Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK/CICA) sonuç bildirgesinde İsrail kınanmadı.
AA
Türkiye Başkanlık açıklamasında ise İsrail hariç, tüm üyeler yardım gemilerine yapılan saldırıyı şiddetle kınadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sonuç bildirgesinde İsrail'in kınanmama nedenini, "teknik sebepler" olarak açıkladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK) 3. Devlet ve Hükümet
Başkanları Zirvesinde, Gazze'ye insani yardım taşıyan Türk gemisine yapılan İsrail saldırısı ve öldürülen Türklerle ilgili olarak, bir üye hariç bütün üye ülkelerin hepsinin bununla ilgili hissiyatlarını, kınamalarını ve bununla ilgili düşüncelerini açık bir şekilde ifade ettiklerini belirtti.
Teşkilatın kuralları gereği bütün kararların ittifakla alınması mecburiyetine işaret eden Gül, "Dolayısıyla bu ittifak teknik olarak mümkün olmamıştır. Onun için Türk Dönem Başkanlığı olarak bir başkanlık açıklaması
yapıyorum. Bu açıklama, bir üye hariç diğer ülkelerin görüşü olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK/CICA) 3. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinin ardından Çırağan Sarayında basın toplantısı düzenledi.
Zirvenin kapanış oturumunun yapıldığını ve Türkiye'nin AİGK'nin dönem başkanlığını üstlendiğini belirten Gül, İstanbul zirvesi öncesi 20 üyeli olan teşkilatın şimdi Irak ve Vietnam'ın da üye olmasıyla 22 üyeli teşkilat haline
dönüştüğünü anlattı.
Zirveye gösterilen ilginin memnuniyet verici olduğunu belirten Gül, zirveye katılan devlet ve hükümet başkanlarına, ülke temsilcilerine teşekkür etti.
Gül, konferansın en önemli özelliğinin, Asya'da, AGİT'e benzer bir teşkilat oluşturmak olduğunu bildirerek, "Avrupa'da nasıl güvenlikle ilgili problemler daha önceden çözülüyor, bunlar sıcak konu haline gelmeden
hallediliyorsa ve AGİT bununla ilgili bir mekanizma olduysa Asya'da da böyle bir mekanizmanın oluşmasıdır. Kısaca AİGK, Asya'nın AGİT'i demektir, bütün mesele budur ve büyük mesafe alınmıştır" diye konuştu.
Türkiye'nin, 2010-2012 dönemi için AİGK başkanlığını Kazakistan'dan devraldığını ve neler yapacağını konuşmasında açık şekilde ifade ettiğini belirten Gül, "İleride AİGK'ye olan ilginin daha da artacağına inancım tamdır ve bu, devlet başkanlarının ve temsilcilerin yaptığı açıklamalarda ortak kanaat olarak ortaya çıkmıştır" dedi.
Zirve kapsamında birçok ikili görüşme yapma fırsatı bulduğunu anımsatan Gül, 22 üyeli örgüt haline gelen AİGK'nin kararlarının oybirliğiyle alındığını vurguladı.
Uluslararası örgütlerin kendine has yapıları bulunduğuna işaret eden Gül, şöyle konuştu:
"Bu toplantıda özellikle geçen hafta içerisinde Gazze'ye nsani yardım taşıyan Türk gemisine yapılan İsrail saldırısı ve maalesef öldürülen Türklerle ilgili, bir üye hariç bütün üye ülkelerin hepsi bununla ilgili hissiyatlarını,
kınamalarını ve bununla ilgili düşüncelerini açık bir şekilde ifade etmişlerdir, görüşmelerde ve konuşmalarda. Teşkilatın kuralları gereği bütün kararlar ittifakla alınmak mecburiyetindedir. Dolayısıyla bu ittifak teknik olarak mümkün olmamıştır. Onun için Türk Dönem Başkanlığı olarak bir başkanlık açıklaması yapıyorum. Bu açıklama bir üye hariç diğer ülkelerin görüşü olacaktır." Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Türk Dönem Başkanlığı açıklamasını okudu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türklerin
öldürülmesine birçok yerde şahit olunduğunu ama ilk defa bir ülkenin ordusunun,
askerlerinin bu hatayı yaptıklarını belirterek, "Bu belki Birinci Dünya
Harbi'nden beri ilk defa olan bir şeydir. Onun için bunu affetmemiz mümkün
değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, Çırağan Sarayı'nda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
ile birlikte gerçekleştirdiği basın toplantısında yaptığı konuşmada, Başkanlık
açıklamasında birkaç konunun bulunduğunu söyledi.
Bu konulardan birisinin bir ülke hariç herkesin oy birliği ve herkesin
ortak kararı olarak açıklamaya yansıdığını ifade edene Gül, "Ümit ederim ki;
Türkiye'nin Dönem Başkanlığı çerçevesinde Asya kıtasındaki sorunların çözümü ile
ilgili önemli mesafeler kaydedilir. Türkiye, Dönem Başkanlığında bunlar için
yoğun bir enerji harcayacaktır" diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gül, "Başkanlık açıklamasını, bir
ülke hariç herkesin oy birliği ile kabul ettiğini söylediniz o bir ülke İsrail
mi?" şeklindeki sorusu üzerine "İsrail, şüphesiz ki"yanıtını verdi.
"İsmini söylemediğinin hatırlatılması" üzerine Gül, "Tabii tabii
İsrail şüphesiz. İsmini söyledim ama. İsmini tekrar tekrar anmamak için onu
söyledim, saklamak için değil. Bilinen bir şey olduğu için" dedi.
Bir gazetecinin, "Uluslar arası hukukta sonuç bildirisi kayda geçer. Ama
siz başkanlık açıklaması yaptınız" diyerek, "başkanlık açıklamasının etkisini"
sorması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, bunun zirveyle ilgili bir noksanlık olmadığını
vurguladı.
Kuralın herkesin ittifakla karar almasıyla bir deklarasyon yayımlanması
olduğunu ve bu 22 üyeden birisi İsrail olduğundan bunun teknik olarak mümkün
olmadığını dile getiren Gül, "Başka bir örgütte 100 tane üye ülke olur orada
İsrail üye olmaz oradan bir karar çıkartılamazsa bu zafiyet diye konuşulabilir
ama burada böyle bir şey söz konusu değil. Bir ülkenin dışındaki bütün ülkeler
eğer bu açıklamayı yapma yetkisini bana verdilerse burada sizin dikkat edeceğiniz
şey budur yazılı metin değildir" diye konuştu.
Bir gazetecinin, "dünkü görüşmelerinde İsrail'in yardım konvoyuna
saldırısını, Türkiye'nin affedemeyeceği" yönünde sözlerini anımsatarak "Sizin
genellikle mesajlarınız yapıcı yöndedir. Bu kadar sertleşmenize yol açan etki
neydi?" şeklindeki sorusu üzerine Gül, şunları kaydetti:
"Gayet açık; bildiğiniz gibi ben uzun süre Dışişleri Bakanlığı yapan bir
kişi olarak dış politikada retorik yapmam. Bunu söylediysem sebebi tabii ki
vardır. Türkiye'nin varlıklarına, Türkiye'nin gemisine veya Türklerin
öldürülmesine birçok yerde şahit olmuşuzdur ama bunlar hep, ya bir terör
örgütüdür ya organize bir suç örgütüdür, zaman zaman ASALA olmuştur, PKK
olmuştur, El Kaide olmuştur veya başka örgütler olmuştur ama ilk defa bir ülkenin
ordusu, askerleri bu hatayı yapmışlardır. İlk defa bir ülkenin askerleri bu
saldırıyı yapmışlardır. Bu, belki Birinci Dünya Harbi'nden beri ilk defa olan bir
şeydir. Onun için bunu affetmemiz mümkün değildir. Bunu kabul edilebilir bir
şekilde telafi ederlerse ancak o zaman belli bir miktar bunu tamir edebilir.
Yoksa bunun unutulması Türkiye tarafından mümkün değildir. Gayet açık
söyleyeyim."
"ACTİON ALWAYS LOUDER THAN WORDS"
Zirvede, "İsrail'in 10 yardım gönüllüsünün öldürülmesini neyle
açıkladığının" sorulması üzerine Gül, herhangi bir savunmasının söz konusu
olmadığını, bunun teknik olarak mümkün olmayan bir husus olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, "İsrail'in, kurbanların ailelerine tazminat vermesi
konusunda bir davanın söz konusu olup olmadığını" soran bir gazeteciye şu yanıtı
verdi:
"Gerek uluslar arası hukuk çerçevesinde gerek ikili çerçevede olsun,
gerekli tedbirlerin hepsi alınacaktır. Bir İngilizce tabir vardır; 'Action always
louder than words' (Eylemin sesi her zaman kelimelerden yüksek çıkar) Bu çerçeve
içerisinde her şey yapılacaktır.
Bu aslında İsrail'in kendi kendini nasıl izole ettiğinin de göstergesidir
diyen 22 ülke içerisinde, 22 ülkenin 21'i kendisini nasıl izole ediyor veya nasıl
izole ettiriyor çok açık göstergedir bu. Bu, Türkiye'ye karşı yaptığı hatanın
nasıl büyük bir hata olduğunu, bunun acısını her zaman hissedecektir. Ama
İngilizce tabirle dediğim gibi kelimeler değil uygulamalar bunu
gösterecektir."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kimsenin
İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere saldırısını iç siyaset malzemesi
yapmaması gerektiğini belirterek, bunların ulusal meseleler olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Gül, Asya'da Güvenlik ve İşbirliği Konferansı 3. Devlet ve
Hükümet Başkanları Zirvesi'nin ardından düzenlediği basın toplantısında,
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, "Anayasa Mahkemesinin, Anayasa'nın bazı maddelerinde
değişiklik yapılması hakkındaki kanunun iptaline ilişkin davayı şekil yönünden
incelemesine karar vermesi" konusundaki görüşlerinin sorulması üzerine Gül,
Anayasa Mahkemesinin kararlarıyla ilgili şu anda herhangi bir yorum yapmanın
doğru olmadığını söyledi.
Gül, "Anayasa Mahkemesinin kararını beğeniriz ya da beğenmeyiz ama hukuk
kuralları çerçevesinde gereği neyse o yapılır" dedi.
"İsrail'in Türk gemisine saldırısı, iç siyaset malzemesi yapıldı. İki
muhalefet partisi de konuyu gündeme getirdi. Devletin zirvesindeki kişi olarak
siyasi partilere bir tavsiyeniz var mı?" sorusuna Gül, şu karşılığı verdi:
"Cumhurbaşkanı olarak tavsiyem şudur: Kimse bunları ne şekilde olursa
olsun iç siyaset malzemesi yapmasın. Bunlar ulusal meselelerdir. Bunlar, Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin hep beraber sahiplenmesi ve hep beraber aynı
çizgide gitmesi gereken konulardır. Bunlar polemik haline gelirse acısı daha çok
hissedilir. Bir kere siyasi polemik haline gelirse insan girdiği sokaktan
çıkamaz. Bu işe başlarsak o sokaktan kimse çıkamaz. O nedenle diğer konularla
yeteri kadar karşılıklı polemik konusu var. Böyle bir konuda polemik yapılmamalı.
Böyle bir konuda siyaset hiç yapılmamalı."
"BUNLAR ABARTMA KONULAR"
Cumhurbaşkanı Gül, yabancı bir gazetecinin, "Batılı bazı gazetelerde
'Türkiye'de yer alan ve İsrail'e İran'ı gözetleme şansı veren kurumlar
kapatılabilir' şeklinde haberler yer aldı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusu
üzerine, Türkiye'nin uluslararası konularda her şeyi tartarak doğru karar
verdiğini belirtti.
Türkiye'de böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ifade eden Gül, bunların
abartma konular olduğunu söyledi.
İran'ın, Türkiye'nin komşusu olduğunu anımsatan Gül, "Düşmanca tavır söz
konusu olmamıştır ve bundan sonra da olmaz" dedi.
Bir gazetecinin, "BM Güvenlik Konseyinin İran'a yaptırım konusunda
uzlaştığı yönünde iddialar var. BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden Rusya da
zirveye katıldı. Sizin izleniminiz nedir?" sorusu üzerine, "Şu anda böyle bir
şey söylemek mümkün değil. Henüz ortada bir şey olmadığına göre barışçıl ve
diplomasi yolu için çalışmaya vakit var" diye konuştu.
"ASYA'NIN AĞIRLIĞI ARTMAKTADIR"
Cumhurbaşkanı Gül, "Dünyada güç dengelerinin Batı'dan Doğu'ya doğru
kaydığı görülüyor. AGİT gibi örgütlerin öneminin de artacağı görülüyor. Bu konuda
ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Bu toplantıya katılıma bakarsanız, çok sayıda katılım oldu. Çok sayıda
devlet başkanı geldi. Bu örgütün üyeleri Asya'nın en önemli üyeleri ve dikkati
çeken başka bir nokta da birbirleriyle problemi olan ülkeler de bu örgütün üyesi.
Pakistan, Hindistan, İran, İsrail ve diğer Arap ülkeleri... Dolayısıyla birçok
ülke burada. Giderek bu örgüt ağırlık kazanıyor. 10-20-30 yıllık projeksiyonlar
yaptığımızda Asya'nın dünyadaki ağırlığı ekonomik olarak da siyasi olarak da
giderek artmaktadır. Bu görünen bir şey, herkesin gördüğü bir şey."