Türk Eğitim Sisteminin En Önemli Ayaklarından Biri Olan Düz Liseler Tarihe Karışıyor.
Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü, eğitim konusunda atılan yeni bir adıma dikkat çekti. İşte o yazı:
Türk eğitim sisteminin en önemli ayaklarından biri olan düz liseler tarihe karışıyor. Klasik liseler olarak da bilinen düz liselerden altyapısı güçlü olanlar, anadolu lisesine dönüştürülecek. Diğerleri ise meslek lisesi haline getirilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı'nca geçen hafta yayımlanan genelgeye göre, düz liselerin anadolu liselerine dönüştürme projesi en geç 2013'te tamamlanacak.
Söz konusu liselere hazırlık sınıfı konulmayacak ama yabancı dile ağırlık verilecek.
Bu düzenleme çerçevesinde 6, 7 ve 8'inci sınıflarda yapılan Seviye Belirleme Sınavı Sbs'nin de kaldırılarak yerine sadece 8. sınıfta yapılacak OKS benzeri bir sınav getirileceği belirtiliyor. Bu durumda anadolu lisesini kazanamayan öğrenciler doğrudan meslek liselerine yönlendirilmiş olacak.
MEB genelgesine göre, nüfusu 10 binin altında olan ilçe ve beldelerdeki genel liseler, gerekirse kapatılacak. Nüfusu 10 ile 20 bin arasında olan ilçelerde bir, 20 ile 40 bin arasında olan ilçelerde iki, 40 binin üzerinde nüfusu bulunan yerleşim birimlerinde ise öğrenci sayısı ve gelişmişlik düzeyi dikkate alınarak yeterli sayıda anadolu lisesi açılabilecek. Bu çerçevede, çok programlı liselerin genel liseleri de kapatılacak.
Ne yapılmaya çalışılıyor?
Aslına bakılırsa yeni düzenleme genel liselerin tabelasının değişmesinin ötesinde bir işe yaramayacak. Zaten bu süreç Hüseyin Çelik'in bakanlığı döneminde başlatılmış ve neredeyse her yerleşim birine bir anadolu lisesi açılmıştı. Şu andaki verilere göre 966 anadolu lisesi var. Ama bunlardan sadece 10'unda hazırlık sınıfı bulunuyor. Yani sadece 10 anadolu lisesinde eski anlamda yabancı dille eğitim yapılıyor.
Yeni uygulamayla, 1 366 klasik liseden bin kadarı daha anadolu lisesi haline getirilecek. 500'e yakını ise ya kapanacak ya da meslek lisesi haline dönüştürülecek.
Peki, bu tabela değişikliğinin eğitim sistemine, öğrencilere ve öğretmenlere ne katkısı olacak? Örneğin, daha iyi yabancı dil mi öğretilecek yoksa üniversite başarısı daha mı artacak?
Her iki konuda da iddialı konuşmak abartılı olur. Belki ileride bu konularda iyileşme olabilir. Ama yakın zamanda yabancı dil konusunda bir zıplama beklemek hiç de gerçekçi olmaz.
Ama olumlu gelişmeler de söz konusu. Örneğin sınıf mevcutları 36 ile sınırlı hale getirilebilir. Öğrenci ve öğretmenler anadolu lisesinde okuyoruz, anadolu lisesinde görev yapıyoruz diye kendilerini manevi anlamda daha güçlü hissedebilirler. Velilere de çocuğunun anadolu lisesinde okuyor olması sempatik gelebilir. Hatta tekli eğitime geçileceği için alkış da tutabiliriz. Ama ya bir kaç yıl sonra? İşte o zaman şapka düşüp kel göründüğünde değişen çok fazla bir şey olmadığı görülecek. çünkü değişen sadece ve sadece isimler olacak...
Kazanamayan ne olacak?
Yeni sisteme göre, öğrenci anadolu lisesi ile meslek lisesi arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılacak. Anadolu lisesine girmeye hak kazanan bu okulda okuyacak. Peki ya kazanamayanlar? Meslek lisesine de gitmek istemezse ne olacak? Lisede okuyamayacak mı?
Bir ilçe düşünün; bir anadolu lisesi, bir de meslek lisesi var. İlköğretim okullarından 300 öğrenci mezun oldu ve bunlardan 150'si anadolu lisesini tercih etti. Oysa kontenjan 120. Geriye kalan 30 kişi ne yapacak? Meslek lisesi dışında kendilerine bir alternatif sunulmayacak mı?..
Sbs'nin geleceği
6 ve 7'nci sınıflara yönelik Sbs'nin kaldırılacağına yönelik söylentiler aylardır dile getiriliyor. Ama bir türlü arkası gelmiyor. Sınav sonrasında açıklanacağı söyleniyor. Ama bu haksızlık. Madem kaldırılacak, öğrencilere bu stres neden yaşatılıyor? MEB bu konuda mutlaka bir açıklama yapmalıdır.
Yeni müsteşar
MEB'de müsteşarlık makamı uzun süredir boş gibiydi. Talim Terbiye Kurulu eski Başkanı Ziya Selçuk'un bu göreve getirileceği yönündeki söylentiler giderek yoğunluk kazandı. Selçuk, çelik döneminde göreve gelmiş, yine onun döneminde istifa etmişti. Tekrar kendisine dönülmesi şaşırtıcı. O kadar çok bağlantısı var ki onlardan kurtulup bu zor göreve hakkını vermesi en büyük temennimiz.
Atanırsa, umarız bunu başarır.
Özetin özeti: çubukçu nihayet MEB'e damgasını vurmaya çalışıyor...