KeLBaYKuŞ Forum

Geri git   KeLBaYKuŞ Forum > Genel Başlıklar > Kariyer


Kariyer - İş hayatı ile ilgili bilgiler burada


Cevapla
 
Seçenekler
  #1 (permalink)  
Alt 19.02.07, 10:45
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart Üniversite tercihlerinde ibre artık meslek kazandıran bölümleri işaret ediyor

"Üniversite: Öncesi ve Sonrası" araştırmasına göre lise öğrencilerinin yüzde 40’ı, üniversiteye gitmek istemelerinin ana sebebi olarak “meslek sahibi olma”yı gösteriyor. Sınava giren gençlerin favori bölümleri ise ağırlıklı olarak meslek kazandıran bölümler olan eğitim-öğretmenlik, mühendislik, tıp ve hukuk. Hatta öyle ki, herhangi bir üniversitenin hukuk bölümünü sadece birinci sıraya yazmış olanların oranı, toplam hukuka yerleşebilenlerin yaklaşık 6 katı.

Umut Sarp Zeylan
Araştırma Yönetimi Direktörü
İstanbul Bilgi Üniversitesi

İnsan gençken çoğu zaman “akıntıya kapılarak” seçimler yapıyor. Gerçi ilginçtir, bu durumu da çoğu zaman, “özgür irade” olarak tercüme ediyor. Üniversite sınavında yapılan seçimler bunun en güzel örneği. Annem zamanında, ben ve üç ablam sınava girerken, hukuk yazıp kendisi gibi avukat olmamız için az ısrar etmedi. Maalesef pek yüz bulamadı. Çünkü hepimiz bireysel seçimler yaptığımızı iddia ederek aslında “moda”yı takip ettik.

Büyük ablamın döneminde, 70’lerin sonu 80’lerin başında, mühendislik okumak ve teknik üniversiteler modaydı, o da modaya uydu ve model oluşturan birçok dönem siyasetçisi gibi mühendis oldu. Ben ve diğer iki ablamın döneminde, yani 80’lerin sonu 90’ların başında ise işletme - ekonomi - politika bölümlerini liste başı yapmak modaydı; biz de onlara heves ettik.

Hadi üşenmeyelim, bir kere daha söyleyelim: Devir değişti. Yine. Nasıl ki mühendislik eski popülaritesini bir dönem idari bilimlere kaptırmıştı, bugün de 2000’li yıllarda, ibre “meslek kazandıran” bölümleri işaret ediyor.

Bu sene, ilk defa karşımıza çıkan yüzlerce açık kontenjana rağmen, tüm üniversiteler, “meslek kazandıran” bölümlerini tam doldurmayı başardı. Neden mi? Cevabı çok basit ve araştırma sonuçlarında net olarak karşımıza çıkıyor: Lise öğrencilerinin yüzde 40’ı, üniversiteye gitmek istemelerinin ana sebebi olarak “meslek sahibi olma”yı gösteriyor. Biliyorlar ki, örneğin hukuk, mühendislik, tıp veya eğitim bölümlerinden mezun olduklarında meslekleri ellerinde olacak.

Peki, bu ne demek? İş aramak gibi bir dertlerinin görece daha az olacak olması demek. Araştırma sonuçlarına göre, her sene üniversite mezunlarının yüzde 90’ından fazlasının “iş pazar”ına (job market) çıkarak aktif olarak iş arıyor olması, bu avantajın önemini vurguluyor.

RAKAMLARIN ÖTESİNİ GÖREBİLMEK

Aslında rakamlara bakıldığında farklı düşüncelere kapılmak mümkün. Çünkü halen en fazla eğitim görülen ve tercih edilen bölümler idari bilimlere ait olan işletme - ekonomi bölümleri. Ama Fransızlar boşuna dememiş “İstatistik bikini mayoya benzer; tüm vücudu gözler önüne sererken, sadece görülmesi gereken yerleri kapatır” diye. İşte o yüzden mesele rakamların ötesini görebilmekte.

Doğru, en çok tercih edilen bölümler işletme - ekonomi; ancak söz konusu bölümler tüm üniversitelerdeki toplam kontenjan rakamlarının yüksekliği sebebiyle, halen, doğal olarak çok fazla tercih ediliyor. Acı gerçek ise, tercih repertuvarlarında “liste başı” olma özelliklerinin oldukça azalmış olduğu.

Sanırım bu yıllarda üniversite sınavına giriyor olsaydık, annemi mutlu edebilecektik! Çünkü son dönem sınava giren gençlerin favori bölümlerinden biri artık “Hukuk”. Talep her zamankinden fazla. Yine tabloda gizlenmiş veriyi okursak: Herhangi bir üniversitenin hukuk bölümünü sadece birinci sıraya yazmış olanların oranının bile toplam hukuka yerleşebilenlerin yaklaşık 6 katı kadar olduğunu görebiliyoruz. İkinci ve daha alt sıralarda tercih etmiş olanları da düşünürsek, tüm üniversitelerdeki sınırlı hukuk kontenjanına olan yüksek talebi daha net anlamak mümkün.

Aslında en dikkat çekici talep artışı gençliğin yeni “yükselen değeri” olan “eğitim - öğretmenlik” alanında. Sınava girecek olan gençlerin yaklaşık üçte biri öğretmenlik bölümleri yazacağını ifade ediyor. Üniversite mezunlarının yüzde 11,5’i zamanında “eğitim -öğretmenlik” bölümlerinden birini ilk sıraya yazmışken, bu oran şu anda üniversitede okumakta olan gençler arasında yüzde 13,5’e, lise öğrencileri arasında ise yüzde 16,3’e yükselmiş gözüküyor.

Hukuk kadar yüksek puan gerektirmemesinin yanı sıra mezuniyet sonrası “devlet baba”nın kanatlarının altına doğrudan alınabiliyor olmak, durumun çekiciliğini daha da arttırıyor. Sırf bu sebepten, Anadolu’da birçok genç artık öğretmen olmak istiyor.



















NE BEKLİYORUZ, NE BULAMIYORUZ

Gençler, bölüm tercihlerini artık “meslek kazanma”ya odaklı yapıyor. Peki üniversite tercihlerini neye göre yapıyorlar? Söz konusu bölümleri sunan onlarca üniversite arasından seçim yaparken belirleyici faktörler neler oluyor? Bunun için sorduğumuz soruya aldığımız yanıtlar, aslında bizi “sınav sistemi”nden sonra karşımıza çıkan bir diğer önemli sorun “üniversite eğitim sistemi” ile karşı karşıya bırakıyor.

Lise öğrencilerinin üniversite tercih ederken önemsediğini ifade ettiği konularla, üniversite öğrencilerinin okullarına yönelik memnun olmadıkları unsurları karşılaştırdığımızda, karşımıza çok önemli bir tablo çıkıyor. Yerleşme öncesi beklentiler ile üniversite hayatı başladıktan sonra memnuniyetsizlik yaratan konuların ağırlıklı olarak ortaklık gösterdiğini görüyoruz. Yani üniversite beklentilerimizi karşılamıyor!

Tabii ki bir genç herhangi bir üniversiteyi tercih ederken, söz konusu üniversitenin “eğitim kalitesi”nin ve “akademik kadrosu”nun iyi olmasını bekliyor. Bunlar olmazsa olmazlar (hijyen faktörler) ve genellikle de pek hayal kırıklıklarının yaşandığı bir alan değil. Görece hayal kırıklıklarının yaşandığı alanlar ise “sağlanan staj imkânları/kariyer danışmanlığı verilmesi”, “yurtdışı üniversitelerle işbirlikleri”, “sosyal aktiviteler/öğrenci kulüpleri”, “İngilizce eğitim” ve “teknik olanaklar”.

ÜNİVERSİTE EĞİTİM SİSTEMİ DEĞİŞMELİ

Yanı sıra, üniversite öğrencileri ve mezunlarına, üniversitenin kendilerine kazandırdıklarını sorduğumuzda, en az değişim yaşadıklarını söyledikleri konuların da ortaklık göstermesi ve bu konuların “soft beceriler” diye adlandırabileceğimiz kişisel gelişim özelliklerinde odaklanması dikkat çekici. Üniversite mezunu gençler, iş hayatında “zaman yönetimi” ve “liderlik” gibi yetkinliklerde zayıf kalmaya devam ediyor ve iş dünyası da artan açık karşısında daha fazla bu meziyetleri arar olduğunu söylüyor anketlerde.

Mezunların, üniversitenin “iş hayatına yönelik bilgi düzeyi” sağlaması konusunda da pek katkısı olmadığını söylemesi, üniversite eğitim sisteminin, hem teorik hem de pratik altyapıları oluşturabilecek şekilde kısa vadede yeniden düzenlenmesi gerektiğine işaret ediyor.

Mezunların, üniversitenin “iş hayatına yönelik bilgi düzeyi” sağlaması konusunda da pek katkısı olmadığını söylemesi, üniversite eğitim sisteminin, hem teorik hem de pratik altyapıları oluşturabilecek şekilde kısa vadede yeniden düzenlenmesi gerektiğine işaret ediyor.



Üniversite sınavının gençler üzerinde kurduğu korku dolu hâkimiyet yıllardır azalmadı. Hatta belki çoğaldı bile denebilir. Sınava hazırlanan gençlerin, tipik bir haftada zamanlarını ağırlıklı olarak en fazla “ders çalışarak” geçirdiklerini söylemeleri durumu açıkça ortaya koyuyor zaten.

İNTERNET HAZIRLIK SÜRECİNDE DEVREDE

Bu sürecin son dönem başrol oyuncularından biri dershaneler. Dershane sektörünün, 8 milyar dolar civarı büyüklüğüyle reklam sektörünü bile dörde katlamış olması inanılmaz ama gerçek. Ama son dönemde, her büyüyen pazarın başına gelen dershane sektöründe de yaşandı. Ciddi bir “proliferasyon”, yani irili ufaklı amip gibi çoğalma süreci sonunda şu anda 3 bin 500 civarı dershane var Türkiye’de. Bu durum, pazarda olumsuz gelişmeler yaratacak gibi. Araştırmamızda edindiğimiz bulgular bu sonucu destekler nitelikte.

Üniversite mezunlarının yüzde 76’sı dershaneye gitmişken, üniversite öğrencilerinin yüzde 74’ü, sınava hazırlananların ise sadece yüzde 53’ü dershaneye gittiğini ifade etmiş. “Sınava hazırlanan” kitlesi içinde yüzde 77’sinin aktif lise öğrencisi olmadığını, yani dershanelerin birebir hedef kitlesi olduklarını da hatırlatalım.

Sınava hazırlanma metotlarında gözlemlenen bir diğer değişim de “dergi”, “kurs (okul, halk eğitim merkezi gibi)”, “internet” ve “CD” kullanım oranlarındaki ciddi artış. Anketimizi cevaplayanların doğal olarak internet kullanıcıları oldukları gerçeği tabii ki internet kullanım oranının yüksekliğinde etken. Üniversite mezunlarıyla sınava şimdi hazırlananlar arasındaki fark, sadece dönemsel internet kullanımının artışıyla açıklanabiliyor olsa bile, bu durum “internet”in üniversite sınavına hazırlanma konusunda kazandığı önemi yadsıyamıyor. “Bilgisayar başında” geçirilen vakit oranının, yeni gençlik nezdinde de yüksek olması, gelecekte sınava hazırlık metotlarında yaşanacak değişime işaret ediyor.





















--------------------------------------------------------------------------------


Araştırma Aralık 15-Ocak 15 döneminde, internet üzerinden gerçekleştirilmiştir. Sınava hazırlanan 221, üniversite öğrencisi 921 ve üniversite mezunu toplam 2 bin 819 kişi anketi cevaplamıştır. Sonuçları ve araştırmanın temsiliyet niteliğini değerlendirirken, kentlerde eğitimli kitlenin internet kullanım oranının yüzde 60-65 civarlarında olduğu akılda tutulmalı. Bununla birlikte, her bir segment için anket dolduran kişilerin demografik özellikleri (cinsiyet, il, yaş) oldukça dengeli ve temsili bir şekilde dağılmıştır. Mezun olunan veya halen öğrencisi olunan üniversitelerin rakamları incelendiğinde de vakıf ve devlet üniversitelerini temsiliyet açısından gerçek duruma oldukça yakın bir dağılım elde edilmiştir.”


Tarih : 22.01.2007
Alıntı ile Cevapla
Sponsor
  #2 (permalink)  
Alt 19.02.07, 22:19
ZipMaker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
İlk KeLBaYKuŞ!
 
Kaydolma: 28.08.06
Erkek
Mesajlar: 12.101
Teşekkürler: 516
Üyeye 12.629 kez teşekkür edildi
Standart

Teşekkürler
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Konuya Ait Popüler Kelimeler
en çok üniversite kazandıran liseler liselerin üniversite kazandırma oranları liselerin üniversite kazandırma oranları 2011 en çok tıp kazandıran liseler en çok kazandıran üniversite bölümleri





© 2013 KeLBaYKuŞ Forum | AtEsH
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 - ©2000-2024 - Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.2.0'e Aittir.
Açılış Tarihi: 29.08.2006