Bu iki isim bize erken yaşta ölen ama dünyanın gördüğü en iyi komutanlarını, savaşçılarını hatırlatıyor . Her ikiside günümüzde bir çok insanın kahraman olarak gördüğü kişiliklerdir. Yaptıkları şeyler bu ilgiyi hak ediyor.
Bir çoğumuzun bildiği gibi Akilleus Truva savaşında erken yaşta ölmüştür. İskender ise henüz 33 yaşında sıtma hastalığından (Çoğularına göre aslında çok güvendiği komutanları onu arsenik ile zehirlenmiştir.) hayata veda etmiştir. Bu iki tarihi karekter arasında birçok benzerlik vardır. Hatta İskender Akhilleus’un soyundan gelmektedir (İskender’in annesi Olympos Akhilleus’un soyundandır).
İskenderin kahramanı, Truva Savaşı’nın kahramanı Akhilleus’tur. İskender hemen hemen her gece Homerosun yazmış olduğu İlyada Destanını okumaktır. O’da İlyada da anlatılan destanlardan çok etkilenmiştir. Bir gün Akhilleus kadar tüm dünyada tanınan biri olmak istemiştir. Sonunda bunu başaracak hatta Akhilleus’u bile gölgede bırakacaktı. O daha da öteye gidecek ve yaşadığı dönemde tanrı olarak görülen ilk ve son kral olacaktı. Perslerin krallarının da tanrı olduğunu soyleyebilrsiniz ama onlar ve diğer krallar tanrı-kral olarak sıfat kazanmışlardır.
İskender dünyanın gördüğü en cesur insandır . O bütün savaşlarda ordunun en önünde savaşa girmiştir. Bir çok imkansız gibi görünen savaşı kazanmıştır. Bu savaşları kazanmasında düşmalarının zaafının etkisinin yanında İskender’in o inanılmaz inancı, cesareti bu zaferleri kendisine getirmiştir. O sonsuza kadar hep hatırlanacaktır.