Tamamen alıntı ve büyük çoğunlukla şahsi fikirlerden oluşmuş bir konudur.Başta belirttiğim gibi yazıdaki düşüncelerle herhangi bir bağlatım bulunmamaktadır.
Uzun zamandır kafamı kurcalayan bir mevzudur; "Yavuz küpe taktı mı?"
Bu soruya kesin bir cevap bulamadım, zira "Abdülaziz intihar mı etti, öldürüldü mü?" gibi soruların bile cevabı bulunamamışken, üzerinde tarihçilerce pek durulmamış bu konu hakkında net bir görüşü kimse ortaya koyamıyor.
Fakat farklı tarihçilerin görüşlerini dinleyerek, farklı kaynaklarda göz gezdirerek şu sonuca ulaştım. Anlatacaklarım, tamamen kendi fikirlerimden ibarettir. Yanlışım varsa düzeltiniz, mazur görünüz.
**************
Öncelikle Yavuz'un tasvir edildiği GERÇEK resmi vereyim:
Bilindiği gibi, Yavuz'a ait olduğu öne sürülerek çeşitli kaynaklarda şu resim gösteriliyor:
Şimdi nasıl olup da bu resmin Yavuzmuş gibi gösterildiğinin açıklamasını yapmaya çalışayım.
"Yavuz küpe taktı mı?" İşte anahtar soru bu.
Yavuz'un küpe takıp takmadığı hususunda iki kuvvetli rivayet vardır:
Birincisi, İran'da bulunduğu sırada Şii kölelerin kulaklarına köleliklerini teyit amaçlı taktıkları küpeden etkilenerek "Biz de Allah'ın kölesi değil miyiz?" sorusunun cevabına binaen küpe taktığına dair anlatılan hikayedir.
Bu hikaye muhtemelen Şii'lerce uydurulmuş, İslam alimlerince de duruma "caiziyet kılıfı" uydurmak için desteklenmiştir.
Yavuz'un satranca olan tutkusu bilinir. Sıklıkla da tebdil-i kıyafet edip Şah İsmail'in ülkesinde satranç oynadığı hakkında bilgiler vardır. Bir keresinde Şah İsmail ile oynadığı yönünde rivayetler vardır.
İşte Yavuz'un küpe taktığına dair bir uydurma da tam bu noktada çıkmaktadır. Şah İsmail'e satrançta yenilen Yavuz, güya iddia sonucu kulağına kölelerin taktığı küpelerden takmıştır.
Rivayetlere kendimce yorum getirmeye çalışayım:
"biz de Allah'ın kölesi değil miyiz?" düşüncesi Osmanlı padişahına yakışmayacak bir mantık aczidir. Zira biz Allah'ın kölesi değil, "kul"uyuz...
Bilindiği üzre Yavuz Sultan Selim, Osmanlı nın en mütevazi, gösterişten en uzak padişahı idi. Oğlu Süleyman'ın süslenmesine şu iğneli lafı söylediğini bilmeyeniniz herhalde yoktur: "Bu ne hal, annene süs bırakmamışsın!"
Mısır'ı fethinden sonra sırf gösterişten uzak olmak için şehre gece giriş yapacak kadar ince düşünceli bir insanın, kulağına küpe takacağını düşünmek, heryerde çok matah birşeymiş gibi anlatmak, inanılır gibi değildir...
Tarihimizde malesef bunun gibi yanılgılar çoktur, 2. resim de onlardan birtanesidir. Yavuz'un küpe taktığını düşünen mantığı kıt insanlar, önlerine konan bu resme de hemen inanmışlardır.
Halbuki resimdeki zatın başındakinin bir OSMANLI SARIĞI olmadığı ilk bakışta anlaşılmaktadır! Biraz daha araştırılırsa bunun Şii'lere ait 12 imameli (12 imamı simgeler) bir tacın olduğu görülür. Zatın kulağındakinin de Şii'lerin taktığı "Balım Sultan" adlı bir küpedir.
Bu bilgilerden de anlaşıldığı gibi 2. resimdeki zat, Yavuz değil Şah İsmail'dir.
Bencede Yavuz'un küpe takması mantıksız biişey Kanuni ye böle konuşuyosa adam niye küpe taksın zaten bütün Osmanlı padişahları dinde örnek kişiler olduğu için böyle bişey yapması muhtemel değil.