Kara paradan hiç mahkûmiyet yok, adaletiniz yavaş işliyor 20 Mart 2007
Kara paradan hiç mahkûmiyet yok, adaletiniz yavaş işliyor 20 Mart 2007
Geçmişte, OECD Mali Eylem Grubu FATF’ın ’kara para cenneti ülkeler’ listesine giren Türkiye, yine sınavı geçemedi. FATF, Türkiye’nin kara para ile mücadelede mesafe kaydettiğini ancak istenen gelişmenin sağlanamadığını bildirdi.
FATF raporunda, adli mekanizmanın iyi işlemediği vurgulanarak Türkiye’de, kara para aklamaktan hiç mahkûmiyet bulunmadığına dikkat çekildi.
EKONOMİK İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Mali Eylem Görev Grubu’nun (Financial Action Task Force-FATF), üçüncü tur değerlendirmesi de, Türkiye’nin kara para ile mücadele konusunda hálá eksikleri bulunduğunu ortaya koydu. Daha önce Türkiey’yi "kara para cenneti ülkeler" arasında alan FATF, bu kez mevzuat alanında mesafe katedildiğini, ancak uygulamada istenen gelişmenin sağlanamadığını vurguladı. Burada dikkat çeken nokta ise, Türkiye’de kara para yüzünden hiç bir mahkumiyetin olmayışı oldu.
EYLÜLDE TÜRKİYE’YE GELDİLER: Edinilen bilgiye göre, Türkiye’nin 3’tur ülke değerlendirmeleri kapsamına alınmasının ardından geçen yıl eylül ayında ülkeye gelen FATF heyetinin hazırladığı rapor, geçen ay Strasbourg’da gerçekleştirilen Genel Kurulda ele alındı. Türkiye, raporda yer alan bazı noktalara itiraz etti ve bu çerçevede düzeltmelere gidildi. Daha sonra son şekli verilen rapor, ülkedeki ilgili kuruluşlara da gönderildi.
KANUNLARDA EKSİK VAR: OECD Mali Eylem Görev Grubu’nun iki ay içinde yayımlayacağı raporda, Türkiye’nin kara para ile mücadelede hala bazı eksiklikleri olmakla birlikte mevzuat alanında mesafe katettiği belirtildi. Ancak uygulamada istenen gelişmenin sağlanamadığı vurgulandı. Türkiye’nin FATF kriterlerine uyum için yeni bazı düzenlemelere gitmesi de istenen Raporda yer alan tespitlerden biri, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanun’da aklama suçu tanımının soyut ve yetersiz olması. Kanunda kara para aklamaya dönük suçların tek tek sayılması gerektiği belirtilirken, "Kullanma ve sahip olma"nın da suç tanımı içinde yer alması gerektiği yer aldı. İlgili kanunlarda "terörün finansmanı suçu"nun diğer ülkelerle uluslararası kuruluşları kapsamadığına dikkat çekildi.
UYGULAMA YÖNÜ ZAYIF: Kara para aklama suçuyla mücadelede adli mekanizma iyi işlemediği belirten raporda, Türkiye’de kara para aklama suçu nedeniyle mahkemelere intikal eden çok sayıda dosya bulunduğu ancak tek bir mahkumiyet olayı olmadığına dikkat çekildi. "Uygulama yönü zayıf" denilirken, Türkiye’de muhabir bankacılığa yönelik bir düzenleme bulunmadığı belirtildi. Buradaki tespitlerden biri de, şüpheli işlem bildirimi sayısındaki azlık oldu. MASAK’a göre, 2006 yılında şüpheli işlem bildiriminde bir önceki yıla göre 3 kat artış olması bu tespitte etkili. Raporda, işlemlerde kimlik tespiti yapıldığı ancak teyid edilmediği de belirtildi. FATF’a göre, bu işlemlerde kimlikle yetinilmemesi elektrik, telefon gibi faturalarla kimliğin teyit edilmesi gerekiyor.
TAKİP SÜRECİ BAŞLIYOR: FATF’ın ülke değerlendirmeleri kapsamında kaleme alınan Türkiye Raporunun yayımlanmasının ardından, düzenlemeleri yeterli görülmeyen diğer ülkeler gibi, Türkiye için de 22 aylık bir takip süreci başlatılacak. Ülkede kara para aklama ile mücadeleyi yürüten Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurumu da (MASAK), raporda eleştiri konusu olan bölümleri, ilgili kuruluşlara gönderecek. Gerek MASAK’ın gerekse bu kuruluşların raporda eleştiri konusu edilen alanlarla ilgili yapacağı yeni düzenlemeler, bu süreçte MASAK tarafından FATF’a iletilecek.
Düzenlemelerin yapılmaması uluslararası itibarı zedeliyor
FATF’ın ülke değerlendirmeleri, hem OECD, hem de uluslararası kuruluşlar açısından büyük önem taşıyor. Ülke Değerlendirme Raporlarının yayınlanmasından sonra düzenlemeleri yeterli görülmeler ülkeler için 22 aylık bir takip süreci başlatılıyor. Bu süreçte FATF, söz konusu ülkeden raporda belirtilen eksiklikleri gidermesini, yasal ve uygulamaya dönük düzenlemeleri yapmasını talep ediyor. İlgili ülke, bu süreç içinde yeterli ilerlemeyi göstermezse, FATF, bu ülkeye yaptırım hükümlerinin uygulanmasına dönük bildiri yayınlayabiliyor. Daha ileri aşamalarda ise ülkenin FATF üyeliği askıya alınabiliyor. Son aşamada da ülke, üyelikten çıkarılabiliyor. Bu arada gerekli düzenlemelerin yapılmaması, ülkeler açısından ekonomik ve finansal itibarı zedeleyen bir durum olarak görülüyor.
Bugüne kadar 10 ülke incelendi
OECD bünyesinde 1989 yılında kara paranın aklanması ile mücadele amacıyla kurulmuş olan FATF, bu kapsamdaki standart koruyucu misyonunu 1990 ve 1996 yıllarında yayınladığı 40 tavsiye kararı ile üye ülkelere duyurmuştu. 11 Eylül 2001 terör olayların ardından terörizmin finansmanını da kapsama alan FATF, bu doğrultuda 9 özel tavsiyeyi daha üye ülkelere gönderdi. Halen 31 ülke ve 2 bölgesel kuruluş olmak üzere toplam 33 üyesi olan FATF, üye ülkeleri kara para aklama ve mücadele kapasiteleri yönünden şimdiye kadar 2 defa denetime tabi tuttu. 3’üncü tur ülke denetimlerine ise 2004 yılında başlandı. 40 tavsiye ve 9 özel tavsiye esas alınarak hazırlanan ve 251 kriterden oluşan "Kara para Aklama ve Terörizmin Finansmanı ile Mücadele (AML/CFT) Metodolojisine dayanarak yapılan 3’üncü tur değerlendirmeleri çerçevesinde bugüne kadar Belçika, Norveç, ABD, İsviçre, Avustralya, İtalya, İrlanda, İsveç, İspanya, Danimarka ve Türkiye incelemeye tabi tutuldu.
hürriyet
|