mackenzie elijah'a durumu anlattı. elijah zaten durumun farkındaydı. ondaki yeteneklerin haddi hesabı yoktu ve tabi ki de olup biteni takip edebiliyordu...yardım edecekti elbette...fakat ya kırgınlıkları? tekrar düzelecek miydi bu kalp kırıkları?

Neticede ne olursa olsun Crimson'un acı çekmesine dayanamazdı ve onu kurtardı.
Şimdi Crimsonun bir seçim yapması gerekiyordu...

crimson elijah ile açık açık konuşması gerektiğinin farkındaydı...

elijah onun karşısında utana sıkıla konuşmasına bile dayanamıyordu...peter ise öfkeden deliye dönmüştü...o elindeki hiçbir şeyi kaybetmeye tahammül edemezdi. bu işin böyle bitmeyeceği, buna izin vermeyeceğini biliyordu...

-aylar sonra-

elijah crimson ile beraber çalışmalar yapmaktaydı...crimson vampirizmden uzak kalmaya çalışıyordu ama zordu işte...elijah ise bunun bir çözüm yolunu aramaktaydı... en mantıklısı, Elenor Dağı'nda yaşayan ailesini ziyaret etmekti...ama yalnız başına

O sırada Cordelia(yeni arkadaş), Mackenzie ve Josh(bu da yeni)
Onlara tarçınlı havuçlu kek getirmişlerdi.

Crimson "Vanessa nerede" diye sordu.

Josh "Sana havuçlu kek yaptı, şimdide beşamel soslu tavuklu krep yapmaya çalışıyor" dedi ve gülümsedi.

Cordelia iri, koyu kahverengi gözlerini kırpıştırarak
"Mutlaka yemelisin, bende yardım ettim " dedi.

Esmer güzeli Cordy henüz sadece 16 yaşındaydı...
Yanii Mackenzieden 2 yaş küççük ıhh

(bak hele ya)

hayatında yediği en güzel kekti bu...

crimson onlara elijah'ın gitmek zorunda olduğunu, vampirizmden ancak ordaki iksiri alarak kurtulabileceğini anlattı. crimson korkuyordu. uzun süredir kan içmediğinden, eskigücünü yitirmişti ve elijah'tan aldığı güç ise bir süreliğine olmayacaktı. dışarda bir sürü düşmanları vardı...

Mackenzie, ona kan bulacağına dair söz verdi.
Olmasa bile bağışlanmış kan içecekti.

Kim ona gönüllü olabilirdi?

Tabii Elijah bu iş için hazırdı.
Onu yedekte bekletmeye karar verdiler.

Crimson bu gece ava çıkacaktı...

heyecanlanmıştı. gözleri yine zümrüt yeşiline dönüşüverecekti belki de...herşey o kana bağlıydı...ve arkadaşları, ne kadar iyilerdi...crimson belki de dünyadaki en şanslı varlıktı.

E ama Mackenzie'nin çok uykusu gelmişti.
Artık zar ve de zor duruyordu ayakta....

herkes yarın geceki av için heyecan içinde uykuya daldı(o zaman...)

Allah rahatlık versin bebeküm