Belçika'da bazıları 1999 yılında suçüstü yakalanan, bazıları firarda olup gıyabında yargılanan ve geçen yıl ağır hapis cezalarına çarptırılan terör örgütü DHKP-C üyelerinin bu hafta Yargıtay kararıyla serbest bırakılmaları ve haklarında verilmiş tüm kararların iptal edilmesi üzerine adli ve siyasi çalkantılar devam ediyor.
Belçika basını, Yargıtay kararının incelenmesinden sonra "bazı son derece önemli belgelerin bu kuruma sunulmadığının" belirlendiğini bildiriyor. Terörist Fehriye Erdal ve arkadaşlarının yargı sürecinde, "bazı savcı ve hakimlerin", "belki farkında olmadan", "adaletten bazı bilgi ve belgeleri sakladıkları" ileri sürülüyor.
Bu durumun sanıkların savunmasını veya müdahil tarafı olumlu veya olumsuz etkilemesinin önem taşımadığı, olayın çok "vahim" olduğu ve Belçika adaletinin bu işin içinden "sıyrılması" için gerekenlerin yapılacağı anlatılıyor.
Basın, bu hukukçuların araştırılacağını, hatalı olanların belirlenmesi halinde, bu kişilerin devlet memurları yasası çerçevesinde 5 ila 10 yıl hapis istemiyle yargılanabileceğini bildiriyor.
"Son derece önemli bazı belgelerin" de Yargıtay'ın oturumlarından sonra, kararını açıklamasından iki gün önce "ortaya çıktığı" ifade ediliyor. Belgelerin saklanmasının bürokratik sorumluluğunun Gent Temyiz Mahkemesi Başkanı Jean Paul De Graeve ve Başsavcı Johan Delmulle'e ait olduğu belirtiliyor.
Bu haberlerin kamuoyuna yansımasından sonra Başsavcı Delmulle ve Adalet Bakanı Laurette Onkelinx bir yorumda bulunmayı reddettiler. Belçika Parlamentosunda bazı muhafazakar milletvekilleri, konuyu gelecek hafta gündeme taşıyacaklarını ve Adalet Bakanına soru önergesi vereceklerini duyurdu. Bunlar arasında Flaman Hristiyan Demokrat Parti (CDV) milletvekili Tony Van Parys de bulunuyor.
Yargıtay, teröristlere ilişkin tüm adli kararları, yıllarca süren yargı sürecinin en son aşamasında tamamen iptal ederek geçersiz kılarken suçlar ve kararlar konusunda itirazda bulunmamış, sadece bir gerekçe göstermişti. Bu gerekçe, Termondo Mahkemesi Yargıcı Freddy Troch'un, Bruges Ceza Mahkemesi Başkanlığına atanmasından oluşuyor. Yargıtay, daha önce Türk asıllı teröristleri yargılayan ve sert kararlar vermesiyle tanınan bu yargıcın Bruges'e atanmasını "tarafsızlığın yitirilmesi" olarak değerlendirdi.
Yargıtay'ın 1999'dan beri alınan tüm adli kararları iptal eden bu hükmüne başka hiçbir gerekçe gösterilmedi. Belçikalı hukukçular, bu kararı değerlendirirken, bu tür yargıç atamalarının sık görüldüğünü, Yargıtay'ın böyle bir gerekçeyle karar vermesininse ülke adli tarihinde bir ilk oluşturduğunu belirtiyor.
Yargıtay'ı, "cesur kararı" nedeniyle kutlayan ve bundan memnuniyet ifade edenler arasında sadece sanıklar ve avukatları yer alıyor. Adalet Bakanı dahil siyasi çevreler ve hukukçular şaşkınlık ifade ediyor.
Yargıtay'ın, haklarında Belçika'da işledikleri suçlardan dolayı verilen kararları ve hapis cezalarını iptal etmesi üzerine salıverilen ve haklarındaki tutuklama emirleri de kaldırılan teröristlerin Anvers Temyiz Mahkemesinde yargılanmasına 6 ay ila bir yıl içinde "sıfırdan" başlanacak.
Bu karardan sonra firardaki Fehriye Erdal'ın Belçika'da ortaya çıkması durumunda, bu terörist de tutuklanamayacak. Ancak federal savcılık, teröristin bulunması durumunda Türkiye'nin 2 iade talebi çerçevesinde tavır belirlenebileceğini ifade ediyor.
Terörist Fehriye Erdal ve terör örgütü DHKP-C üyesi 10 sanığı Belçika'da işledikleri suçlardan yargılayan Bruges Ceza Mahkemesi, 28 Şubat 2006'da açıkladığı kararda, Fehriye Erdal'a 4, örgütün başı Dursun Karataş'a 5, sözcüsü Musa Asoğlu'na 6, Kaya Saz, Bahar Kimyongür, Zerrin Sarı ve Şükriye Akar Özordulu'ya 4'er yıl hapis cezası vermişti. Gent Temyiz Mahkemesi de 7 Kasım 2006'da bu cezaları, kimilerini artırarak onamıştı.
Terör örgütü üyelerinden Musa Asoğlu, Kaya Saz, Şükriye Akar Özordulu ve Bahar Kimyongür cezaevinde bulunurken, Belçika'da bir ikamette göz hapsinde bulunduğu varsayılan ve karardan 2 gün önce "izini kaybettiren" Fehriye Erdal ile Dursun Karataş ve Zerrin Sarı isimli teröristler firarda sayılıyordu.
Bruges Mahkemesi, ayrıca DHKP-C'yi "terör örgütü" olarak nitelendirmiş ve Belçika'da adli alanda örgütün bu sıfatına resmiyet kazandırmıştı. Sanıkların Belçika'da işlediği suçlar arasında sahte kimlik kullanmak, silah ve patlayıcı madde bulundurmak,terör örgütü üyesi olmak, terör eylemleri planlamak ve haraç toplamak gibi suçlar yer alıyor.