|
Sponsor |
|
||||
Vay Dünya
El vurup yaremi incitme tabip
Bilmem sıhhat bulmaz hicran eler var Dert vurup da yarem eylersin derman Her can kabul etmez viraneler var Vay dünya dünya fanisin dünya Vay dünya dünya yalansın dünya Can ile cananı alansın dünya Aşk ile pervane dönersin dünya Dert ehli olanlar dermana gelir Elbette arayan dermanın bulur Sadık der ki kimde ne var kim bilir Geçti güzar ettim elde neler var |
|
||||
Ya Sen Gel
Fırtına kopuyor içimde bilsen
Yağmurum sen olsan, Gözümden insen. Ey benim yoldaşım, gönül yüreğim, Uykusuz gecemin ilhami bir sen Ya sen gel yanıma, ya da ben varayım Derdine derman yaranı sarayım Ey benim güneşim, ışığım, yıldızım Seninle olayım sende kalayım Çaresiz kalmışım bağlı bileğim Kahretsin sen yoksun, nasıl güleyim Ey benim hevesim, arzum, dileğim Yasamak seninle, öl de öleyim |
|
||||
Çoban Çeşmesi
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi. Ey suyun sesinden anlayan bağlar, Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi. Gönlünü Şirin’ in aşkı sarınca, Yol almış hayatın ufuklarınca, O hızlı dağları Ferhat yarınca Başlamış akmağa çoban çeşmesi. O zaman başından aşkındı derdi, Mermeri oyardı, taşı delerdi. Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi, Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi. Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar, Tarihe karıştı eski sevdalar, Beyhude seslenir, beyhude çağlar, Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi . |
|
||||
Dermanım Sensin
Yetti bu ayrılık
Yetti canıma Yanına varsam Elini tutsam Halimi görsen. Dermanım sensin, Tabibim sensin, İlacım sensin Sensin bilesin. Hasretin yanıyor, İçimde ateş. Ayazım olsan, Yağmurum olsan, Gel sen dindirsen Dermanım sensin, Tabibim sensin. İlacım sensin Sensin bilesin. |
|
||||
Paylaşamam
Bakışlarında bir şeyler gizli
Sanki canımda can parçam gibi. Kıskanıyorum baktığın yeri, O gözler yalnız bana bakmalı Paylaşamam,seni asla paylaşamam Sensizliğe,alışırım ama seni paylaşamam. Gönül dağıma girmeyin sakın, Vurun öldürün,bir kursun sıkın Her neyim varsa alın ve yakın Yeter ki onu bana bırakın Paylaşamam,seni asla paylaşamam Sensizliğe,alışırım ama seni paylaşamam. |
|
||||
Paşa Gönlün Bilir
Sana gülüm diyen benim
Yüreğimde solamazsın Benim gibi bir seveni Çok ararsın bulamazsın Bir günün bir güne uymaz Çeşit çeşit huyların var Ya tam yar ol, ya da çek git Yeter bu kadar tantana yar Sevmişim ben ta yürekten Sevda ektim dert biçerim Ne yapayım ne edeyim Vefasızmış der geçerim Paşa gönlün bilir gayrı Ne ararım ne sorarım yar Gece gündüz nasıl diye Ne de kafamı yorarım yar |
|
||||
Mektup
Ya işte böyle gözüm, bakıyorum da şunlara , şaşıyorum.
Canım sıkılıyor, Allah canımı alsın. Zengin babaları sayesinde, lüks arabalarla, gündelik sevgili değiştiren, aşkı ve sevdayı iki öpücük zannedenlere kızıyorum. Kızdığım gibi de acıyorum. Bana ne diyemiyorum işte. Takıyorum kafama. Bölüyorum uykularımı. Çünkü bu gençlik bizim bizim.. Anlat anlat diyorsun ya ikide bir, yaralı yüreğimle yaralamak istemezdim seni. Ama sevda ne demek, ama gönül ne demek, vefa ne demek ve ben seni nasıl sevmişim vay vay ki vay. Ben , insanların toprakla haşır neşir olduğu, çocuklarına helal lokma için terlerini toprağa akıtan, eli nasırlı mı nasırlı, yüzü güneş yanığı, gönlü ezelden yanık, güneşin toprakla öpüştüğü, buram buram dert, buram buram hasret, buram buram sevda kokan, hürriyet sevdalısı milyonlarca gençten biriyim. Anam, abdestsiz göğsünü vermemiş bana,ola ki Allah'a ola ki Vatana, ve ola ki sevdiklerine ihanet eder diye. Anamın ak ve helal sütünden midir nedir? Vefasızlığın v' si yoktur kitabımızda. Hele güzelim sevdiğini yarı yolda bırakmak nankörlüğün ve namertliğin en adisi budur işte. Gönül dersen gönül, yürek dersen yürek, aşk dersen aşk, bırak duygularımı yüreğimde. Yüreğimde bul kendini. Gel gör ki nasıl sevmişim seni, vah vah. 18'inde deli taylara benzer kızlarımız, geçit vermez yüce dağ gibi heybetli, şahin bakışlarında mertlik ama yufkadır yürekleri. Onlar ki sevdiklerine toprak kadar vefalı onlar ki sevdiklerine gün gibi, güneş gibi sadık, kardelen çiçekleri kadar sabırlı, ki onlarda iffet, ki onlarda edep. Onlar sevdiler mi başka severler güzelim. 21.asırda ne Karacaoğlan' ı ne Köroğlu' nu ne de Ferhat'ı aratır yiğitlerimiz. Gönül, bu ya hep ulaşılmaz, erişilmez dallara bağlanır. Çile ise çile dert ise dert, pes etmek mi asla. Ve yiğitliğin kitabı yazılmaz gülüm. Yiğitlik yürekte gönülde gizlidir. Yiğitlik sadece bilekte değil. Bizi biz eden bizi farklı kılan bu düşüncemiz bu gönlümüz. Çünkü biz sevdiğimizi iki öpücük niyetine değil, Allah'ın bir emanet kuşu bilip, bir ömür boyu aynı yastıkta bir ömür sürmek için severiz. Ben sevdiğime gel dediğim vakit dağları yırtıp gelen, git dediğim vakit kaşlarını çatmadan, arkasına bakmadan gidendir. Zannetme ki korkudan, edepten, gönülden, sevgiden. İşte güzelim, diyorum ya iki de bir, gönül dersem gönül, yürek dersem yürek, aşk dersem aşk, bırak duygularımı yüreğimde, yüreğimde bul kendini. |
|
||||
Kim Ne Bilsin
Gözlerinde sevda gördüm o anda,
Eridim karşında soldum kör oldum. Kara bulut gibi gibi doldum o anda, Yağmur oldum, dolu oldum, kar oldum Kim ne bilsin karşılıksız yar oldum. Dünya bedel konsa gönül tacıma Değişmem kurban, kirpiğin ucuna Varsın yansın gönül cana acıma Alev oldum, ateş oldum, nar oldum Kim ne bilsin karşılıksız yar oldum Sevdam gizli kaldı sazım telinde, Mustafa’m dökülür seher yelinde, Görüşmek mümkün mü günün birinde Hayal oldum serap oldum sır oldum Kim ne bilsin karşılıksız yar oldum. |
|
||||
Yandı Yürekler Yandı
Kurtlar puslu havada,
Toplandı Ankara’da Giden heybetli çınar Milyonlarsa arkada (Nakarat) Yandı yürekler yandı Yağan kar ile sönmez Milyonlar bir ağızdan Diyor Başbuğlar ölmez Vatan millet aşkına Geçen çileli ömür Yatak yorganda değil Çınar ayakta ölür (Nakarat tekrar) Neyler Kerkük'te Türkmen Türkistan neyler onsuz Sabır ver yüce Mevla’m Kaldık başsız ve kolsuz (Nakarat tekrar) |