Terörle mücadelede en büyük zaaf mevcut karakol sistemi. 1960'ların konseptinde inşa edilen sistem bugünün ihtiyaçlarına cevap veremiyor...
Röportaj: Murat Aksoy - Murat Palavar / Yeni Şafak
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Yayman terörle mücadelede en büyük zaafın mevcut karakol sistemi olduğunu söyleyerek, "1960'ların konseptinde inşa edilen sistem bugünün ihtiyaçlarına cevap veremez" dedi.
Son dönemde terörle mücadelede karakollar zaaf noktası olarak ortaya çıkıyor. Ne düşünüyorsunuz?
Terörle mücadele stratejisinin önemli ayaklarından birini jandarma karakolları oluşturmaktadır. TSK alan kontrolü sağlamak ve 'köpek balığının yaşamasına imkân sağlayan' çevre şartlarını ortadan kaldırmak için kırsaldaki karakolları kullanmaktadır. Bu anlayış, bu strateji yanlıştır. Geldiğimiz noktada iflas etmiştir. Çünkü bu anlayış, terörle değil, teröristle mücadeleyi kapsamaktadır. Teröre neden olan şartlar ortada durduğu müddetçe terör devam eder. Önce bu şartları ortadan kaldırmak gerekir
Son 26 yılda olduğu gibi bugün de terörle değil, teröristle mücadele etmektedir. Bu stratejiyle hem sonuç almak çok zordur hem de sonuç almak uzun zaman alacaktır. Jandarma karakollarını ben terörle mücadelenin yumuşak karnı olarak görüyorum. Bu zaafı fark eden PKK da sürekli jandarma karakollarını basmakta ve kamuoyunun hissiyatını ayağa kaldıran sansas-yonel eylemler yapmaktadır. Türkiye her yıl bu filmi defalarca izlemektedir.
Zaafları nedir bu sistemin?
Bu karakolların çoğunun fiziki yapıları yetersiz, uzman perso-neli eksik ve bu yapıları nedeniyle terörle mücadelenin zayıf halkasını ve PKK'nın açık hedefini oluşturuyor. Uzmanlar, karakolların bu kadar çok saldırıya uğramasını buraların zayıf ve sabit hedefler olmalarına bağlıyorlar. Hakkari Dağ Komando Tugay Komutanlığı yapan E. Tümgeneral Alattin Parmaksız konuyla ilgili değerlendirmesinde bakın ne diyor; "...Bölgedeki jandarma karakolları sayıca yetersizdi. Karakolların sorumluluk sahaları kilo-metreleri buluyordu. Bu kadar geniş alanları kontrol etmeleri, fizik olarak mümkün olmadığı gibi, ellerindeki teknik olanaklarıyla gözetlemeleri bile mümkün değildi. Bütün bunların dışında karakolların fiziki yapısı da kendisine yapılacak doğrudan saldırıya uygun değildi. Karakollardaki rütbeli personel açığı devam ederken bazı karakolların kapatılması önerisi kabul görmüyordu." Bu eleştirileri bölgede PKK'la savaşmış bir komutan yapıyor. Herhalde artık buna da itiraz edilmeyecektir. Bazı karakolların kapatılması hakkında birçok rapor olmasına rağmen bu raporların dikkate alınmamasını anlamak mümkün değildir.
Neden alınmıyor?
Her karakol saldırısı sonrası sorulan sorular ve geçmişte yaşanan acı olaylar karakolların amacının sorgulanmasına yol açıyor. Dünden bugüne olayların gelişimi incelendiğinde gerekli derslerin alınmadığı ve ciddi ihmallerin olduğu görülüyor. Bazı karakollar birkaç kez saldırıya uğrarken 15 saati aşan şiddetli çatışmalar olmuş. Düşünün 15 saat. Bir günde peşpeşe iki karakol basılmış...
En son Tunceli Sarıyayla'da Hızır acil askeri birliklerden önce karakola geldi. Bu normal bir durum olabilir mi?
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Murat Bey, sorunuza soruyla karşılık veriyorum ve sizin aracılığınızla kamuoyuna düşünmesi için şu soruları soruyorum... Karakolların amacı nedir? Düşünsünler ve kendi kararlarını versinler:
- PKK ile mücadele etmek mi?
- Kaçakçılığı önlemek mi?
- PKK'nın saldırılarına engel olmak mı?
- Köylünün güvenliğini temin etmek mi?
- Karakolun kendi güvenliğini sağlamak mı?
- Yolların güvenliğini sağlamak mı?
- Köyü düşmanlardan korumak mı?
- Bölgenin asayişini temin etmek mi?
- Eşkıyayı yakalayıp adalete teslim etmek mi?
- Araziyi kontrol etmek, alan kontrolü sağlamak mı?
- PKK'la mücadele için gerekli istihbaratı toplamak mı?
- TSK'nın alan kontrolü konseptini hayata geçirmek mi?
- PKK'la mücadele de geri atmamak için ısrar edilen yapılar mı?
PROFESYONEL ORDUYA GEÇİLMELİDİR...
Peki ne yapılmalı?
Türkiye terörle mücadelede en büyük hatalarından birisi de 1990'lı yıllardan itibaren konuşulmasına ve tartışılmasına rağmen profesyonel orduya geçmemesidir. Doğan Güreş Paşa'dan bu yana gelen her Genelkurmay Başkanı profesyonel orduya geçileceğini söylemesine rağmen maalesef bu konu ihmal edilmiştir. Terörle mücadeleyi Güneydoğu'nun zor şartlarında yarım asırdır dağda bulunan profesyonelleşmiş militanlara karşı acemi askerlerle yürütmek bu işi bilmemek manasına gelir. Burada şunu da ilave etmek isterim bu eleş-tirilerin çok daha fazlasının emekli komutanlar tarafından yapılmaktadır. TSK, sivilleri ciddiye almıyorsa en azından kendi komutanlarını dikkate alsın ve bu sistemi yeniden tasarlasınlar. PKK 26 yıldır sürekli strateji taktik değiştirirken TSK aynı yöntemlerle aynı hataları yapmaya devam etmektedir. Burada amacımız TSK'yı yıpratmak değil ortak aklı kullanarak Türkiye'ye maddi manevi büyük bedeller ödetmiş bu sorunu ortadan kaldırmaktır.
KARAKOL SİSTEMİ ISLAH EDİLMELİDİR
Kaldırılmalı mı karakol sistemi?
Karakolun açık, sabit bir hedef iken saldırıyı yapanların hareketli ve sabırlı olması, bu karakolların çoğunun teknoloji ve fiziksel şartlar ve personel bakımından yetersiz olması verilen kayıpları artırmaktadır. Bu noktada TSK karakol sistemini acil olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Manisa Salihli'de de jandarma karakolu var. Bu karakolun görevi ne? Düğünlerde çıkan asayiş olaylarını önlemek, köylünün malını korumak, hırsızlıkları önlemek vs. Aynı mantıkla Şırnak'ta, Cudi'de, Gabar'da benzer karakolların kurulduğunu görüyoruz. Geçen zaman içinde bölgedeki karakolların çok azı yenilebildi. Bu karakolların bir kısmı II. Dünya Savaşı sonrasında önemli bir kısmı ise 1960'lı yıllarda kurulmuş. Yani o günkü şartlarda kaçakçılıkla mücadele için kurulmuş olan bu karakollar şimdi terörle mücadele için kullanılmak isteniyor.
Terörün hedefinde AK Parti var
Yazar Altan Tan, son dönemde artan şiddeti AK Parti'yi götürme operasyonu olarak görüyor. Tan, PKK'nın bu süreçte hem kullanıldığını hem de kendini korumayı amaçladığı için şiddeti arttırdığını söyledi.
Ne oluyor, bir anda ortalık karıştı?
Bütün bu yaşadıklarımızın bir anlamı var; o da hükümeti götürmek istiyorlar.
Bunun için PKK'yı mı kullanıyorlar?
İki boyutu var. Bir şekliyle tabiî ki PKK'yi kullanıyorlar. Çünkü PKK'nın yaptığı eylemler neticede hükümeti zor durumda bırakıyor. Ülkede panik, huzursuzluk meydana getiriyor. Ülke yönetilemiyor hissi veriyor. Bu da hükümete eksi puan olarak dönüyor. İkinci boyutu da PKK, açılım sürecini kendisinin tasfiyesi olarak görüyor. Ve buna direniyor.
Açılım PKK'nın tasfiyesi değil, dağdan inmesini sağlamak değil mi?
Öyle ama gelişmeler öyle olmadı. İlk konuşulduğunda ne deniyordu anadilde eğitim olacak seçmeli ders gelecek, demokratikleşme olacak, yeni bir anayasa olacak deniyordu. Bu yeni anayasa olduktan sonra da dağa çıkma nedenlerinin büyük bir kısmı ortadan kalkacak ve dağdakilerde süreç içinde geri döneceklerdi. Fakat böyle bir süreç olmadı. Açılımda bir şey yapılmadı. Ana dilde eğitim hakkını mı verdin, seçmeli ders mi koydun, siyasi af mı getirdin? Beklentiler buydu. Sonuç olarak PKK de diyor ki, beni siyasete katacağına tasfiyeyi koydu önüme. KCK operasyonları bunun bir örneği. Şimdi hükümet bu operasyon akıllarını verenler nerde? Yoklar ortada.
Nasıl aşılacak bu kilit?
Hükümet kendine yönelik bir eleştiri süreci başlatacak. Başkalarını eleştirdiği kadar kendisini eleştirecek. Sonra yeni bir yol haritası ortaya koyacak.
iSTiHBARAT HEP SORUN OLMUŞTUR
Terörle mücadelede istihbarat sorunları mı var?
Türkiye'nin genelde bir istihbarat sorunu var. Yani bütün istihbarat birimlerinin ortak çalışması noktasında ciddi problemler var. Çözümü ABD'deki gibi merkezi bir istihbarat örgütü kurup MİT, askeri istihbarat dahil tüm kanallardan gelen bilgileri belirli bir havuza toplayıp değerlendirmeye almak lazım. Örgütün faaliyetlerine ilişkin genel olarak elde edilen bilgilerin elde edilmesinden ziyade anlık istihbaratın elde edilmesiyle ilgili olarak sıkıntılar var. Yani örgüt yarın akşam şurayı basacak bilgisinin mutlaka ulaştırılması lazım.
Ne yapılmalı?
Biz terörle mücadeleden önce bir terörizimle mücadele kavramını geliştirmek zorundayız. Sadece olayın terörist yönü ve dolayısıyla onunla ilişkin olarak terörle mücadele diye bir kavram icra ettik. Askeri zeminde onun peşine takıldık. Bu işin boyunu hep ihmal ettik. Türkiye'de son dönemde açılım olarak ifade edilen bazı hususların hayata geçirilmesi gerekiyor.
Nasıl bir askeri çözüm?
Teröristler için özel birimlerin oluşturulması gerekir. Aynı Bekaa'da kalan adam nasıl eğitim alıyorsa aynı eğitimi alıp mücadele verecek bir insan tipini ortaya koymak için özel birimlerin ortaya koyulması lazım. 1 ay eğitim almış askeri dikmek suretiyle de ikinci bir hata yaptık.