1.373 kimsesizin mezarı açılacak, DNA örnekleri alınacak. Bu örnekler ailelerle karşılaştırılacak
Emniyet Genel Müdürlüğü, yıllardır bulunamayan kayıplar için umut vaat eden bir proje hazırladı. Kimsesizler Mezarlıkları’nda kayıpların da bulunabileceği fikrinden yola çıkan Emniyet, 2005 yılından önce bu mezarlığa gömülen 1.373 kişinin mezarının açılarak DNA örneği alınmasını istedi. 2005 yılından sonra ölen ve kimliği belirlenemeyen 968 kişinin DNA örnekleri daha önceden alındığı için mezarları açılmayacak.
Adliyelere yazı yollandı
Emniyet Genel Müdürlüğü bu proje için, aralarında özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın da bulunduğu 23 adliyeye yaptığı başvuruda, bugüne kadar Adli Tıp Kurumu’na gönderilen tüm cesetler, deforme olmuş buluntu beden ve kemik parçalarından doku örneğinin alınması ile bu örnekler üzerinden kimlik tespitini yapılabilmesi için karar alınmasını istedi.
2.609 kişi hala kayıp
Yetkililerin verdiği bilgilere göre, 2005-2010 tarihleri arasında yapılan toplam 11.053 kayıp müracaatından 8.444 kişi emniyet görevlilerce bulundu, 10 kişinin de öldürüldüğünün tespit edildi. Ama geri kalan 2.609 kişi aranmasına rağmen halen bulunamadı. Aynı dönemde Türkiye genelinde kimliği belirsiz 795 erkek, 173 kadın olmak üzere toplam 968 cesedin DNA örnekleri alındı, ancak yöntemlerle yapılan araştırmalara rağmen halen
Kimsesizler Mezarlıkları’nda şu anda 2.341 kişi yatıyor. Bunların sadece 968’inin DNA örnekleri mevcut. Bu nedenle kalan 1.373 kişinin de örnekleri alınacak ve kayıp olarak aranan 2.609 kişinin aileleriyle karşılaştırılacak. Emniyet gönderdiği yazıyla, tüm kimliği belirsiz cesetler üzerinde DNA özelliklerin çıkarılması ve moleküler genetik inceleme yapılması için yetkili mahkemeden karar alınması istedi.
Aileler kan örneği versin
Emniyet bu DNA örneklerini, kayıp ailelerden alınan örneklerle karşılaştıracak. bu nedenle savcılara yapılan başvuruda bu zamana kadar tüm kimliği belirsiz cesetlerden alınan doku örnekleri ile kayıp kişinin soyundan olan yakınlarından rızayla kan örneği alınarak Adli Tıp Kurumu’nda incelenebileceği ve kayıpların bir kısmının bu şekilde tespit edilebileceği de söylendi.
UZMAN GÖRÜŞÜ
İki insanın aynı DNA’ya sahip olma olasılığı 50 milyarda bir
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Fatih Yavuz: Her insanın DNA yapısı farklıdır. Tek yumurta ikizleri dışında bir insanın DNA’sının başka insanda görülme olasılığı 50 milyarda bir ile trilyonda bir arasında değişir. DNA kimliklendirme güçlü bir testtir. Otosomal DNA ile her bireyin kendine özgün DNA yapısı kimliklendirme için kullanılır. DNA, kemik, kan, sperm gibi biyolojik dokulardan ve kalıntılardan izole edilebilir. Önce cesetlerin kemiklerinden dokular alınacak. Bunlarla laboratuvarlarda DNA profilleri çıkarılacak. O profiller kişinin yaşayan yakın akrabalarıyla karşılaştırılarak kişinin kim olduğu yüzde yüz ortaya çıkacak. Günümüzde DNA testinden daha keskin bir test yoktur.
Evinin önünden kayboldu
Samsun’da, 2000 yılında 5 yaşındayken evlerinin önünde oynarken kaybolan Sinem Özdemir’in ailesi de kızlarının bir gün bulunacağı ümidini taşıyor. 9 Haziran 2000 tarihinde Zeytinlik Mahallesi Kalfa Sokak’taki evinin önünde oynarken kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından 5 yaşındayken kaçırılan Sinem Özdemir’in bulunması için bugüne kadar yapılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı.
Babası açlık grevi bile yaptı
Fransa’da yaşayan ailesiyle geldiği Trabzon Sürmene’de kaybolan Mustafa Demir’in ailesi de 6 yıldır onu arıyor. Baba Hikmet Demir oğlunun bulunması için açlık grevi bile yaptı ama en ufak bir iz bile bulamadı.
2 çocuğunu bırakıp kayıplara karıştı
2001 yılında kaybolan iki çocuk annesi 30 yaşındaki Aybeniz Kuru’nun ailesi yıllardır kızlarından bir iz bulabilmek için çabalıyor. Babası Tekin Sağır, 9 yıldır kayıp olan kızının bulunması için 5 bin TL para ödülü vereceğine söylemesine rağmen bu zamana kadar tek bir ipucu bile bulunamadı.
13 yıldır aranıyor
Şişli’de 1997’de 8 yaşındayken kaybolan Ebru Gönül’ün ailesi de 13 yıldır haber bekliyor. O gün anne Feride Gönül yaklaşan bayram için bir mağazadan Ebru’ya pantolon aldı. Fakat küçük kız pantolonu denediğinde büyük olduğunu fark etti, değiştirmeye gitmek istedi. Anne saate baktı, henüz 17.30’du, erkendi. “Git” dedi. Ebru gitti ama bir daha dönmedi. Ailesi kızlarını aramaktan hiç vazgeçmedi.