Dün televizyon ekranlarında sayın Başbakan ekonomik değerler ile alakalı açıklamalar yapıyordu.Ekonominin iyiye gittiğini ekran başındaki bizlere ve basın mensubu arkadaşlara anlatma gayretinde olduğunu gördük.Şimdi size geçmiş yılların rakamlardan bahsedip moralinizi bozmak istemiyorum.Ama 2008 senesi için şöyle değerler çıkmış ortaya Türkiye 130.8 milyar YTL iç borç ve 18.9 milyar YTL dış borç toplam 149.7 milyar YTL borç ödeyecek.Aynı zamanda 106.9 milyar YTL borç alacak.Bu rakamlar ile 2008 yılını nasıl geçireceğimiz belli oldu.2007 yılında da toplam 159 milyar YTL borç ödendi.Peki biz bu borçları nasıl ödüyoruz 1.1 milyar dolarını IMF’den aldığımız borçla.Yani borcumuzu borç ile kapatmaya çalışıyoruz.Şimdi biraz geçmişe gidelim Türkiye’de 2001’de büyük bir ekonomik kriz atlattı.Aynı anda Arjantin’de de büyük bir kriz yaşandı.Orada yağma ve talan ile birlikte halkın isyanı da vardı.Peki neler oldu bu geçen vakitte biz ithal bakanımız ile borçlarımızı kapatmaya gayret ederken o sol’un ve de ekonominin içine ederek ülkemizden gitti.Arjantin bu arada IMF’ye olan tüm borçlarını ödeyerek IMF politikalarından kurtuldu.Türkiye ise 2002 yılı ile beraber daha çok borç yiğitliktendir diyerek borçlandı.Borçlarımızı borç alarak ödeme politikaları Türkiye’de popüler hale geldi.İş dünyası da bundan memnuniyetini dile getirdi.Ekonomi de istikrar var derken aslında daha çok zenginleşiyoruz.Türkiye’de orta sınıf diye bir kavram kalmıyor yaşasın diye çığlık atıyorlardı.Biz de ekran başlarında TÜSİAD’ın bu açıklamalarından memnun kalarak onları izlemekle yetiniyorduk.Düşünün Türkiye’de 2.5 milyon üniversite mezunu işsiz.Açlık sınırı 661 YTL olmuş.Peki biz bu güzel tablo da ne yapıyoruz.Yeni üniversiteler açıyoruz.Neden mi neden olacak işsiz dolaşmaları için. İşte geldiğimiz durum borç yiğidin kamçısıymış.Ve de ancak yiğit olan borç yaparmış.Ben yiğit olmak istemiyorum.Ülkemin insanlarının da bunu istediklerini de hiç zannetmiyorum.Bizler borçsuz bir ülke istiyoruz borcumuz olmasın da bırakın yiğit de olmayalım sayın Başbakan.