İran tartışmalı nükleer programının en önemli ayaklarından biri olan Buşehr'deki nükleer tesislerini yarın faaliyete geçirerek tarihi bir gün yaşayacak. ABD ve İsrail'in nükleer programı için sürekli baskı altında tuttuğu İran, tarihi gün öncesi gözdağı vermek için karadan karaya yeni bir füze denemesi yaptı. Füze tamamen yerli imkanlarla üretildi.
İRAN'DAN FÜZELİ GÖZDAĞI
İran Savunma Bakanı Ahmed Vahidi, Tahran Üniversitesi bahçesinde cuma namazı öncesi yaptığı konuşmada, “Kıyam-1” adlı füzenin başarıyla fırlatıldığını söyledi.
Vahidi, yeni nesil füzeler sınıfında yer alan “Kıyam-1”in sıvı yakıtla çalıştığını ve kısa sürede fırlatılabilme özelliğine sahip olduğunu belirtti.
Füzenin tamamen yerli imkanlarla üretildiğini belirten Vahidi, füzenin isabet oranının oldukça yüksek ve hava savunma sistemlerince etkisiz hale getirilme ihtimalinin de düşük olduğunu vurguladı.
Farklı türlerde ve özelliklerde çok sayıda kısa ve orta menzilli füzeye sahip olan İran'ın “Şahap” ve “Siccil” adlı uzun menzilli füzeleri de bulunuyor.
DEVRİM MUHAFIZLARINDAN TEHDİT
İran Devrim Muhafızları da, “olası bir ABD ve İsrail saldırısına karşılığın bölgeyle sınırlı kalmayacağını” belirtti.
Nükleer tesisin açılışı öncesi Devrim Muhafızları, ABD ve İsrail'in İran'a yönelik askeri saldırı tehditlerine ilişkin bir bildiri yayımladı.
Bildiride: “Ülkenin her alanda savunulmasında tam bir kararlılığa ve güce sahip olunduğu ve gerektiğinde bu gücün kullanılmasından çekinilmeyeceği” ifade edildi. Bildiride, “Devrim Muhafızları, büyük ve küçük düşmanların (ABD ve İsrail) eyleme yönelik her türlü tehditleri ile olası ahmaklıklarına kesin ve ciddi cevap verebilecek durumda” denildi.
TEMELİ 1975'DE ATILMIŞTI
Buşehr nükleer santralinin yapımına yaklaşık iki yıl süren altyapı çalışmalarının ardından 1975'te başlanmıştı.
Santrali bitirmek üzere İran ile anlaşma imzalayan Almanya, 1979'daki devrimin ardından tek taraflı olarak anlaşmayı iptal etmişti.
Almanya'nın durdurduğu inşaatın devamı için İran ile Rusya arasında 1994'te anlaşma imzalanmış ve inşaat çalışmaları ertesi yıl başlamıştı.
Rusya, santrali 1999'da hizmete açılacak şekilde tamamlamayı taahhüt etmişti. Rusya, taahhüdündeki 11 yıllık gecikmeyi teknik nedenlere bağlasa da asıl sebebin Batılı ülkelerin baskıları ve siyasi gerekçeler olduğu belirtiliyor.