Türkiye'nin ticari ve politik açıdan yaşadığı gelişmelere büyük övgü...
Newsweek dergisinin siyaset Başeditörü Howard Fineman'ın imzasıyla yayımlanan ilginç analizde Türkiye'nin ticari ve politik açıdan yaşadığı gelişmelere değinildi.Yazının en dikkat çekici noktası Beyaz Saray'ın Türkiye'ye hala çok önem verdiği ancak ordunun başına kimin geldiğini eskisi kadar önemsemediği yönündeki yorumlar oldu.
İşte Fineman'ın yazısından satır başları:
“Türkiye’nin Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Müslüman ancak laik hükümeti, yedi yıldır dengeli bir yönetim kurmayı başardı. Birçok işadamı, Erdoğan’ın İslam’ı 1920’lerden bu yana ilk kez Türkiye’nin laik toplumunun odağına oturtmasından endişeli olsa da Başbakan’ın ticari bağlantılar kurmadaki başarısından takdirle söz ediyor.
Hem Türk hem de ABD vatandaşlığı olan, daha önce Washington’da yaşarken restoratörlük yapan ve Demokrat Parti’nin kampanyalarına bağış yapan bir tatil köyü sahibiyle konuştuğumda “Erdoğan başarılı bir denge tutturdu” dedi.
Bu ay Türkiye’de hala önemli bir rolü olan ve başarılı (ABD destekli darbeler) geçmişi olan ordu, kurmay kademelerine kimlerin atanacağını belirlemeye çalışıyor. Seçilecek isimlerin Erdoğan’la çatışmayacak isimler olacağı tahmin ediliyor.
BEYAZ SARAY'IN TAVRI
Bence ABD hükümeti bu seçimin sonucunu eskiden olduğu kadar çok önemsemiyor. Dahası Beyaz Saray’ın Erdoğan yanlısı isimleri onaylaması bile söz konusu. Ne olursa olsun, ABD’nin bu süreç üzerinde eskiden olduğu kadar söz hakkı yok.
Genelkurmaya atanacak yeni isimler belirlendikten sonra Türkiye’de dikkatler bu sefer de ordunun toplumdaki yerini kısıtlamayı amaçlayan ve Atatürk’ün kararlı laiklik anlayışını zayıflatacak anayasa değişikliği referandumlarına odaklanacak...
TÜRKİYE EN ÖNEMLİ ÜLKE
Bu noktada sorulması gereken soru Türkiye’nin laiklikten çok fazla uzaklaşıp uzaklaşmayacağı. Şimdiye kadar böyle bir şey yaşanmadı. İsrail’in hareketli demokrasisi ile ABD ve Batı’yla kurduğu derin kültürel bağlar Tel Aviv’i ABD’nin dış politikası için önemli bir ülke haline getiriyor.
Ancak stratejik, mali ve dini açılardan bakıldığında Türkiye bölgede istikrar ve barışın sağlanması için kilit öneme sahip ülke. Barack Obama başkanlığının ilk günlerinde bunu çok net ortaya koydu. Obama’nın Kuzey Amerika dışına yaptığı ilk gezinin duraklarından biri de Türkiye’ydi."
Sonuç olarak Türk ekonomisi bir patlama yaşıyor. Bunu sağlayan yatırımlar kısmen Ortadoğu’daki Arap ülkelerinden, kısmen de Batı’dan geliyor. Yeni bir inşaat çılgınlığı yaşanması bekleniyor. İstanbul sokakları Boğaz’ın altından geçecek bir tünel ve tren inşaatı için delik deşik edilmiş durumda. Türkiye’nin borcunun gayrı safi yurtiçi hasılasına oranı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında en düşüklerden biri; hatta doğruyu söylemek gerekirse Türkiye’ye yıllardır yüz çeviren Avrupa Birliği’nin pek çok üyesinden daha düşük.
ROMA’DAN DAHA HEYECAN VERİCİ
İtalya, Yunanistan, Türkiye ve Karadeniz’e yaptığım üç haftalık geziden sonrasında, aklımda kalan önemli bir şeyi sizinle paylaşayım: İstanbul’daki modern sanatlar müzesindeki işler, Roma’daki işlerden çok daha maceracı.
İstanbul’un sanat ortamının Roma’dakinden daha hareketli olması tarihte ilk kez yaşanan bir durum değil. Ancak bu kez Roma’daki müzede İtalyan ressam Dino De Dominicis’in dünyadan kopuk Goya’yı hatırlatan eserlerine karşılık İstanbul Modern’deki Hüseyin Çağlayan enstalasyonu, bir yandan zekice tasarlanmış kıyafetleri tanıtırken bir yandan da kadınların toplumdaki rolü hakkında kurnaz sorular yöneltiyordu.
Bugün, İstanbul ve Türkiye bir kez daha dünyada önemli bir yere geliyor. Bunun sebebi her zamanki gibi İstanbul’un bir köprü olması; sadece iki kıta arasında değil, küresel çağda karşı karşıya gelen Yahudi-Hristiyan Batı dünyasıyla, Müslüman doğu arasında da köprü görevi görmesi.