Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Soysal, ÖSS'nin devlet üniversitelerini siyasi baskılardan koruduğunu söyledi.. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşe Soysal, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından yapılan Öğrenci Seçme Sınavı'nın (ÖSS) ve yerleştirmenin devlet üniversitelerini siyasi baskılardan koruduğunu söyledi. Soysal, "Bir üniversite rektörü olarak gönlüm kendi öğrencimi seçmek ister" derken, üniversitelere yerleştirilmenin merkezi sistem yerine üniversitelere bırakıldığında "Şu çocuğu alın" şeklinde başta siyasiler olmak üzere değişik çevrelerden gelen talep telefonların susmayacağını vurguladı.
YUNANİSTAN ÖRNEĞİ Soysal, "Bu sistem yumuşadığı an siyasilerden olsun başka yerlerden olsun bu öğrenciyi alın baskısı olacak, telefonlar çalmaya başlayacak. ÖSYM bizi bundan koruyor" diye konuştu. Soysal, Yunanistan'da devlet üniversitelerine "milletvekili, bakan çocukları" için siyasi baskılar yapıldığından bu ülkedeki öğretim üyelerinin yakındığını dile getirdi ve şöyle konuştu: "Ben de Boğaziçi için nasıl baskılar olabileceğini hissediyorum. Biz devlet üniversitesiyiz. Bu baskıları nasıl engelleyebiliriz? Bir yandan bu baskılar olurken, öte yandan da böyle baskılar olduğunu bilerek ya da tahmin ederek, hakkının yenildiğini düşünen öğrenciler, veliler mahkemeye gidecek. Ben ÖSS dışındaki sistemlere geçmenin üniversitelerle ilgili yürütmeyi durdurma amaçlı sürüyle dava açılmasına yol açacağını düşünüyorum." Soysal, ÖSS'nin belli bir eşiği ölçtüğünü ve üniversiteye gelen öğrencilerin kalitesinden çok memnun olduğunu belirtti.
aslında sorun olan öss değil tamamen kişilerin bilgisizliği bilinmeyen okadar çok bölüm varki ve kimisinin sadece adı farklı kimisi ise çok güzel işler ve çok güzel paralar getirdiği halde bilinmiyor.
mesela uçak mühendisiyle uzay mühendisinin aynı statüde olduğunu ve ikisininde aynı işi yaptığını hatta uzay mühendisinin alanının daha geniş olduğu halde puanının uçak mühendisliğinden düşük olduğunu
gemi inşaatı ve gemi makinaları mühendisliğinin deniz teknolojisi mühendisliğinin alt kolu olduğunu gene piyasada aynı işi yaptıklarını uluslar arası işlerde gemi inşaatı ve gemi makinaları mühendisinin statüsü olmadığı ancak deniz tekn. müh sıfatı kullanarak iş yaptığını bunlara ek olarakta gemi inş. ve gemi mak mühün puanının deniz tekn müh'ten yüksek olduğunu. (örn: 2008 puanları: gemi ins ve gemi mak 345 (min) deniz tekn müh 331(min))
istanbul üni sualtı teknolojisi (ki 2 yıllıktır) bölümünün sanayi dalgıcı yetiştirdiğini maaşların stajerken 1000-1500 tl civarında olduğunu (artık mezunken siz düşünün)
balıkçılık teknolojisi mühendisinin balık tutmadığını bunların balık üretme çiftlikleri kurmak işletmek balıkçılık sektöründe kullanılan alet ve makinaları geliştirmek ve balıkçı teknesi ürettiğini üstünüe üstlük 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde maaşlarıda gayet iyiyken 2006'da ikinci öğretimle beraber 160 olan kontenjana sadece 17 kişinin yerleştiğini ve bunlar henüz öğrenciyken işteklifleri aldığını ve bir kısım işteklifininde yurt dışından geldiğini.
ve bunun gibi birçok bölüm olduğu halde hala aman cart müh olayım curt okuyayım diyip popüler bölümleri okumaya çalışmak çokmu mantıklı. popüler bölüm denen hadiseye bakarsak zaten son 10-12 senedir bu popüler bölümler çok tutuluyo piyasada çok var ve piyasanın ihtiyacından fazla olduğu için maaşları eskiye göre düşmeye başlıyo yada işsiz kalıyolar.