İKİNCİ Abdülhamit'in torunu olan Osman Nami Osmanoğlu kalp yetmezliği şikayeti ile kaldırıldığı Dr. Siyami Ersek Hastanesi'nde, 15 Temmuz günü 93 yaşında hayatını kaybetti. Başbakan Erdoğan da Osman Nami Osmanoğlu'nun Fatih Camii'nde düzenlenen cenaze törenine katıldı. Osmanlı hanedanınına mensup aileler caminin avlusunda taziyeleri kabul etti. Kabule katılanlardan birisi de Osman Nami Osmanoğlu'nun torunu olan 26 yaşındaki Roksan Kunter'di. Ünlü basketbol antrenörü Erman Kunter ile Osman Nami Osmanoğlu'nun en küçük kızı Ayten Sofia Kunter'in tek çocuğu olan Roksan, çok sevdiği dedesinin ardından üzüntüyle gözyaşlarına boğulmuştu.


DEDEM ÇOK KIYMETLİYDİ
Roksan Kunter'in 50 yaşındaki annesi Sofia Kunter, kızı Roksan'la birlikte babasının ölümü üzerine geldiği İstanbul'da taziyeleri kabul ediyor. Dedesi ile çok yakın ilişki içerisinde olduğunu anlatan torun Roksan Kunter, evde tarihi konuların pek konuşulmadığını söylüyor. Ancak yaşı ilerledikçe Osmanlı hanedanı hakkında bilgilerinin daha da arttığını söyleyen Kunter, 'Hiçbir zaman Osmanlı torunu olduğumu uluorta söylemedim. Özel hayatlarımızda bu yönümüzü asla öne çıkarmadık. Osmanlı torunu olmanın getirdiği bir saygı var. Bu kültür ve saygıyla yetiştirildim' diyor. Dedesinin çok kıymetli bir insan olduğunu vurgulayan Kunter, 'Çocukluğum dedemin yanında geçti. Moda'da 12 yıl yan yana binalarda oturduk. Bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum' derken gözleri doluyor.


GÜZEL TÜRKÇE KONUŞURDU
Dedesinin yurtdışında sürgün hayatı yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönen ilk hanedan üyesi olduğunu belirten Kunter, 'Biz aile olarak bu tür konuların uluorta konuşulması taraftarı değiliz' diyor. Dedesinin hayat tecrübeleriyle ile ilgili öğütler verdiğini söyleyen Kunter, 'Dedem aile içi huzura çok önem veren bir insandı. Problemler karşısında daima sağduyulu olmayı nasihat ederdi. Türkiye'yi çok severdi. Kuralları olan Osmanlı kültürü ile yetişmiş iyi bir insandı. Sertliğinin altında yumuşak ve şefkatli bir insan yatardı. Çok güzel Türkçe konuşurdu. Türkçe'ye değer verir ve yabancı kelimeleri kullanmamaya özen gösterirdi' diyor.


NİŞANLIMI TANIŞTIRDIM
Fenerbahçe Basketbol Takımı'ndan İzmir Aliağa Petkim Basketbol Takımı'na transfer olan Barış Güney ile 2 yıldır nişanlı olan Roksan Kunter, 'Barış'ı dedemle Marmaris'te tanıştırmıştım. Çok sevmişti. Dedem disiplinli ama bir o kadar da espriliydi. İyi anlaşıyorlardı. Bu yaz evlenecektik ancak dedemi kaybettiğimiz için 1 yıl erteledik' diyor.

KİTAP YAZACAĞIZ
İlerleyen yıllarda Osmanlı hanedan üyeleri hakkında kuzenleriyle bir kitap yazmayı düşündüklerini ifade eden Roksan Kunter, anneannesi Rotraud Müşvika Namibey'in İstanbul'da taziyeleri kabul etmesinin ardından diğer aile üyeleriyle birlikte Marmaris'e geçeceğini belirtti.

ROKSAN DEDESİNİ ÇOK SEVERDİ
Osmanlı torunu Roksan'ın babası Erman Kunter, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en önemli basketçilerinden. 'Bir maçta en çok sayı yapan basketçi' diye anılan Erman Kunter, şimdi Fransa'da koçluk yapıyor.
Erman Hoca kızı Roksan'ı şöyle anlatıyor; '1918 doğumlu, Osman Nami Osmanoğlu, eşimin babasıydı. Benim de kayınpederim. Dolayısıyla da kızım Roksan'ın dedesi. Roksan dedesini çok severdi. Rahmetli kayınpederim, çok yumuşak,huylu bir insandı. Çok sevecen ve çocuklara karşı da mükemmel derecede müşfik bir insandı. Roksan'ın dedesiyle iletişimi mükemmeldi. Dedesini çok severdi. Ölümüne çok üzüldü.' 'Roksan, çok iyi İngilizce biliyor. Fransa'ya ilk transfer olduğum yıllarda, o da benimle geldi. Fransa'da üniversite eğitimi aldı. Fransızcayı da Fransa'da öğrendi. Önce Nantes'da, sonra Llyon'da beraber yaşadık. Medyada çalışmak istiyordu. Llyon'dan sonra, Türkiye'de de Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi. Medyada program yapmayı ve ileride daha aktif programlarda bulunmayı hedefliyor.'

'Onun tuttuğunu koparan bir yapısı vardır. Başaracağına inanıyorum. Bir basketbol adamı olarak, basketbola ilgisini seviyorum. Ancak, Roksan'ın bir medya mensubu olarak, sadece basketbol değil, çok daha geniş kapsamlı spor programları yapmasını çok isterim. Futbol programı yapma konusunda teklifler de alıyor. Kendi yolunu, özgürce kendisi çiziyor. Ona asla karışmam. Bu nedenle, sadece kendi düşüncelerimi söylüyorum.'