639 yılında İslam ordusu, savaş olmaksızın bölgeyi almasıyla Hz Ömer’in bu bölgeye geldiği bazı kaynaklarda yer almaktadır Bundan sonra Ayıntap valiliğini Halid Bin Velid – Ebu Ubeyde gibi valilerin yönettiği söylenebilir Bu bölge Abbasilerin eline geçince bölgeyi Türk valiler idare etmişlerdir Harun Reşit zamanında buralar çok terakki etmiş El Cezire o sıralarda 4 büyük bölgeye ayrılmıştı Bu bölgelerden biride Nizip bölgesiydi Kayıtlara göre Ayıntap bölgesi bir süre Halep’ den alınarak Nizip bölgesine bağlanmıştır Bölge Abbasi- Bizans savaşları sırasında bir süre Bizans yönetimine geçse de
780 yılında Harun Reşit’in oğlu Mutassım’ ın Anadolu’da Bizanslarla yaptığı savaşlardan sonra tekrar alınmıştır Abbasiler devrinde Nizip çok gelişmiştir Kayıtlara göre, Ayıntap o sıralarda bir sü*re Halep'ten ayrılarak Nizip'e bağlanmıştır
835-884 yıllarında bölgeye hakim olan Tulunoğulları
868 yılında Suriye ve Nizip’i ele geçirdiler
925-1013 tarihleri arasında Nizip ile çevresi Halep ve ratoru 2 Romanos ve Nikephoros Fokas ile çarpışarak, Handani’ ler egemenliğinde kalmasını sağlamışlardır Bölge daha sonra kısa bir süreliğine yine Bizans ve sonrasında Fatımilerin eline geçti
1071 Malazgirt savaşından sonra Nizip bölgesi hızla Türkleşmeye başlamıştır Alparslan’ın kumandanlarından Afşin beyin zaptettiği yerler arasında Nizip’te vardı Afşin Bey'in Nizip'i yağmaladığını tarih kitapları yazmaktadır Gelişmemiş, yoksul bir yerleşmenin yağmalanmaya değer görülmeyeceğinden hareketle, o dönemde Nizip'in bölgenin en gelişmiş, zengin kentle*rinden olduğunu söylemek zor değildir Bu özelliği Afşin Bey'in buralara kadar gelip kenti yağmalamasını cazip kılmıştırAnadolu Selçuklu Devleti sultanı Kutalmış oğlu Süleyman, Antakya'yı Bizanslılardan alın*ca Harim, Dülük ve Nizip kendiliklerinden Anadolu Selçuklu yönetimini kabul ettiler
1098 yılında Edez Kontlugu 1 haçlı seferiyle Anadolu Selçuklu sultanı 1 Kılıç Arslan ile savaşarak bölgeyi 8 ay kuşatmıştır Bu sıralarda Musul Atabeyi İmadettin Zengi Müslümanların savunuculuğunu yapmak amacıyla Haçlılardan bu bölgeyi geri almıştır
1145 Konya Selçuklu Sultanı Mesut tarafından
1149 da Telbaşar’ın kuşatılmasıyla haçlılar ile Türkler arasında Nizip bölgesinde büyük bir savaş yapıldıDaha sonra buralar Türklere teslim edilerek Selçuklu sultanı Nür-al-din in eline geçti
1150 yılında Selçuklulara, bir dönem Fatimilere, son Haçlı seferleri sırasında Hıristiyanlara,
1187 yılında Salahaddin Eyyubi' nin Haç*lıları büyük bir yenilgiye uğrattığı Hıttin Sa*vaşı sırasında Tilbeşar ve Ayıntap kaleleri önünde yaşanan çok çetin çarpışmalar sonunda bölge Eyyubi egemenliğine girdi
1275'te bu kez Memlük hükümdarı Bay*bars bölgenin denetimini ele geçirdi Mem*lükler döneminde bölge mamur hale getiril*di Öyle ki, bu dönemde Ayıntap' a Küçük Buhara, Küçük Şam gibi adlar verildiBölgemize Memluklular hakim olunca XII yüzyılın ortaları bölgemiz için bir kalkınma çağı olmuşturMemluklular devri zaman zaman bazı istila ve işgallerle kesintiye uğramıştır
1388'de Emir Suli ve Mintaş gibi Türkmen beylerinin
1400'de Timur'un,
1420'de de Irakeyn emiri Kara Yusuf'un sal*dırılarına uğradı
14 yüzyılın ortalarında Dulkadiroğulları Beyliği'nin yönetiminde bulunan Nizip, ak*rabalık dolayısıyla Memlüklerle Osmanlılar arasındaki çekişmeler sırasında bazı savaşla*ra sahne oldu
15 YY ortalarında Dulkadir oğulları beyliğinin yönetiminde bulunan Nizip, Osmanlı ve memlukların çekişmeleri sırasında bazı savaşlara sahne olmuştur
1471 de Dulkadirli beyi Şehsuvar Bey Memlük ordusuna yenilince bölge bir süre Memlüklerin elinde kaldı
OSMANLI TARİHİNDE NİZİP
1515'te Hadım Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri Dulkadiroğulları beyi Alaüddev*le'yi büyük bir bozguna uğratarak beyliğin topraklarını, Fatih Sultan zamanında Osmanlı topraklarına kattıysa da bölge kısa bir süre sonra tekrar Memlüklere geçti
1516 yılında bölge tamamıyla Osmanlı İmparatorluğunun hâkimiyetine girmiştirYavuz Sultan Selim yönetimindeki Osmanlı ordusu Mısır seferine çıkarken Antep’e yaklaştığı sırada Memlukların Antep valisi Yunus bey tarafından kabul edildi Yavuz Sultan Selim Antep’te bir süre kalarak Mercidabık savaşının planlarını yaptı Bu sırada Kocatepe (Tılfar) beldesine gelerek incelemede bulunduğu da rivayet edilirYavuz Sultan Selim’in ölümünden sonra Dulkadiroğlu beyliği Maraş, Malatya, Antep, Zulkadriye sancaklarını kapsayan bir beylik haline geldi Bu zamanda Nizip ve Antep Maraş eyaletine bağlı bir sancak merkezi oldu
1649 yılında Evliya Çelebi Şam’dan Anadolu’ya geçişinde Nizip’den de geçmiş ve izlenimlerini şöyle kaleme almıştır
“Nizip, Fırat ırmağının batı yönünde, çöl içinde, yüksek bir dağın eteğinde hanlı, camili, hamamlı, küçük çarşılı mamur bir kasaba olup bağı bahçesi yoktur Daima Birecik kasabasına eklenip nahiye olmuşturHarun şehir zamanında mamur bir şehir imiş Ayıntap kıble yönünde bir kaynak olup yaya adım bir günde varıp gelinir Birecik’e ise 6 saatte”
Bölgemiz zaman zaman Celali zorbalarının şerrine de uğramıştır
Nizip'te 29 Haziran 1839 'da Osmanlı ordusu ile Mısır valisi Mehmet Ali pasa arasında Nizip savasi gerçekleşmiştir
14 mayıs 1833 yılında Mısır valisi Mehmet Ali pasa ile Osmanlı padişahı IIMahmut arasında yapılan Kütahya anlaşmasından iki tarafta hoşnut değildi II Mahmut, Mehmet Ali paşaya verilen Suriye, Adana, Girit ve Cidde gibi zengin eyaletleri geri almak istiyordu Mehmet Ali paşada elde ettiği kazancı az buluyordu Mısır’ın ödemesi gereken vergide anlaşmazlık konusuydu Diğer taraftan İngiltere Suriye ve Mısır ticaretini kendisine kapayan Mehmet Ali paşanın doğu Akdeniz’ de kuvvetli bir devlet kurmasını istemiyorduFransa ise Mehmet Ali paşaya mısırdaki ıslahat hareketlerine yardim ettiği için, Mısırda önemli bir yer edinmişti Bu nedenle İngiltere’de Osmanlı devletini, Mehmet Ali pasa ile savaşmaya kışkırtıyordu 1834'te Lübnan da Mehmet Ali paşaya karsı bir ayaklanma çıkınca ve Fırat dolaylarındaki Dürzilerde Osmanlılara karsı baş kaldırınca Osmanlı devleti bunu fırsat sayarak Suriye ve Lübnan’daki Mısır egemenliğine son vermek istedi Hafız Mehmet paşanın komutasında Urfa’ya bir ordu gönderildiOsmanlı ordusunda basta Moltke olmak üzere dört tane Prusyalı kurmay subay vardı Bu sırada 40000 kişilik Mısır ordusu Halep’te bulunuyordu İki ordu şayi bakımından birbirine eşitti Mehmet Ali paşanın oğlu İbrahim paşanın yönetiminde olan Mısır ordusu, Osmanlı ordusuna saldırma emri alarak Nizip ile Birecik arasındaki ovaya geldi Bu sırada Osmanlı ordusunun durumu daha iyi idi Osmanlı ordusunun Prusya kurmaylarının sözlerini dinlememesi ve oyalanmasından yararlanan İbrahim pasa , kendi kuvvetlerini Osmanlıların kanatlarını kuşatacak biçimde düzenledi, sonunda Mısır ordusu saldırıya geçerek Osmanlı ordusunu dört saat içerisinde ağır bir yenilgiye uğrattı Böylece İbrahim paşaya Anadolu kapıları açılmış oldu Osmanlı devleti bu zor durumdan, İngiltere, Avusturya, Rusya, ve Prusya gibi büyük devletlerin müdahalesi ile kurtulabildi
Melike şark mektuplarında yana yakıla söyle diyor
"Düşmanın yaptığı manevraya göre, bizim Birecik karsısındaki müstahkem mevkii tutmamız lazımdırHafız pasa bunu kabul etti ve hareket saati kararlaştırıldı Pasa yeşil çadıra girdi, bir müddet sonra çıkınca Alman zabiti bakıyor ki , pasa bambaşka bir pasa olmuştur, az evvelki kararından 90 derece dönüş yapmıştır, çünkü yeşil çadır ricat etmek, namusa yakışmaz demiş Aksam üstü vaziyet büsbütün vahimleşince paşanın çadırında meclis kuruldu, Alman zabiti Moltke, ricattan başka çare olmadığını söyler, fakat sözü dinlenmeyen Moltke asabi bir hiddetle istifasını veriyor ve çekip gidiyor”
Mehmet Ali paşanın ordularının haberi İstanbul’a gelmeden biraz önce IIsultan Mahmut öldü yerine Abdülmecit geçti bu sırada donanma komutanı Ahmet pasa , Osmanlı donanmasını İskenderiye’ye götürerek Mehmet Ali paşaya teslim etti ordusunu ve donanmasını kaybeden Osmanlı devleti çok kötü bir duruma düştü bu yenilgiden sonra basta İngiltere olmak üzere Avusturya, Prusya, Rusya ve Osmanlı devletinin delegeleri Londra’da toplandılar mısır sorunu müzakere ederek Londra mukavelesini 1840 da imzaladılar 1904 yılında belediye olan şehrimiz bu günkü Birecik ilçesine bağlı idi