ANTALYA Altın Portakal Film Festivali’nin programı açıklandı.

Başarılı bir festival olacağına inanıyorum.

Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın’a da, festivalin direktörü Vecdi Sayar’a da güveniyorum.

Yarım yüzyıla yakın bir süredir gerçekleştirilen bu festivalin artık kurumsallaştığımdan kuşkum yok. Bütün belediye başkanları bu festivale gereken özeni gösterdiler.

Festivallerin önemini, işlevini anlatmanın gereği yok. Ödül alan filmlere ekonomik katkı yapıldığı gibi, adlarının duyurulması, seyirciye ulaşması, sinemalarda yer bulması açısından da önemli bir görevi yerine getiriyorlar. 10 ile 17 Ekim günleri arasındaki festivale bir gün bile olsa katılmak beni mutlu edecek.

İyi film yönetmeni Erden Kıral da bu yıl seçiciler kurulu başkanı.

Festival sırasında, bu filmleri halkın da seyretmesi sağlanacaktır sanırım. Özellikle sinema dünyasının ünlü adları bu kente gelmişken sinema üstüne konuşmalar, çalışmalar da yapılacaktır.

* * *

FESTİVALLERE iki açıdan bakarım, özellikle yurdumuzda yapılanlara.

Ustaların çalışmaları, sinemanın geldiği düzeyi gösterir. İlk filmlerini sunanlar da, geleceğin ustaları listesine adaylıklarını yazdırırlar.

Yarışmalı bölümde ilk filmleriyle yer alan yönetmenlerin adları ve filimleri şöyle:

Emre Şahin - “40”

Meriç Demiray - “Babam Büfe”

İlksen Başarır - “Başka Dilde Aşk”

Miraz Bezar - “Min Dit”

Bahadır Karataş - “Usta”

Mahmut Fazıl Coşkun - “Uzak İhtimal”

Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan - “İki Dil Bir Bavul”

Mehmet Bahadır Er ve Maryana Gorbach - “Kara Köpekler Havlarken”

Sinema seyircileri bu adları belleklerine yerleştirsinler diye yazdım, ilerde Türk sinemasının uluslararası çapta yönetmenleri olabilirler diye.

Prof. Dr. Mustafa Akaydın’ın bir teşekkür cümlesini buraya almayı gerekli buldum:

“Festival’in 1 milyon 200 bin TL’lik kaynağını peşin olarak gönderen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a çok teşekkür ediyorum.”

Sanatı, kültürü siyasetin üstünde tuttuğu için doğru bir davranış. Sanata, kültüre partiler üstü bakmalı.

Ancak Başbakanlık Tanıtma Fonu’ndan bir katkı gelmemiş. Bu fonun nasıl çalıştığını, nelere yardım yaptığını bilmiyorum, onun için mekanizmasını bilmeden eleştiri yapmak istemem. Ancak aynı yakınmayı İstanbul Bienali konusunda da yansıtmıştım.