uc noktalarım
Üçnoktalarla dolu bir hayatım var benim. Ucu açık, sonu belli olmayan. Büyük nehirlediğin sürüklediği küçük taşlar kadar belirsiz. Belki bir şelaleden aşağı düşebilir, belki de sakin sularda dolanabilirm.
Önümde, birkaç menderes önce hayal bile edemeyeceğim bir fırsat var. Kocaman bir göl, bir ucu denize bağlı olan. Fırsatsızlıklar içinde sürüklenmeme, bir kıyıdan diğerine zigzaglar çizerek savrulmama rağmen, eğimi yüksek bir tepeden aşağıya doğru akıyorum şimdi. Çok az bir mesafe kaldı göle ulaşmama, ki bu göl, akıntısı fazla olan,sert dalgalarıyla belki benm kıyıya vurmama neden olacak, derin ve ya sığ alanlarının olduğu koskocaman bir çukurluk. En küçük hataların ve ya fırsatların beni doğru ya da yanlış yerlere sürükleyeceği bir akıntı.
Aslında şu an olduğum yer hakkında bile hiçbir fikrim yok biliyormusun... Bak gene üç noktalarımdan birini koydum hayatıma. Emin ol bir dakika önce olduğum yerden çok uzaktayım ve bir dakika sonra da nerede olacağımı bilmiyorum.
Ama benim şu an bu yolda yürümemi sağlayan en somut şeysin sen.
Önümdeki yol, belki tek kişiliktir bilmiyorum ama düşünmek bile acı veriyor. Bu yolda yanlız yürümeyi istemiyorum ve yanlızlık kavramı benim için artık seninle bütünleşti. Bu nehir beni nereye sürükler bilmiyorum ama sen tüm soyutluğunla benimlesin ya, tek kişilik kanallar çıksada karşıma bir yolunu bulup beraber geçmemizi sağlayacağım. Belki seni içime alırım. Oralarda biryerlerde saklanırsın. Benden bir parça olursun. Benimle yaşarsın. Ya da sen aynısını bana yaparsın, hiç farketmez. Ben hiç ağlamam merak etme, zarar vermem sinir sistemine, kallbindeki karıncıklarından bir tanesinde otururm hep, ciğerlerinde temizlenirim pisliğimden, beyninin labirentlerinde yolumu bulmaya çalışırım. Merak etme sıkılmam hiç. Baksana beni eğlendirebilecek çok şeyin var. Sen yaterki hep yanımda kal...
|