Barney Stinson
Kişiliği ve Geçmişi
Harris, Barney'i çılgın durumlar yaratmayı ve sonra bu durumları oturup izlemeyi seven biri olarak betimliyor.Dizide neredeyse her zaman (uyurken bile) takım elbise giyen Barney, 30'lu yaşlarının başında, özgüveni yüksek bir kadın avcısı (özellikle babalarına düşkün olanlar) olarak ikiyüzlü bir şekilde fikrini sürekli kabul ettirmeye çalışır. Örneğin "Shelter Island" bölümünde Ted ve Stella'nın düğünlerine davet etmedikleri halde, hoşlandığı Robin'i düğüne getirtmeyi başarmasındaki gibi, genelde şansına güvenir ve kendi yolunda giden bir olayı yönlendirme girişiminde bulunur. Ayrıca bir hayli rekabetçidir; değerini arkadaşlarına ispatlamak için onların cümlelerinden farklı anlamlar çıkarır ve kendine garip görevler verir. "I Heart NJ" bölümü boyunca birisi onun yumruğuna cevap verinceye kadar onu yere indirmeyi reddetmesindeki gibi gururlu ve inatçıdır; görüşlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Bölümün sonunda çabalamaktan yorulan Barney'i, elini bileğinden iple tavana asmış bir şekilde görürüz.
Her ne kadar The Early Show onu tamamen nedensiz yaşayan biri olarak tanımlasa da Barney yaşamını, "Limon Yasası"nı (Lemon Law) da içeren bir kurallar bütünü olan "Kardeşlik Kanunu"na (Bro Code) göre sürdürür. Baştan başa karmaşık kişilğine rağmen dizinin yaratıcılarından Craig Thomas onun için şunları söylüyor: "Yalnız kalmaktan gerçekten çok korkan, kırılgan bir karakter. İnsanlardan sadece onu sevmelerini, onlar için önemli birisi olmayı ve emrini izleyecek müritler istiyor."
Barney ayrıca, kendisini canlandıran Neil Patrick Harris gibi bir ilüzyonisttir. Arkadaşları nefret etse de (bu nefreti ikinci sezonun onuncu bölümü "Single Stamina" ve dördüncü sezonun dördüncü bölümü "Intervention"'da görüyoruz) en sevdiği numaralar ateş içerenlerdir. Barney numara ve sihirlerini genelde kız tavlamak için kullanır. En çok başvurduğu kız tavlama yöntemi, onlara kendisi hakkında süslü ancak tamamen yalan yanlış hikayeler anlatmaktır, bazense takma adlar kullanır.
Bunların yanında, "Atlantic City" bölümünde üç Çinli kumar arkadaşı olması ve Monday Night Football oyununda kendini kaybetmesinde gördüğümüz gibi bir de hakim olamadığı kumar problemi vardır. Ayrıca metroseksüeldir, manikür yaptırmaktan zevk alır, takım elbiseler hakkında iyi bir bilgi birikimi vardır ve gurmedir. "Last Cigarette Ever" bölümünde tuttuğu beyzbol takımı New York Mets play-off turundan her matematiksel olarak elendiğinde bir sigara yakmasıyla bir New York Mets fanatiği olduğunu görürüz. AC/DC grubunun da hayranıdır.
Dizi boyunca Barney; bakımlılığı, nüktedanlığı ve yaratıcılığıyla birçok kez ön plana çıkmıştır. Arkadaşlarına sıkı sıkıya bağlıdır, grubun en zenginidir ve terzisiyle Ukraynaca, şüphe uyandıran Kuzey Koreli iş arkadaşlarıyla Korece ve başkalarıyla da Çince'nin Mandarin lehçesinde konuştuğu gibi İngilizceden başka diller de konuşabilir. Görünüşe göre, dördüncü sezon bölümü "The Possimpible"'da yayınlanan çılgın özgeçmiş videosunu kendi hazırladığından ortalamanın üstünde bir video düzenleme yeteneği de vardır. [5] "The Playbook" bölümündeki Lorenzo Von Matterhorn taktiğinde ayrıntılarıyla öğrendiğimiz gibi Barney, oldukça yetenekli bir internet sitesi tasarımcısı gibi görünüyor. Birden fazla sahnede gösterildiği üzere, Ted ve Marshall gibi o da piyano çalabilmektedir. İnsan davranışlarını anlamakta ustadır ve bunu temel olarak olayları kendi isteği doğrultusunda yönlendirmek -genelde kız tavlamak- için kullanır. New York maratonunu bir gün bile antrenman yapmadan koşması ve "Fiyat Doğru!" (The Price is Right!) yarışmasına katılıp tüm ürünlerin fiyatlarını doğru bilmesi gibi çılgınca yetenekleri vardır. Beşinci sezonun on beşinci bölümünde görüldüğü üzere telefon numarası 1-917-555-0197'dir.
Çocukluğu ve Ailesi
Barney'nin aile hayatı "Showdown" adlı bölümde zamanda geri dönüşlerle anlatıldı. Megan Mullally'nin seslendirip Frances Conroy'un canlandırdığı, önüne gelenle cinsel ilişkide bulunan bir kadın olarak betimlenen Barney'nin annesi, oğlu babasının kim olduğunu sorduğunda onu susturmak için The Price is Right yarışmasının emektar sunucusu Bob Barker'ı gösterdi.Barney'nin, Wayne Brady'nin canlandırdığı, kendisine hiç benzemeyen, eşcinsel ve siyahi bir erkek ve sözü edilen, ancak ekranda bugüne kadar hiç gözükmemiş bir kız olmak üzere iki kardeşi vardır. "The Leap" bölümünde Lily, küçükken kemancı olmak istediğini ortaya çıkarmıştır.
Gençliği"Game Night" adlı bölümde Barney'nin, gençliğinde, ilk ve tek ciddi sevgilisi Shannon'la birlikte Barış Gönüllüleri'ne katılmaya çalışan bir idealist olduğu ortaya çıktı. Ancak sevgilisi onu takım elbiseli bir çapkın için terk ettiğinde çılgına döndü ve annesinin arkadaşı erkek yapan Rhonda French'e 23 yaşında bekaretini kaybetti. Rhonda'yı tatmin ettiğini sanmasından duyduğu başarının hızıyla, tercih edildiği adam gibi o da bir takım elbiseli çapkına dönüştü ve erkekler için bir rol modeli oldu.
Dizi Süresince Yaşamı
Birinci sezonun sonunda arkadaşları Marshall ve Lily nişanlarını bozduklarında, Marshall'ı gerçek aşkına sadık kalabilsin diye kadınları onun etrafından uzaklaştırması gibi Barney'nin yumuşak ve cömert yönleri sadece zamanda geri dönüşlerle görünmez.Barney, Lily New York'a geri dönsün diye uçak biletini bile almıştır.
Birinci sezon bölümü "Live Among the Gorillas"'da dünyanın en büyük "tenis topunun üzerindeki yeşil şeyler" üreticisi Altracell isimli bir şirkette çalıştığı söylense ve dördüncü sezonun sekizinci bölümü "Woooo!"'da İsveçli mimarlık firması SVEN'in lideri, Barney'nin pozisyonunun "Araştırma Kurulu Şefi" olduğunu ortaya çıkarsa da Barney'nin mesleği ayrıntılarıyla açıklanmamıştır. Ancak "gelecekteki Ted", Barney'nin çalıştığı şirketi açıklarken ekranda, Altracell'in asıl getirilerini silah tüccarlığı ve güdümlü füze satışı gibi başka kaynaklardan sağladığını ima eden bazı fotoğraflar gösterilmiştir.Dördüncü sezonda, şirketi, Goliath Ulusal Bankası'nı satın almıştır fakat Barney artık bu bankanın yönetiminde çalışmasına rağmen hala güçlü bir yöneticidir ve birinci sezondan beri eski bürosunu kullanmaya devam etmektedir. Yine dördüncü sezonun "Happily Ever After" bölümünde, tutuklu bir bayana kendini avukat olarak tanıtmıştır, ki bu da ardından "Nasıl dışarı çıkacağını konuşalım." demesiyle, muhtemelen bayanı bir an önce kaldırmak için söylediği bir yalan olsa gerek. Uzmanlık alanı ne olursa olsun, Barney, beşlinin içinde oldukça varlıklı ve tartışmasız en zengini görünmektedir. Lüks bir apartmanda yaşamaktadır ve evinde ikisi de önlerinde durdukları duvarların büyüklüğünde iki televizyonu ve Yıldız Savaşları'ndaki bir klon askeri olan Stormtrooper kostümü vardır. Son dakikada San Francisco'ya uçak bileti ya da binlerce dolarlık posta pulları gibi pahalı ürünleri sıklıkla satın alır.
Dördüncü sezonun bir bölümünde Barney'nin hayatında 200. kadınla yatışını kutlamasını arkadaşları bile iğrenç bulmuştur. O ise bu durumu 7. sınıfta Matthew Penning adlı bir arkadaşının 100 kadınla yattığını iddia etmesi üzerine bu sayıyı bir gün ikiye katlayabileceğine dair bir iddiaya girmiş olmasıyla açıklamıştır. Panning'i çağırıp ona listesini gösterdiğinde tüm hayatını "12 yaşında söylenen beyaz bir yalan"ın üzerine kurduğunu öğrenir, ancak yine de inanmadığını belirtir ve kendi kendine hayattaki yeni amacının ne olduğunu sorgular. Bu arada ona selam veren taburedeki Robin'i görür ve yaşamının ne kadar boş olduğunu fark eder.
Barney'nin hikayesi dördüncü sezonda Robin'e içten içe aşık olmasıyla ilginç bir hal almıştır. Dördüncü sezonun son bölümü "The Leap"te Robin'le hisleri hakkında bir hastane odasında yüzleşmek zorunda kalır ve ona sevdiğini söyler. İkisinin de birbirlerine karşı hisleri vardır ancak ciddi bir ilişkiden korkmalarından dolayı bu konuyu bir karara bağlayamamışlardır. Beşinci sezonda ilişkilerine özel bir ad vermeksizin çıkmaya başlamış, ancak buna rağmen ikisi de çift olarak yaşamayı sevmişlerdir. Hatta Marshall ve Lily ile onlar arasında "en iyi çift"in kendileri olduklarını dahi düşünmüşlerdir. Ne yazık ki ilişki, ikisi için de kötü sonuçlara yol açmaya başlamıştır. Barney kötü beslenme alışkanlıklarından sızlanmaya, Robin ise Barney'le beraber olmanın yarattığı düş kırıklığıyla kendine özen göstermemeye başlamıştır. Nihayet izleyicilerin çoğunu sevindirerek ayrılmaya ve arkadaşlıklarını sürdürmeye karar vermişlerdir.
Beşinci sezondaki "Robin 101" bölümünde, Barney'ye Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) tanısı konulduğunu öğreniyoruz ki bu da insanlarla konuşurken dikkatinin birden dağılmasını açıklıyor. Yine beşinci sezonda Huzursuz bacak sendromundan muzdarip olduğunu öğreniyoruz.
2010 Super Bowl maçında Barney, üstünde "Hey Bayanlar, Barney Stinson'u Arayın: 1-917-555-0197" yazan bir kartonla izleyiciler arasında görülmüştür. Bu numaraya yapılan aramalar, Barney'le MacLaren's Pub'da 12 Ekim 2016 Çarşamba tarihinde buluşmaya davet eden bir kayıtlı mesajla cevaplanıyor, ki bu da büyük olasılıkla dizinin gelecek bölümlerinden birinin senaryosunun bir parçası.
Beşinci sezonun on sekizinci bölümü "Say Cheese"de, fotoğraflarda asla kötü çıkmadığını, aksine hep aynı pozda (bir eli kravatında ve gülümserken) çıktığını söyler. Robin; o cips ve sos yerken, kendi telefonunu düşürüp o yerden alırken ve ceketinde bir delik olduğunu söyleyip ceketini çıkarttırırken kötü fotoğraflarını çekmeye çalışır ancak başaramaz. Barney ilk kötü pozunu Lily'nin 33. yaşgününde (2011 baharında) verecektir.
Kendine Özgü Cümleleri
Barney, en çok akılda kalan cümlesini, ilk kez dizinin ilk bölümünde arkadaşlarına onun gibi giyinmelerini belirterek söylüyor: "Takım elbise giy!" (Suit up!). Daha sonra bu kalıbın Shannon'dan ayrılırken gördüğü, televizyondaki bir takım elbise reklamından geldiğini öğreniyoruz. Dizinin yaratıclarından Thomas'a göre bu kullanım, Barney'nin takım elbiseyi "sürüden ayrılan bir süperkahramanın kostümü" gibi görmesinin bir işareti.Cümle, birçok bölümde tekrarlandı ve Cadılar Bayramı'nda Ted'e yedek pilotu olması için "Uçuş takım elbisesi giy!" (Flight suit up!) ve "Senin için penguen takım elbisesi bile giydim!", yine Ted'i kışın Central Park'ta bir igloo yapmaya davet ederken "Kar takım elbisesi giy!" (Snow suit up!) ve Robin ile Lily bir lise mezuniyet balosuna giderken "Hafifmeşrep ol!" (Slut up!) gibi Barney genelde ne giyilmesini istiyorsa ona göre uyarlandı. Hatta cümle Facebook'ta bir "Uluslararası Takım Elbise Giyme Günü"nün düzenlenmesine bile yol açtı.
"Takım elbise giy!" cümlesinin yanında Barney, sıklıkla arasına "Bekleyin" ekleyerek, bir çok durumu genelde "Efsanevi!" olarak betimler. Örneğin dizinin ikinci sezonu "Efsa - Bekleyin!..." sözüyle bitmiş ve üçüncü sezonu "...nevi olacak!" sözüyle başlamıştır.
Dizide Barney genelde McLaren's Pub'da Ted yanında beklerken çekici bayanlara yaklaşır ve bir diyalog başlatmak için "Eeeee, Ted'le tanıştınız mı?" diye sorup ortadan kaybolur. Thomas bunun gerçek hayattan alınmış bir olay olduğunu söylüyor ve eskiden bir arkadaşının bayanlarla tanışmak için buna benzer bir yöntemi kullandığını ekliyor.Ayrıca bir sohbet başlatmak için "Babacığınız geldi!" ve uydurma hikaye veya teorilerini inandırıcı kılmak için "Gerçek bir hikaye." kalıplarını da kullanmaya meyillidir.
"Muhteşem"liğini öne çıkarmak için özenle hazırlanmış ahlaksız hikayelerini "Gerçek bir hikaye." sözüyle beraber anlatır. Ayrıca ne iş yaptığı ne zaman sorulsa kısa bir kahkahayla beraber "Lütfen!..." cevabını verir. Kardeşi James'e, nasıl ikisinin farklı ten renklerine sahip olduklarını sorduğunda o da aynı yanıtı almıştır. Düşüncelerinin inanılırlığını arttırmak amacıyla istatistikler uydurur ve genelde bu istatistik "83" sayısını içerir. Avukat arkadaşı Marshall ise bu istatistiklerin saçmalıklarını bulduğunda kendi lafını söyler: "Haklandı!"
Barney sıklıkla "Çak!" kelimesinden farklı cümleler türetir: "Tekrar çak!", "Telefonda çak!", "Sessiz çak!", "Çerçeveyi dondurarak çak!", "Teorik olarak çak!", "Kelimelerle çak!", "Bileklerle çak!", "Kendi kendine çak!", "Ayaklarla çak!", "Pençeyle çak!", "Üzgün çak!", "Kapıya çak!" gibi. Bir diğer kalıbı olan "Nabeeeeeer?" dediğinde ikinci heceyi uzatır, çok tiz bir tonda söyler ve ardından yine birinden ona çakmasını ister.
Barney, biri ona güya yapılamayacak bir şey olduğunu söylediğinde "Meydan okumanı kabul ediyorum!" cümlesini de sıkça kurar. Genelde bu olay, "meydan okuyan"ın aslında gerçekten meydan okumak istemediğini açıklaması ancak Barney'nin buna inanmamasıyla devam eder. Dördüncü sezondan itibaren Barney, bu cümleyi "Meydan okuma kabul edildi!" şekline dönüştürmüştür. "Aldrin Justice" bölümünde de görüldüğü gibi Marshall ona sıkı not veren anayasa hukuğu profesöründen bahsettiğinde Barney, onu bir puma olarak betimler ve onunla yatma üzerine meydan okumasını kabul eder. "Murtaugh" bölümünde, Ted ona Murtaugh Listesi'nin bitirilemeyeceğini söylediğinde, listedeki tüm görevleri yerine getirmeye çalışır. "As Fast As She Can" bölümünde Ted'in teklifine "EveT EDiyorum!" gibi içinde Ted geçen bir cevap verir.
Barney'nin sıkça kullandığı kalıplardan biri de "Kafanı kıçından çıkar Lily!"dir. Bu kalıp genelde Lily Barney'e, beğenmeyeceği bazı fikirler öne sürerken duyulur. Bu kalıbın farklı bir versiyonu "Girls vs. Suits" bölümündeki "Bana takım elbise gibi yakışanı yok" şarkısında görülebilir.
Kasıtlı olsun veya olmasın, Barney'nin (birinci sezon hariç) sezon sonlarında Ted'e sessizce bir soru sorması süregelen bir olgudur: İkinci sezonda yeniden ekürisi olmasını sorması, üçüncü sezonda yeniden arkadaş olmayı sorması ve dördüncü sezonda Robin'le olan ilişkisini sürdürmesi için affetmesini sorması gibi.
|