|
Sponsor |
|
||||
Cevap: Hikaye Serisi Yazıcaz :)
Derken Frank.
Hogwarts'a gider. Gaz odasını bulur ve açar. Yerde baygın yatan; Dudakları kan kadar kırmızı, teni kar kadar beyaz, aşırı güzel bir insan evladı bulur. Kız Fransız ya. Bu yüzden asil olduğu herhalinden bellidir. Sonra Adolf Hitler'le karşılaşır. Adolf "Oooo demek sen Frank Fox'sun" Frank kılıcı ile hamle yapar. Derken karşısına bir hassiliks çıkar. Frank onu yere serene kadar, Adolf kız öğrencinin kanını içer. Ve sonra " sen beni öyle kolay yere yıkableceğin mi sandın?" der Frank "Seni yok etmezsem, bende Frank değilim" der. Sonra Adolf asasıyla havada harfleri birleştirir. ^I'm Lord Hitler^ yazısı çıkar. Frank şaşırınca da "eski nüfus müfürünün yanlış yazdığı ismi kullanmamı beklemiyordun herhalde?" der. O sırada Elena'nın günlüğünü yanına almayı unutan Frank'a kızan Kenzie günlüğü almaya gider... |
|
||||
Cevap: Hikaye Serisi Yazıcaz :)
Tüm bunlar olurken Eleno Dağı'nda...
Elijah ailesini yüzyıllardır görmemişti. Hissettikleri özlem ve nefretin en yoğun harmanıydı şimdi. Crimson'ı düşünüyordu. Ne yapacaktı onsuz... Crimson tüm gün koşuşturmuştu. Günlerce tek bir odada kalmanın acısını çıkarırıcasına etrafa sorular yöneltmeye başladı. Bir ara vampirizimden kurtulduğuna yemin edebilirdi. Ama yine başlamıştı... sanki ters giden birşeyler vardı... Peki ya şu frank denen adamın dedikleri? kardeşiymiş... hani vampirizmin etkisinden kurtulmuştu...neden şimdi damarlarında hissediyor o hissi tekrardan...neden kilometrelerce ötedeki kalp atışlarını dahi duyuyor? Tüm bunları düşünürken vaktin de yaklaştığının bilincindeydi...av vaktiydi... |
|
||||
Cevap: Hikaye Serisi Yazıcaz :)
Yoksa Crimson hala bir vampirmiydi? Peki Frank nasıl vampir olmuştu?
Olamaz! Frank'da Elijahı uzun zamandır görmüyordu. Yoksa Elijah Crimson'nın yerine kendimi feda etmişti. Elijah şimdi nerdeydi? Bunu öğrenmenin bir tek yolu vardı. Elanor dağına gitmek. Bu sırada Frank gaz odasındaki sırrı çözmeye gitmişti ama günlüğü unutmuştu. Neyse ki Kenzei onu hemen getirmişti ve Lord Hitler'i orada etkisiz hala getirmişti. Bu sadece onu durdurmaya yetmişti. Onu yok edememişti. Frank işini bitirdikden sonra teşekkürlerini alarak Crimson'a bir mektup yazamaya gitti. Mektupda şöyle diyordu. "Sevgili Küçük Kardeşim Crimson; Anlaşılan sen hala bir vampirsin ama ben de vampirim. Bunun böyle olmasının bir tek nedeni olduğunu düşünüyorum. Elijah senin yerine kendini benim vampir olmam için feda etmiş olabilir. Eğer el ele verirsek Elijah'ı kurtarabiliriz. Elanor dağında bir yerlerde tutsak olduğunu hisseder gibiyim. Benimle birlikte onu kurtarmaya gelir misin?" |
|
||||
Cevap: Hikaye Serisi Yazıcaz :)
Frank'ın mektubunu okyan Crimson, nasıl işlerin bu kadar karışabileceğine inanmaz bir haldeydi...Ama yapılması gerekeni biliyordu. Gece çıktığı avdan eskisinden daha güçlü bir halde döndüğünün farkındaydı ve elinden geleni yapacağından şüphesi yoktu.
* Eleno Dağın'da işler karışıktı. Elijah ilk gittiğinde durumun farkında değildi fakat dağın büyü ile kaplandığını ve büyünün bir lanet tarafından gizlendiğini sonradan farketti... Barbar Krator Hanedanlığı Elijah'ı ele geçirmek için Eleno dağını ve elijah'ın ailesini zaptetmişlerdi. Amaçları dünyaya egemen olmaktı. Bunun tek çözümü de Elijah'ın sınırsız güçleriydi. Dağın dünya ile bağlantısı kesilmişti. Elijah tekliflerini reddedince her gün, bir yılmış gibi geçmeye başladı onlar için. Barbar hanedanlık, Elijah dahil tüm halka işkence ediyordu. Durumu bir tek Venessa biliyordu. Kimseye söylememişti henüz. Söylememsinin gerekçeleri vardı tabi... * Crimson, Frank'ın barına doğru yola koyuldu. |
|
||||
Cevap: Hikaye Serisi Yazıcaz :)
Lilly Frank'ın ona emrettiği gibi masalara içkileri dağıtmakla meşguldu.
Bar 7/24 iş görüyordu. Arkasını dönünce Crimson'u kapıda gördü. Hemen yanına gitti. "Bak şu masadaki simsiyah saçlı, beyaz tenli güzel kızı görüyor musun?" Crimson: "evet. ne olmuş ona?" Lilly: "Frank'ı görmeye gelmiş. Gaz odası filan dedi. Hayatını kurtarmış falan. Aksanı bir garip; Bence kız Fransız..." Crimson "Güzel ama benim Frank'ı daha önce görmem lazım." Lilly "Tamam o zaman gel benimle" dedi ve onu bileğinden tutup Frank'ın yanına götürdü... |
|
||||
Cevap: Hikaye Serisi Yazıcaz :)
Frank karşısında Crimsonu görünce şaşırmıştı. Ayağa kalkarak Crimson'ın ellerinde tuttu ve ona "Beni affetebilecekmisin küçük kardeşim" dedi.
Crimson bir dakika kadar durakladıktan sonra "Evet seni affediyorum." dedi. Frank "çok büyük hatalar yaptım ve şimdi bunları telafi etmek için elimden geleni yapacağım. Elijahı sandığımız yerde bulursak sana bir teşekkür borçluyum. Benim yüzünden başının tehlikeye girmesini istemezdim beni affedecek kadar erdemlisinidir umarım." der ve Crimson Frank'ın ofisinden çıkıp Lily'nin bahsettiği kızın yanına gider. |
|
||||
Cevap: Hikaye Serisi Yazıcaz :)
"Sen de kimsin?"
Crimson bu kızı daha önce bir yerlerde gördüğüne yemin edebilirdi. Fakat kız bir o kadar da yabancı duruyordu gözlerine... Ne diyeceğini bilemedi kıza. Onun konuşması için bekledi. |