çok az bir rakam. Üstelik oyun iki cd. Neyse ki hem iyi hem de kötü taraf ile oynama şansınızın olması durumu biraz kurtarıyor. Genel olarak görevlere bakarsak çok basit kaçmış diyebilirim. Normal zorluk seviyesinde iken en uzun süren görevim 45 dakka idi. Generals'da saatlerce oynadığım göz önüne alınırsa bu rakam çok az. Yani oyunu bitirme süreniz oynayışınıza göre en az 5 en fazla 15 saat. Tabi ki bu rakam sadece bir taraf için. Çoğu görev akıcı hazırlanmış, sıkılmak gibi bir durum asla söz konusu değil. Görev sırasında toplamanız gereken sadece yiyecek ve taş var. Kurmanız gereken bina sayısı da en az rakamda tutulmuş. Bu şekilde kısa zamanda toplamanız gerekenleri toplayıp bir ordu hazırlayabiliyorsunuz. Bu da daha az zamanda çok daha kaliteli savaşlar yapmanızı sağlıyor. Oyunda savaştıkça kazandığınız "Fate Point" adında bir kriter var. Kazandığınız bu Fate Point'leri değişik büyüler yapmak, yaratık çıkartmak için kullanabiliyorsunuz. Ayrıca her bölümde mutlaka elinizin altında tanıdığınız birileri oluyor. Örneğin ilk bölümlerde Gimli ile oynuyorsunuz. Bu tarz bilinen karakterler oyuna Hero olarak eklenmiş. Tahmin edeceğiniz gibi bu kahramanlar devamlı level atlıyor ve gelişiyor. Geliştikçe yeni büyüler, yetenekler kazanıyor.
Sincaplar, otlar, dağlar, taşlar
Grafik olarak ilk baktığınızda oyunu Warcraft 3'e çok benzeteceksiniz. Kullanılan grafik motoru bazı yerlerde çok kaliteli şeyler görmemizi sağlarken, bazı yerlerde çok kötü grafik sergiliyor. Mesela haritalar çok kaliteli, dağlar, su, otlar çok gerçekçi olmuş. Bir karakter ile otların arasında koştuğunuzda otların hareket etmesi gerçekten çok güzel bir görüntü. Fakat çevreye verilen önem karakterlere hiç verilmemiş. Askerlerinize yakından bakarsanız hepsinin ağaçtan pek farklı olmadığını görürsünüz. Durum böyleyken bir de oyunun düşük sistemlerde kasılması daha da ilginç. Büyüler sırasındaki görüntüler, efektler canlı ve renkli. Ayrıca oyun bize bir çok yönden zengin bir Multi-Player olanağı sunuyor. Razing, Survival, Catapult, Famine, Control gibi çeşit çeşit mod var. Böylelikle oyunu kısa sürede bitirmenize rağmen hazırlanan modlar sayesinde uzunca bir süre daha oyunun başından kalkamayacağınız bir gerçek.