AKP ve CHP nereye?
AKP ve CHP nereye?
TÜRKİYE "seçim sathı maili"ne girdi. Bütün partiler seçime hazırlanıyor. Bugün neden AKP ve CHP'yi ele alıyorum?
Evvela, bu iki parti hâlâ birinci ve ikinci partilerimizdir. Bu iki partinin performansı, öbür partilerin parlamentoya girip girmemesini etkileyecektir. Bu iki partinin alacağı sonuç, Türkiye'nin tekrar koalisyonlara dönüp dönmeyeceğini tayin edecektir.
Dahası, Türkiye'nin iki temel dinamiğini şu anda önemli oranda bu iki parti temsil ediyor: Siyaset biliminde "merkez" denilen elitlerin ve resmi değerlerin temsilcisi olarak CHP... Siyaset dilinde "kenar" veya "çevre" denilen yığınların ve değerlerin temsilcisi olarak AKP.
Bu ikili çizgiyi bütün cumhuriyet tarihimiz boyunca görmek mümkün: Seksen yıllık CHP ve onun karşısındaki partiler: Terakkiperver ve Serbest fırkalar. Demokrat Parti, Adalet Partisi, sonra da ANAP, DYP ve AKP.
Merkez-kenar çatışması
Bu ikili tablo Türkiye'nin bir şansıdır; Türkiye bir kabile toplumu değildir. Ama bu tablo aynı zamanda Türkiye'nin neden 'verimli' yönetilemediğini de yansıtıyor:
"Merkez"in halka şüpheyle bakışı "siyasal katılma"yı kısıtladı bu da Türkiye'nin toplumsal gelişme dinamizmini frenledi. "Merkez"in partisi olan CHP devrimler yaptı ama halktan koptuğu için hiçbir zaman halkın diliyle konuşmadı, halkın hür oylarıyla tek başına iktidara gelemedi...
Öbür tarafta DP, AP, ANAP ve bugün AKP ise önemli toplumsal yapı değişmelerine, tarımsal gelişmeye, şehirleşmeye, piyasa ekonomisine, dışa açılmaya, ekonomik büyümeye hız kazandırdılar. Ama bu kesimin kusuru popülizm oldu. Piyasa ekonomisi sağın bu hastalığına artık bir disiplin getiriyor ama bu çizgi ile "merkez" arasındaki çatışma hâlâ sürüyor, siyasi gerilmelere, enerji kaybına yol açıyor.
Bütün modernleşme süreçlerinde görülen merkez-kenar çatışması Türkiye'de daha sert yaşandı. "Merkez" dört defa darbelerle, müdahalelerle siyasete düzen vermek istedi.
80 yılda büyük mesafe kaydettik ama bir Uzakdoğu mucizesini başaramadık.
Seçimlerde ne yapacaklar?
Önümüzdeki seçimlerde AKP daha fazla "kenar"a, diyelim muhafazakârlığa, CHP ise daha fazla "merkez"e, diyelim resmi ideolojiye yapışırsa, hem oy kaybederler, hem daha kötüsü, tarihsel hastalığımız olan merkez-kenar çatışmasını şiddetlendirirler!
CHP'nin "kenar"a açılabilmesi, halkla duygudaşlık sağlayacak bir dil geliştirmesi bu partinin seçim şansını artıracağı gibi, merkez-kenar çatışmasını da yumuşatır. Baykal'ın son konuşmalarında bunun işaretleri var. Ama "Ortanın Solu" hareketi gibi köklü bir değişim değil de, daha çok seçim taktiği izlenimi veren bu işaretler ne ölçüde etkili olacak? Göreceğiz.
AKP'nin de "kenar"a yapışmayıp "merkez"e doğru açılması hem seçim şansını olumlu etkiler hem merkez-kenar çatışmasını yumuşatır. "Milli Görüş" mirasının temsilini olağan düzeye çekerek DP, AP ve Özal'ın ANAP'ı gibi bir "merkez sağ" parti niteliği yani...
AKP bunu yapacak mı? Göreceğiz.
Elbette Karl Popper'in dediği gibi "siyaset rasyonel bir teorem değildir"; çok karmaşık dinamikleri vardır. Sırf nasyonal bir temennide bulunabiliriz: Merkez-kenar çatışmasını yumuşatmış, "yöneten demokrasi"yi yerleştirmiş bir Türkiye! Ok gibi fırlar...
Taha AKYOL
milliyet
|