Şimdi yazıyorum bu şiiri... Hiçbir düzeltme olmaksızın, içimden geldiğince. Neden yazdığımı soracak olursanız, ben her vedadan sonra böyle olurum.
Mürekkep dökülmüş en koyusundan
Her bir gözyaşında bir tane yıldızı düşürmüş
Ortasına ellerimin
Dolduramamış boşluğunu
Teselli edememiş ruhumu
Kurtulamamış enkazından
Yüreğimin
Yeniden tiryakisi yapmış tütünün
Sapsarı tırnaklar yüzünde iz bırakmış.
Şarkılarda mana aramış
"Mutlu aşk yoktur" demiş biri
Susmuş, ağlamış göklerin
Koyu lacivertinde
Teninde izler bırakmış
Sim taneleri
Yalnızlığı tatmış yatağında
Yastıktaki boşlukmuş
Sarılmış boşluğa
Bırakmamak adına...
Yutkunmuş
Yaprakları sararmış bir ağacın
Kovuğuymuş içindekiler
Bir umut kalmamış bahardan yana
Bahar çoktan geçip gitmiş
Geride rüzgarı bırakmış
En soğuğunda...
Bir sigara daha
Dumanında hayat bulmuş keder
Konuşmuş benimle
Sarmış tenimin kuytularını
Tıpkı sen
Tıpkı mazi gibi
Sarmış tüm umutlarımı
Kararmış gökyüzü
Umut özge yolculuklara dalmış
Gözleri kapanmış...