Zihinsel engelli çocuğunun büyümesinin Amerikalı Ashley gibi durdurulmasını isteyen anneye Diyanet'ten onay çıkmadı. Diyanet'e göre özürlü bir çocuğun gelişmesinin durdurulması hem dine hem insan haklarına aykırı.

Diyanet İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saim Yeprem, "Spastik çocukların da yaşama hakkı vardır. Onların hayatlarını kısıtlama hakkına sahip değiliz. Bu tedbire dinen olumlu bakmak mümkün değil. İnsan haklarına aykırıdır ve etik değildir" dedi.

Diyanet, Amerikalı Ashley gibi, zihinsel engelli çocuğunun büyümesinin durdurulmasını isteyen Ankaralı annenin talebini hem dini hem insan hakları açısından uygun bulmadı. Bu konuda henüz bir kurul kararı almadıklarını belirten Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saim Yeprem, İHA'ya yaptığı açıklamada, özürlü çocukların gelişiminin durdurulmasına dini açıdan olumlu bakmadıklarını, etik açıdan da bu uygulamanın doğru olmadığını kaydetti. İslam dininin beş temel prensibi olduğuna işaret eden Yeprem, bunlardan birinin de canı, nefsi muhafaza etmek olduğunu hatırlattı. Din İşleri Yüksek Kurulu olarak insanın başlangıcını zigot denilen ilk döllenme anından beyin ölümüne kadar geçen bir süre olarak kabul ettiklerinin altını çizen Yeprem, aradaki safhaların insanın gelişmesinin çeşitli evreleri olarak kabul edildiğini bildirdi. Bu süre zarfında anne karnındaki durumun anne sağlığı sözkonusu olmadıkça, doğduktan sonra da kendi sağlığı sözkonusu olmadığı sürece hiçbir şekilde hayat hakkına müdahale edilemeyeceğini vurgulayan Yeprem, "Hayat hakkının kısıtlanması veya ortadan kaldırılması anlamındaki her türlü müdahaleyi İslam dininin temel prensibi olan nefsi muhafaza prensibine ters düştüğü kanaatindeyim" diye konuştu.

'Spastik çocukların da yaşama hakkı vardır' diyen Yeprem, yaşama hakkına insanın karar vermediği gibi yaşam hakkını da insanın alamayacağını kaydetti. Yeprem, "Kısıtlama hakkına da sahip değiliz. Çünkü onların hayat haklarının ellerinden alınması veya kısıtlanıp belirli bir yaşta çakılması, insan olarak Allah tarafından kendisine verilmiş özelliklerin ortadan kaldırılması, bizim yetkimiz dahilinde olan şeyler değildir. İnsan haklarına da aykırıdır. Bu konudaki operasyonlarda tıbbi etik kurullarının kanaati de olumlu olmayacaktır. İslam dininin itikat, ibadet, ahlak esasları konusunda toplumu aydınlatmakla görevli olan Diyanet İşleri Başkanlığı olarak benim kişisel görüşüm olumlu değildir" şeklinde konuştu.

Uyarı

Görmek için lütfen buradan üye olunuz.

Bugün çözümsüz görünen birçok şeyin ileride çözümü olabileceğini de ifade eden Yeprem, tıbbın sürekli geliştiğini, ileride spastik çocukların birçok sorununun da çözülebileceğini dile getirdi. Yeprem, bugünkü bilgileri kriter kabul ederek 'bunun çözümü yoktur, hayatına son verelim yahut hayatını kısıtlayalım' gibi tedbirlerin doğru olmadığını belirterek, uygulamanın bazı istismarlara da yol açabileceği uyarısında bulundu. Yeprem, "Bu şekildeki bir uygulama çok farklı istismarlara, çok farklı ters uygulamalara, yanlış uygulamalara da yol açar. Stratejik anlamdaki savaşların bir unsuru olarak kullanılabilir. Kişinin hayatının durdurulması başka maksatlarla da kullanılabilir. Bugün hangi alanlarda istismara yol açacağını kestirmek de mümkün değildir. İnsan hakkının Allah'ın verdiği gibi kullanılmasını muhafaza etmek bizim görevimizdir. Dini açıdan bunun böyle olması lazım" diye uyardı.

Tıbbın sürekli iyileştirme çabası içerisinde olduğunu anlatan Yeprem "Yarın spastik çocukların kilo alması tıbbi manada düzeltilebilir. Spastik çocukların zihin faaliyetleri düzeltilebilir. Spastik çocukların bugün problem olarak görülen bütün yönleri daha iyi hale getirilebilir hatta tedavi ümitleri ortaya çıkabilir. Bunu şimdiden tıp birşey yapamaz demek zaten bilimsel yaklaşım değildir" dedi.

Yeprem ayrıca, ilerisi için şimdiki kriterlere göre karar vermenin doğru olmadığına dikkati çekerek, zihinsel engelliler için verilen gelişmeyi durdurma kararının kapsamının daha da genişletilebileceği endişesini dile getirdi. Yeprem, şöyle konuştu:

"Bu durum zihni arızası olan birinin dışında alzheimer, şizofren hastaları için de geçerlidir, gittikçe çerçeve genişletilebilir. Bugün sağlık durumu bozulmuş olan kişinin topluma getirdiği sıkıntı ölçüsünde bunları durduralım, hayat hakkını kısıtlayalım demeye kadar yol açabilir. Sadece spastik çocuklara özgü hal değildir gerekçeler. Geniş açıdan ele alındığında düşünülen tedbirlere dini açıdan da olumlu bakmak mümkün değil. Etik açıdan da doğru değil."

saol paylaşm için

paylaşım için saol