Türkiye ile Yunanistan arasındaki Tekirdağ'ın kuzeyinde yer alan Edirne yıllar boyu Osmanlı başkenti, 18 inci yüzyılda ise Avrupa'nın en büyük yedi şehrinden biri olmuştur.100 yıl kadar bir süre Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olması buradaki tarihi ve mimari açıdan önemli yapıların sebebidir. Edirne, camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar yerleri, kervansarayları ve saraylarıyla yaşayan bir müzedir.
İLÇELER
Edirne ilinin ilçeleri; Enez, Havsa, İpsala, Keşan, Lalapaşa, Meriç, Süloğlu ve Uzunköprü'dür.
COĞRAFYA
Marmara Bölgesi'nin Trakya bölümünde bulunan Edirne'nin denizden yüksekliği 41 metredir. Edirne genel olarak geniş düzlüklerle, basık tepelerin yer almış bulunduğu coğrafi konuma sahiptir. Karasal bir iklime sahiptir. Kışlar, Akdeniz iklimi etkisini gösterdiği zamanlarda ılık ve yağışlı, kara iklimi etkisini gösterdiğinde de sert ve yağışlı geçmektedir. Yazlar sıcak ve kurak, bahar dönemi yağışlıdır. İlde en sıcak aylar, Haziran, Temmuz, Ağustos en soğuk aylar ise Aralık ve Ocaktır. Yaz ayları ortalama sıcaklığı ise 23,4 Cc dir.
TARİHÇE
Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurdukları bilinmektedir. Odrisler’den sonra yöreye egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris yada Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya başlanmıştır.
İS II. yy’ da Roma İmparatoru Hadrianus, (117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi nedeniyle buraya kent statüsü verdi ve kendi adını koydu. Böylece, Roma Dönemi’nde kent Hadrianopolis/Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis adlarıyla anıldı. Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak değişti. Osmanlı dönemi başlarında Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye diye anıldı. 1476’da yazılan Aşıkpaşazade Tarihi’nde kentin adı Edrene olarak geçer. XVI.yy başlarında kentin Edirne olarak adlandırıldığı görülür. Edirne 1361 yılında I.Murat tarafından fethedilmiş ve İstanbul’un alınışına kadar 92 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuştur.
NE ALINIR?
Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı çarşısının otantik ortamında alış-veriş yapabilirsiniz. Özellikle Edirne ‘ye özgü ürünlerin satıldığı Selimiye arastasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk tatlısını , peynir şekerini , misk sabununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan ise her türlü kitap ihtiyacınızı ve Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar caddesinde Edirne’ye özgü bir ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından Edirne’ye özgü el sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz.
YAPMADAN DÖNME
Edirne Müzesi,Türk İslam Eserleri Müzesi,Sağlık Müzesi,Balkan Savaşı Müzesi ve Karaağaç’ı görmeden,
Selimiye Camii,Eski Camii,Üç Şerefeli Camii,Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II.Bayezit Külliyesini gezmeden,
Meriç kenarında yemek yemeden ve Edirne’nin meşhur ciğer tavasını tatmadan,
Badem ezmesi,deva-i misk şekeri,mis sabunu ve beyaz peynir almadan,
Her yıl Haziran ayı son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinliklerinde Edirne’de bulunmadan...
Dönmeyin.
NASIL GİDİLİR
Karayolu : Edirne gerek D-100 devlet yolu, gerekse TEM otoyolu üzerinden İstanbul'a dolayısıyla Anadolu'ya ve D-100 devlet yolu üzerinden de Çanakkale üzerinden Ege'ye bağlanan karayollarının üzerindedir. Ayrıca Kapıkule Sınır Kapısı'ndan Bulgaristan ve Avrupa'ya sadece kara yolundan değil demiryolu ile de bağlanmaktadır. Pazarkule ve İpsala Sınır Kapısıyla kara yolundan, Uzunköprü demiryolu ile de Yunanistan'a ulaşım sağlanmaktadır. Edirne İstanbul ve Çanakkale üzerinden Anadolu ile düzenli bir ulaşıma sahiptir.
TESCİL EDİLMİŞ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI (AĞUSTOS 2005)
Sit Alanları
Arkeolojik Sit Alanı : 21
Kentsel Sit Alanı : 1
Doğal Sit Alanı : 23
Tarihi Sit Alanı : 1
Diğer Sit Alanları
Tarihi ve Doğal Sit : 1
Tarihi ve Kentsel : 2
Toplam : 49
Kültür (Tekyapı Ölçeğinde) ve Tabiat Varlıkları : 1207
GENEL TOPLAM : 1256
Edirne Evleri
Taş duvar ve sıvayla örülmüş ahşap iskelet sistemleri ile yapılırdı. Bu evler genellikle yanındaki daha yüksek saçaklara çift eğri öğe ile bağlanan bir çatıyla örtülü, az derinde kalan locanın içine yerleştirilmiş merkezi girişi ile kusursuz bir simetriye sahipti.
Balkan Yarımadası'nın hemen her tarafında en küçüğünden en gösterişlisine kadar bütün evlerde "hayat" denilen bölümler vardır. Oda kapılarının açıldığı yer olan bu bölüm, doğrudan evin bahçesine bakan yönde 1,5-2 metrelik direkler üzerine dayandırılmıştır. Hayatların sonunda bir basamak yükseklikte dört köşe bir kısım ayrılarak, tahta sedirlerle çevrilirdi.
Evin harem ve selamlıklarında büyük kapıların açıldığı bahçe kısımları olan avluların uygun bir yerinde mermer bir çeşme bulunurdu. Bazı evlerde avluların ortasında küçük havuzlar, üzerine asma sardırılmış çardaklar vardı. Harem ve selamlık avlularından birbirine geçilecek küçük kapı bulunurdu.
Edirne Sarayı: Sultan I. Murad tarafından yaptırılan ilk saraydan sonra, Sultan II. Murad döneminde Tunca'nın batısında, çok büyük bir alan üzerine 1450'de Edirne Sarayı'nın inşaatına başlandı. Sultan'ın 1451'de ölümünden sonra oğlu Fatih Sultan Mehmed tarafından yapı tamamlatıldı. Kalıntılar arasında, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Babusseade, Matbahi Amire ve Adalet Kasrı'dır.
Edirne - Gala Gölü Tabiatı Koruma Alanı
Konumu: Marmara Bölgesinde, Edirne ili, Enez ilçesi, Karpuzlu ve Koyun Tepe köyleri sınırları içerisinde yer almaktadır. Alanın büyüklüğü 2369 Ha. dır.
Ulaşım: Sahaya; Eceabat-Keşan-Enez yolu ile ulaşılmakta olup, Enez ilçesine 10 km. uzaklıktadır.
Özellikleri: Sulak saha, göl ve orman ekosistemlerini ve bu ekosistemlerde barınan çeşitli canlı türlerini ihtiva etmesi, 111 kuş türünün varlığı, nesli tehlikeye düşmüş veya nadir türleri, özellikle tepeli pelik, pelikan, çeltikçi ve küçük karabatak gibi nesli son derece azalmış türleri barındırması özelliklerini oluşturmaktadır.
Koruma, bilimsel araştırma ve tabiatın önemi konusundaki bilinci arttırmaya yönelik tesis ve düzenlemelerin getirilmesi esas amacı oluşturmaktadır.Giriş kontrol kulübesi, otopark, koruma binası ve gözetleme yeri ve kule yapılması öngörülmektedir.
Kuş populasyonunun ve göl ekosisteminin ekolojik durumu(göl seviyesindeki değişmeler, tuzluluk oranı, derinlik, plankton ve fitoplakton,ısı gibi) araştırılacak ve izlenecek konulardır.
Kervansaraylar
Sokak üzerinde bir sıra dükkânı bulunan ve klasik Osmanlı mimarlığının ilginç örneklerinden olan Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman'ın ünlü sadrazamı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı.
Ekmekçioğlu Ahmed Paşa Kervansarayı, I. Sultan Ahmed'in emri ile Defterdar Ekmekçioğlu Ahmet Paşa tarafından 1609 senesinde yaptırıldı.
Köprüler
Edirne'deki önemli yapı türlerinden biri de köprülerdir. Edirne'nin içinde bulunan ve Sinan devrinin Edirne dışında inşa ettiği köprülerin güzelliğine başka kentlerde erişilememiştir.
Bu kentteki köprülerin en eskisi Bizans İmparatoru Michael Palaiologos (1261-1282) dönemindendir. Köprü sonradan Gazi Mihal Bey tarafından yeniletildiğinden onun adı ile anılır (1420). 1640'da Kemankeş Kara Mustafa Paşa bu yirmiyedi gözlü köprüye sivri kemerli Tarih Köşkü'nü ekletmiştir. 1451'de yapılan Şahabettin Paşa (Saraçhane) Köprüsü on iki ke- merli ve on bir ayaklıdır.
1452'de Fatih döneminde yaptırılan Fatih Köprüsü, 1488'de Mimar Hayrettin'in yapıtı olan Bayezid Köprüsü, 1560'da Mimar Sinan'ın eserleri arasında yer alan Saray (Kanuni) Köprüsü, 1608-1615 yılları arasında Sedefkar Mehmed Ağa'nın yaptığı Ekmekçizade Ahmed Paşa Köprüsü, 1842-1847 yılları arasında Meriç'le Arda'nın birleştiği yerde tamamlanan Meriç Köprüsü (Yeni Köpıü) Edirne'nin en önemli köprüleridir.
Meriç Havzası
İl: Edirne
İlçeler: Enez, İpsala
Yüzölçümü: 700 ha
Rakım: Deniz Seviyesi
Koruma: Var
Başlıca Özellikleri: Tatlısu gölleri, kıyı lagünleri
Kuş türleri: Küçük balaban (50 çift), gece balıkçılı (200 çift), alaca balıkçıl (300 çift), erguvani balıkçıl (100 çift), çeltikçi (100 çift), kaşıkçı (40 çift), bataklıkkırlangıcı (200 çift), küçük sumru (200 çift) ve bıyıklı sumru (500 çift) için önemli bir üreme alanıdır. Küçük karabatak (maks. 1450), tepeli pelikan (maks. 291), kuğu(maks. 2030), ötücü kuğu (maks. 214) ve elmabaş patka (maks.15.528) dahil olmak üzere büyük sayıda sukuşu (maks. 48.440) kışı burada geçirir.
Edirne,Ege Denizi sahilinde Saros körfezinde kumsallarla kaplı,nitelikli bir kıyı şeridine sahiptir.Bu kıyılar Keşan ve Enez ilçelerinin mülki hudutları içinde yer alır.Kıyı kullanımına elverişli plajlar; Keşan’da Sazlıdere, Gökçetepe, Mecidiye, Erikli, Danişment ve Yayla ile Enez’de Karaincirli, Vakıf, Gülçavuş, Sultaniçe ve Enez plajlarıdır
Çarşılar
Geçiş yolları üzerinde bulunan kentin gelişme döneminde hem artan ekonomi ve ticaret yoğunluğunu karşılamak hem de cami ve imaretlere gelir sağlamak amacıyla birçok han, bedesten ve çarşı inşa edildi.
1417-1418 yılları arasında Çelebi Sultan I. Mehmed tarafından Mimar Alaeddin'e Eski Cami'ye vakıf olarak bir bedesten yaptırıldı.
1569'da Hersekli Semiz Ali Paşa'nın Mimar Sinan'a yaptırdığı Ali Paşa Çarşısı yüz otuz dükkândan oluşmaktadır.. Çarşısı üç yüz metre uzunluğunda olup, altı kapılıdır. 73 kemerli, 255 metre uzunluğunda, 124 dükkândan oluşan arasta, III. Murad (1574-1595) tarafından Selimiye Camisi'ne vakıf olmak üzere Davut Ağa'ya yaptırıldı.
Selimiye Cami (Merkez):
Mimar Sinan'ın 80 yaşında yarattığı ve "Ustalık eserim" dediği anıtsal yapı Osmanlı Türk sanatının ve Dünya Mimarlık Tarihinin baş eserlerindendir.
1569 - 1575 yılları arasında II. Selim tarafından yaptırılmıştır. Taş işçiliği, çinileri ve kalem işleri bakımından eşsiz bir eserdir.
Edirne'nin ve Osmanlı İmparatorluğunun simgesi olan cami, kentin merkezinde yer almaktadır. Çok uzaklardan dört minaresi ile göze çarpan yapı, kurulduğu yerin seçimiyle, Mimar Sinan'ın aynı zamanda usta bir şehircilik uzmanı olduğunu da göstermektedir.
Kesme taştan yapılan cami, 2475 m2'lik bir alanı kaplar. Mimarlık tarihinde en geniş mekana kurulmuş yapı olarak nitelenen Selimiye Camisi, yerden yüksekliği 43,28 m olan, 31,30 m çapındaki kubbesiyle ilgi çeker. Ayasofya'nın kubbesinden daha büyük olan kubbe 6 m genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan sekiz büyük payeye oturur.
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği yanında taş, mermer, çini, ahşap, sedef gibi süsleme özellikleriyle de son derece önemlidir. Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin baş yapıtlarındandır. Yapının çini süslemelerinin, Osmanlı ve Dünya sanatında ayrı bir yeri vardır. XVI. yy. çiniciliğinin en güzel örnekleri olan bu çiniler, 'sıraltı' tekniğinde olup, İznik'te yapılmıştır.
Selimiye camisinin 3,80 m çapında 70,89 m yüksekliğinde, üçer şerefeli dört zarif minaresi vardır. Cümle kapısının iki yanındakiler üçer yollu olup, her şerefeye ayrı merdivenlerden çıkılır. Diğer iki minare ise birer yolludur.
Bir külliye olarak inşa edilen yapının, geniş dış avlusunda Darüssıbyan, Darülkur'a ve Darülhadis yapıları bulunmaktadır.
EDİRNE MÜZESİ
Tarihçesi
Edirne'de ilk Müze Arkeoloji Müzesi adı altında 1925 yılında Atatürk'ün emriyle Selimiye Camisi avlusu içinde bulunan, 1569-l575 yılları arasında Selimiye Camisi ile beraber yapılan ve Mimar Sinan'ın eseri olan Dar-ül Kurr'a Medresesinde açılmıştır.
Edirne Osmanlı Devletine yaklaşık 91 yıl başkentlik ettiğinden, saray halk sanatını etkilemiş ve etnografya açısından zenginleştirmiş, bu nedenle ikinci bir müzeye gereksinme duyulmuştur. Etnografya Müzesi adı altında ikinci kez bir Müze yine Selimiye Camisinin avlusunda bulunan Dar-ül Tedris adı verilen Medrese de 25 Kasım l936'da açılmıştır. Bu müzeye Milli Eğitim Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü para yönünden katkıda bulunmuş, Ankara ve İstanbul Müzelerinden bazı değerli eşyalar armağan edilmiştir.
Son yıllarda satın alma, kazı ve bağış yoluyla müzeye giren eserler çoğalmış, dolayısıyla ziyaretçi sayısı da artmıştır. Sonuçta modern bir müzeye gereksinme duyulmuş, 1971 yılında "Arkeoloji ve Etnografya Müzesi" adı altında modern bir müze açılmıştır.
Dar-ül Tedris Medresesindeki müze "Türk İslâm Eserleri Müzesi" olarak hizmet vermeye devam etmektedir.
TÜRK İSLÂM ESERLERİ MÜZESİ
Eserler Selimiye Camisi avlusu içinde bulunan Dar-ül Tedris Medresesinde 14 odada sergilenmektedir.
Pehlivanlar Odası: Kırkpınar güreşlerinde baş pehlivan olmuş güreşçiler ile Kırkpınar ağalarının resimleri sergilenmektedir. Ayrıca mankenler üzerinde bir güreşçi ve Kırkpınar ağası canlandırılmıştır.
Tekke Eşyaları Odası: Müzenin en önemli odalarından biridir. Tekkeler kapatıldıktan sonra bir araya getirilen eşyaların sergilendiği odadır. Duvarlarda asılı olarak el yazması hat örnekleri, II. Beyazıd Camisinin kündekari tekniği ile yapılmış 2 adet kapı kanadı, II. Selim'in Selimiye Camisine hediye ettiği el yazması Kur'an-ı Kerim ile çeşitli eşyalar burada sergilenmektedir.
Çorap Odası: Yurdun değişik yörelerinden toplanmış el örgüsü yün çoraplar sergilenmektedir.
İşleme ve Levha Odası: Atlas üzerine ipekle işlenmiş levhalar, kumaş üzerine aplike edilmiş pul koleksiyonları, nişler içinde Osmanlıca yazı işlemeli peşkirler, çevreler ve örtüler yer almaktadır.
Silâh Odası I-II: XVII yy. sonu ile XVIII. yy.la ait Osmanlı çakmaklı tüfekleri, zırhlar, miğferler, süvari kılıçları, teberler, kalkanlar, kolçaklar, arboletler, oklar, kamalar ile mankenler üzerinde yeniçeri kıyafetleri sergilenmiştir.
Balkan Harbi Odası: Balkan Savaşında kullanılan kanlı sancak, süpürge tohumundan yapılmış ekmek ve Edirne Müdafii Şükrü Paşa'nın resimleri sergilenmektedir.
Çini ve seramik Odası: XVIII. yy. sonu ile XIX. yy. başına ait Çanakkale seramik ve testileri, erken Osmanlı seramikleri, XV, XVI ve XVII. yy.a ait Osmanlı duvar çinileri yer almaktadır.
Sarayiçi Odası: 1973 yılında saray içinde yapılan kazıda meydana çıkan ve Edirne Sarayına ait olan XVII.yy. duvar çinileri sergilenmektedir.
Edirne Misafir Odası: Kristal ayna ve konsol, koltuklar ile duvarlarda ipek böceği kozasından yapılmış resimlikler sergilenmektedir.
Mutfak Eşyaları Odası: Edirne sarayında kullanılan mutfak araç gereçleri kullanılmaktadır.
Ölçü Aletleri Odası: El kantarları, astronomi ile ilgili yükselti tahtaları, kum saati, okka ve arşınlar sergilenmektedir.
Ağaç İşleri Odası I-II: Edirnekâri tekniğiyle yapılmış olan ahşap eserler sergilenmektedir.
Galeri: XV. yy.dan sonra yok olmuş, yıkılmış Edirne Camilerinin, hanlarının, hamamlarının, çeşmelerinin ve sebillerinin yazıtları ile XIX. yy'ın sonlarında yapılmış Edirne evlerinin tavan göbekleri sergilenmektedir.
İç Avlu artık yok olmuş durumdadır. Vaka-i Hayriye olayını zarar görmeden atlatabilmiş ve zamanımıza kadar gelebilmiş olan yeniçeri mezar taşları koleksiyonu ise ayrı bir önem taşımaktadır.
Selimiye Cami Medresesi
Tel : (0284) 225 11 20
Pazartesi dışına her gün 08.00-12.00/13.00-17.00 saatlerinde ziyarete açıktır.