aşkın türleri;)
İlk aşk
Ne yaparsanız yapın, ilk aşkınızı unutmanız mümkün değildir. Yıllar sonra dönüp, "ben ona nasıl aşık olmuştum acaba" diye pişmanlıkla karışık garip bir duygu da yaşayabilirsiniz, olsun. O, size ilk aşkı tattırmış, en önemli yaşam tecrübelerinizden birini yaşatmıştır. Aranızda geçenler acı bile olsa, dönüp minnetle anacağınız biri hep var olacak. Daha ne olsun?
Yıldırım aşk
Var mı yok mu tartışmasının içinde değiliz. Diyelim ki var. Demek ki bazılarının duyguları yağmur olup yağabiliyormuş. Yıldırım aşkla başlayıp yıllar süren beraberlikler de var üstelik. Barda oturan kadını/erkeği görüp "bu akşam nasıl yatağa atarım?" diye düşünenlerden bahsetmiyoruz elbette. Sözünü ettiğimiz gerçek yıldırım aşk. Tek dikkat edilmesi gereken, sürekli yıldırım aşka tutulanların genellikle kendi yarattıkları illüzyonun peşinden koşmaları, gerçekle karşılaştıklarında da yeni bir illüzyon yaratmalarıdır.
Olanaksız aşk
Bazen yolda yürürken rastlarız, bazen en yakınımızda bulunabilirler. "Bu ikisi bir araya nasıl gelmiş?" diye düşünürüz. Kendi başımıza geldiği de olmuştur, pedini sağa sola bırakan bir kadın ya da televizyondaki futbol maçını seyrederken daha önce hiç duymadığınız küfürler eden bir adam. Aman Allahım?" dersiniz. Ama olmuştur bir kere. Her aşkın olanaksız bir tarafı vardır gerçi, çoğunlukla bunları görmemeyi yeğleriz. Ama bu olanaksız taraflar bazen o kadar ağır basar ki, aşkın hem kaynağı, hem iddiası, hem motorize gücü, hem de terminatörü olurlar.
Yasak Aşk
Men edilmiş, engellenmiş ve çoğu zaman da yasadışıdır. Ama aşığın gözü görmez ki... Belki de aşkı aşk yapan bu "illegal" tarafıdır. Kimbilir?
Platonik Aşk
Onu görmek bile sizi heyecanlandırırken, o sizin yanınızdan, geçip gider. Siz heyecandan sapır sapır titrerken, o işiyle meşgul olur. O sizin için hayatınızdaki en önemli kişiyken, siz onun için sıradan birisinizdir. Hem aşık hem de salak hissedersiniz kendinizi... Davranışlarından, konuşmalarından işaretler alıp, umutlanır, bozulur, küsersiniz. İnsanın bir kereliğine bu duruma düşmesi, tecrübesizlikle yorumlanıp, bağışlanabilir. Ancak, bir kereden fazla başınıza geldiyse, oturup kendi hakkınızda düşünmenizde yarar var.
|