Jeffery Dahmer
Amerika’nın ünlü seri katillerinden Dahmer, çoğu Afrikalı ve Asya kökenli 17 adam ve erkek çocuğunu öldürmüştür. Öldürmeden önce çoğuna işkence ve tecavüz ederek mağdurların uzuvlarını koparmış ve ölülerle cinsel ilişkiye girip sonradan onları yemiştir. Hapishanedeyken oda arkadaşı tarafından spor salonunda öldürülmüştür.
Çocukluğu normal geçmiştir fakat 10 ve 15 yaşları arasında gittikçe kendini diğerler arkadaşlarından uzaklaştırmış, iletişimi azaltmış ve hobilerinden vazgeçmiştir. Zamanının çoğunu bisikletiyle gezip ölü hayvan arayarak geçirmiş, bulduğu hayvanları da evde toplamıştır. Liseden mezun olana kadar adeta bir alkoliğe dönüşmüştür.
22 yaşında anneannesinin yanına taşındığında garip tavırları gittikçe artmış, bodrumdaki ölü hayvanların yaydığı kokulardan ve her gece eve geç gelmesinden anneannesi altı sene sonra onu evden kovmuştur.
Ed Gein
Amerika’da doğup tüm cinayetlerini yine burada işleyen Ed Gein, aynı zamanda bir mezar hırsızıydı. Yetkililer Gein’in mezarlardan çaldığı kemikleri ve derileri kendine ödül ve hatıra olarak sakladığını öğrendiklerinde Gein’in şöhreti tüm kasabaya yayıldı.
Sadece iki kişiyi öldürdüğü için seri katil ünvanını alamadı fakat ‘Kuzuların Sessizliği’ filmindeki Jame Gumb, ‘Psikopat’taki Norman Bates ve ‘Teksas Testere Katliam’ındaki Deri Surat karakterlerine esin kaynağı olmuştur.
Tüm çocukluğu boyunca alkolik bir baba tarafından tacize uğrayan Gein’in annesi koyu bir Lutheryan olduğu için iki oğlunu da kendisi dışındaki tüm kadınların Şeytan’ın araçları olduğuna ve dünyanın doğuştan ahlaksızlıklarla dolu olduğuna inandırdı. Her gün iki oğluna da İncil’den özellikle ölüm, cinayet ve kısasa kısas ceza ile ilgili kısımlar okurdu. Zorbalar tarafından hedef alındığı yıllara rağmen iyi bir öğrenciydi. Arkadaşlıklar kurmaya çalıştığı zaman annesi tarafından azarlanırdı.
Cinayetlerinden dolayı yargılandıktan sonra akıl hastası olduğu anlaşıldığı için ömrünün geri kalananı bir akıl hastanesinde geçirdi.
Albert Fish
1870-1936 yılları arasında yaşayan Amerikalı seri katil, çocuk tacizcisi ve yamyam ‘Gri Adam’, ‘Wysteria’nın Kurtadamı’, ‘Brooklyn Vampiri ve Öcü’ isimleriyle de tanınıyordu. Polisin intihar olarak tanımladığı üç ölümü üstlenen Fish, en az iki kişiyi daha bıçakladığını da itiraf etti. Grace Budd ismindeki küçük kızı kaçırıp öldürmekten yargılanan Fish, suçlu bulunup elektrik sandalyede idam edilmiştir.
Eşinden 43 yaş küçük olan annesi onu küçük yaşta yetimhaneye vermiştir. Burada geçirdiği yıllarda dövülürken ve kamçılanırken aynı zamanda fiziksel acıdan da zevk aldığını fark etmiştir.
Ailesinde zihinsel hastalıklara sahip kişilerin sayısı oldukça fazladır. Kendisi de genç yaşta idrar ve dışkı tüketmeye ve umumi banyolarda soyunan erkekleri izlemeye başlar. 20’li yaşlara geldiğinde erkek fahişe olmanın dışında, erkek çocuklara tecavüze başlar.
Edgar Allan Poe
Ünlü şair, yazar, editör ve edebiyat eleştirmeni Edgar Allan Poe en çok ölüm ve gizemle ilgili öyküleriyle tanınır.
Bir yaşındayken babası ailesini terk etti, annesi de bir yıl sonra veremden öldü. Başarılı, İskoç bir tüccar ve eşi tarafından büyütülen Poe hiçbir zaman bu ailenin kütüğüne resmi olarak geçirilmedi. 1849’da 40 yaşındayken nedeni belirlenemeyen bir şekilde öldü.Cesedi, kendisine ait olmayan kıyafetlerle bulundu. Ölüm nedeni alkol, uyuşturucu, intihar, kalp yetmezliği, beyinde kan birikmesi, kolera, kuduz, verem ve daha başka birçok faktöre bağlanıyor.
Edgar Allan Poe karakteri çoğu zaman ‘deli dahi’, ‘iç çekişmeleri olan sanatçı’ olarak çizilmiş, çoğu kez kişisel çelişkileri konu edilerek öyküleştirilmiştir.
Albert Einstein
Adı dahi anlamında kullanılan bir kelime haline gelmiş dünyanın en ünlü bilim adamı Albert Einstein, popüler kültürde büyük bir etki yaratmıştır. Çılgın dahi ve dalgın profesör tiplerimelerinde, dağınık saçları ve belirgin yüzü taklit edilen Einstein, İkinci Dünya Savaşı öncesinde yolda yürürken çoğu insan tarafından durdurulup ‘teorisi’ hakkındaki sorulara maruz kalmıştır. Bir süre sonra ‘Pardon! Hep Einstein’e benzetilirim!’ diyerek sorulardan kurtulmanın yolunu bulmuştur. Doğduğunda ‘Benign Macrocephaly’ isimli sağlık sorunundan dolayı kafası vücuduna oranla daha büyüktü. Anne ve babası oğullarının zeka özürlü olmasından korkuyorlardı çünkü oğullarının bu sağlık sorunu bazen zekada gerilik olarak sonuçlanıyordu. 3 yaşına kadar konuşamayan Einstein konuşmaya kekeleyerek başladı. Dokuz yaşında okula başladığında bile hala tam anlamıyla çok düzgün konuşamıyordu. Konuşmaya geç başlamış olsa bile ‘anne’, ‘baba’ gibi basit kelimelerle başlamak yerine mantıklı cümleler kurmuştur. Dilini çıkarttığı ünlü fotografı da 72’inci doğum gününde arabasındayken ‘Kameralara gülümse.’ diyen gazetecilere verdiği pozdur.
Adolf Hitler
1945’te savaşın son zamanlarında sevgilisi Eva Braun ile intihar ederek yaşamına son verir. Genellikle duygusal stres ve rahatsızlık doğuran Spastik kolon sendromu, lezyon, düzensiz kalp ritmi, Parkinson hastalığı ve frengi gibi hastalıklara maruz kalan Hitler aynı zamanda metamfetamin (bağımlılık yapan uyarıcı bir madde) bağımlısıydı. Annesi kanser olduğu için kanser olma riskinden fazlasıyla korkardı. Bu yüzden de vejeteryandı. Özel doktoru Hitler’in manik depresif ve Parkinson hastası olduğunu teşhis etmişti. Genç yaşta da intihara teşebbüs etmişti.