İsrail'de binlerce kişi İsrail hükümetinin 43 yıllık işgal uygulamasını ve Gazze yardım gemilerine yapılan saldırıları protesto etti.
AA
Hadaş ve Meretz partileri, Şimdi Barış, Guş Şalom, İsrail'de İnsan Hakları için Doktorlar da dahil olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütlerinin yer
aldığı gösteride, İsrailliler ve Araplar birlikte yürüyerek, hükümete İbranice ve
Arapça istifa çağrıları yaptı. Protestocular, "İşgale son, barışa evet", "İki
halk için iki devlet" sloganları attı.
Tel Aviv'in Rabin Meydanı'nın hemen yanıbaşında toplanan ve en büyük caddelerinden İbn Gvirol boyunca yürüyen binlerce kişilik kalabalık, ellerinde
İsrail, Filistin ve Hadaş'ın kırmızı bayrağını taşırken, bir kaç kişinin de Türk
bayraklarıyla gösteride yer aldığı görüldü. İsrailli bir Arap genç, Türk
bayrağıyla gelmesinin, Türkiye'nin Filistin sorununa verdiği destekten
kaynaklandığını söylerken, bir İsrailli de, kırmızı zemin üzerinde beyaz ay ve
beyaz Davut yıldızını birlikte resmettiği kendi yaptığı bayrağı taşıdı.
İsrailli genç, Türkiye ile İsrail dostluğunun bozulmasını istemediğini
belirtip, "Türkiye bizim için çok önemli bir ülkedir. Bölgede önemli bir güç ve
bizim gibi demokrasi ile yönetilen tek ülkedir" dedi. Aynı İsrailli, hükümetin
içinde yer alan aşırı sağcı bakanları da yaşanan gerilimin sorumlusu olarak
gösterip, bu hükümetin İsrail'i dünyadan kopardığını, soyutlanmasına neden
olduğunu kaydetti.
Gösteri sırasında aşırı sağcılar da hem göstericilere küfretti hem de
zaman zaman Türkiye aleyhtarı sloganlar attılar. Polis grupları ayırmak için
geniş güvenlik önlemleri aldı.
MAVİ MARMARA'DA ÖLENLERİN İSİMLERİ DE GÖSTERİDE
Gösteriye, Mavi Marmara gemisinde ölen 9 kişinin adının yazıldığı pankartla katılan ve adını sadece Rami olarak veren bir İsrailli genç de gemide
ölenler ve aileleri için çok üzüldüğünü ifade etti.
Rami İsrail hükümetini kınayarak, ölenlerin ailelerinden ve Türk hükümetinden özür dilemesi gerektiğini ifade etti.
Etraftaki aşırı sağcıların saldırısından korkup korkmadığına ilişkin bir
soruya da aynı genç, "Korkuyorum tabii ama ölen insanlar ve ailelerine de onlarla
dayanışma içinde olduğumu göstermek istiyorum" dedi.
Parlamentodaki Arap milletvekillerinden Hadaş partisi Başkanı Buhammed
Barake, aynı partiden Dov Kenin, Meretz lideri Haim Oron, Meretz partisi lideri
Haim Oron, Guş Şalom örgütünün kurucularından Uri Avneri ile Şimdi Barış Örgütü
Genel Sekreteri Yariv Oppenheimer de gösteriye katılanlar arasında yer aldı.
Uri Avneri, İsrail'i giderek batıran hükümetin gitmesi gerektiğini, bu
hükümet başta kaldığı sürece İsrail'in uluslararası arenada hak ettiği yeri
bulamayacağını dile getirdi.
OLANLARIN SORUMLUSU HÜKÜMET
Gösteriye katılan bir diğer İsrailli Lui Fishman da AA muhabirine Türkçe, "Ben tarihçiyim, hem İstanbul'da hem Tel Aviv'de oturuyorum. Olanlara ne kadar üzüldüğümüzü tahmin edemezsiniz ama bunların hepsi geçecek. Buna eminim" dedi.
Fishman, yaşanan son gemi baskınından İsrail askerlerinin değil, İsrail hükümetinin sorumlu olduğunu ifade etti.
Gösteriye katılanlar yürüyüş sırasında ve toplandıkları meydanda sık sık Türkiye'ye destek sloganları atarken, göstericilere Hadaş adına hitap eden bir
kişi de İsrail ve Filistin barışı yanı sıra, bölge barışı için Türkiye'ye de
kulak verilmesini istedi.
Meretz Partisi Başkanı Oron, filo krizinin bir "mantıksızlık ve
ahmaklığı" yansıttığını vurgulayıp, bu sıfatların hükümetin genel icraatından da
soyutlanamayacağını belirtti. Şimdi Barış Genel Sekreteri Yariv Oppenheimer de
ülkesi için endişe duyduğunu belirtip, "Bizi hafızalardan silecek bir hükümet
tarafından küçük düşürülüyoruz" dedi.
Oppenheimer, bu hükümetin artık gitmesi gerektiğini vurgulayıp,
meydanlardan verilen mesajın, yalnızca sol kesimden değil, bir çok farklı gruptan
insanın ortak düşüncesini yansıttığını dile getirdi. Oppenheimer, "Siyonistler
arasında da sağcı hükümetin bıkkınlık getirdiği düşüncesi yaygın" dedi.
Oppenheimer, gemi krizinin bir halkla ilişkiler konusu olmanın çok
ötesinde olduğunu vurguladı.
Polisin, sol partilerle, insan hakları örgütlerinin gösterisine aşırı sağ
grupların müdahale veya saldırısını önlemek için çok geniş güvenlik önlemleri
almasına ve yürüyüşçüleri yolun iki tarafında kurduğu bir hatla koruma altına
almasına rağmen, zaman zaman bireysel saldırıların da geldiği gözlendi. Aşırı
sağcılar hem göstericilere küfretti hem de zaman zaman Türkiye aleyhtarı
sloganlar attı.
Polis, aşırı sağcıları göstericilerden uzaklaştırmaya çalışırken,
konuşmaların yapıldığı alanda binlerce kişinin içine, henüz kimliği
belirlenemeyen bir kişi tarafından siyah dumanlar çıkaran bir bomba atıldı.
Gösteride ufak bir panik havası oluşmasına ve bazıları dumandan rahatsız
olmalarına rağmen, kısa sürede kalabalık sakinleşti, herhangi bir yaralanma da
meydana gelmedi.
Gösterinin dağıldığı saatlerde ise, Filistin davasının savunucuları
arasındaki yazar Uri Avneri ve eşi, bir taksiye binmek üzere yürürken bir aşırı
sağcının tacizine uğradı. Ancak polis, Avneri ve eşinin, herhangi bir saldırıya
maruz kalmadan uzaklaştırılmasını sağladı.