|
Sponsor |
|
||||
Ağlama Küçüğüm
Akşamlar yorgun argın
Yıldızlar bana dargın Düşer gözüm yollara El etmez, gül etmez Senden haber getirmez Dargın oldum kuşlara Kar yağar üzerine Soğuk değer yüzüne Kal kara kışlara Karlar yere serilmiş benim yavrum sürülmüş Buzdan sarkıp kuşlara gelir diyorlar, Gözlerim yollarda dağlar tuzak olur hayınlar pusudadır Aylar yıllar geçti yavrum gelmez oldu Yokluğun, cehennemin İnan, öbür adıdır. Ağlama küçüğüm, ağlama artık yeter Ağlama, gözyaşım bana ölümden beter Böyle gelmiş işte, böyle gelmiş gider Büyüdün sende, seninde peşindeler Sanma herşey atsam Yerin dibine batam Sana nasıl anlatsam Deden Dünya’dan göçtü Hüseyin evden kaçtı Derin yaralar açtı Beklenmeyen bir andı Dert kapıya dayandı Ah... Ciğerlerim yandı Dün Hatice’miz doğdu Fatma gölde boğuldu Bilsem sana ne oldu? Anladım, bildim, tamam Nerede, niçin, neler Yüce dağlar başında Kör kuyu içindeler Kurşunlanmış yüzleri Tanınmaz biçimdeler Onursuz törelerin Umursuz içindeler Ağlama küçüğüm, ağlama artık yeter Ağlama, gözyaşım bana ölümden beter Böyle gelmiş işte, böyle gelmiş gider Büyüdün sende, seninde peşindeler Ağlama küçüğüm, ağlama |
|
||||
Oğul
Vatan oğul, bayrak oğul, devlet Oğul, can oğul
Sevmek nedir bunu bilen aşıklara bismillah Bu oğullar Sümeyya can analardan doğdular Rabbiyesir dileklerden beşiklere bismillah En hürmetli yar göğsünden ilk yudumlar hakkına Tan aklı dudaklardan kaşıklara bismillah Ad verirken ilk ezandan ilk duyduğum kelamda Göz ve gönül aydınlatan ışıklara bismillah Emeklerken diz vurduğun, iz vurduğun her yerde Ayaklanıp atladığın eşiklere bismillah Ak önlükler ileyip te belediğim can oğul Ninnilere, destanlara koşuklara bismillah Gazi oğul, şehit oğul, ilhan oğul, bin oğul Ak döşünden kan fışkıran beşiklere bismillah Düşte gördüm, kanlı başım Peygamberin dizinde Ocaklara, eşiklere, beşiklere bismillah Karamürsel, kara üzüm gözlü Mürsel Soy oğul, Gündüz beyce namlı yiğit Beydağımca bey oğul... Gazi Battal ülkesinin kara yiğit balası Devlet oğul, mürvet oğul, fidan oğul, toy oğul Anam dedin, babam dedin, Atam dedin bayrağa Hem al bayrak oldun işte, hem bayrakta al oğul Bağrımdaki, Bağrımdaki kurşunlarla çık Peygamber katına Ol mübarek avucun içine birer birer say oğul Bet yüzlüler, kem gözlüler hor bakarmış vatana Biz tükenip, biz tükenip yok olmadan olmaz böyle şey Oğul Denilmiştir; can sağ iken yurt vermeyiz düşmana Hem sütümden, hem kanımdan, hem canımdan Bu sendeki huy oğul.... Gazi oğul, şehit oğul, ilhan oğul, bin oğul Ak döşünden kan fışkıran beşiklere bismillah Düşte gördüm, kanlı başım Peygamberin dizinde Ocaklara, eşiklere, beşiklere bismillah |
|
||||
Ötme Bülbül
Ötme bülbül ötme şen değil bağım
Dost senin derdinden ben yana yana Tükendi fitilim, eridi yağım Dost senin derdinden ben yana yana Ya dost, Ya dost, Ya dost, Ya dost, Deryadan bölünmüş sellere döndüm Ateşi kararmış küllere döndüm Vakitsiz açılmış güllere döndüm Dost senin derdinden ben yana yana Ya dost, Ya dost, Ya dost, Ya dost, Ta ezelden hür milletiz, Soyu-sopu gür milletiz, Kandan, candan bir milletiz, Bir temel, bir duvar, bir taş Alevî, Sünnî, Kızılbaş! Aynı mayadan yoğrulan, "Türk", "Türkmen" diye çağrılan, Aynı kıbleye doğrulan, Bir secdeye konulan baş Alevî, Sünnî Kızılbaş! Dedemiz bir. Torunlarız, Dün, bugün, ve yarınlarız Yüceleriz, derinleriz... Yunus Emre, Hacı Bektaş Alevî, Sünnî Kızılbaş! Oğuz'un yirmi dört boyu, Yüce Türk'ün şanlı soyu, Dede, baba, amca, dayı, Bibi, teyze, bacı, kardaş.. Alevî, Sünnî Kızılbaş! Öz kardaşlar olmaz dargın Dargın olsa, düşer yorgun Haykır gece, gündüz hergün: Bir temel, bir duvar, bir taş Alevî, Sünnî Kızılbaş! Bilsin bunu ar edenler. Söz, cana kâr edenler... Soyunu inkâr edenler Haramzadedir; ey kardaş Alevî, Sünnî Kızılbaş! Uyudun, kaç asır boyu Uyan! Ey Oğuz’un soyu Baba, dede, amca, dayı Bayramdır bu, gel kucaklaş Alevî, Sünnî Kızılbaş! Haberin duyarsın peyikler ilen Yaramı sarsınlar şehidler ilen Kırk yıl dağda gezdim geyikler ilen Dost senin derdinden ben yana yana Ya dost, Ya dost, Ya dost, Ya dost, Abdal Pir Sultan'ım, doldum eksildim Yemeden, içmeden, sudan, kesildim Zülfün kemendine kondum, asıldım Dost senin derdinden ben yana yana Ya dost, Ya dost, Ya dost, Ya dost, |
|
||||
Öğretmenim
Adını penceremin buğusuna yazdım öğretmenim
Resmine baktım bir süre Elimden tabancamı bıraktım öğretmenim Çiçeklere, güllere su verdim Üzerime geldi katil rüzgar güllerimi kopardı Yağmur yağdı, o gün bugün zemheri ile çarpışmaktayım Yorulmuşum yorulmuş vurgun yemişim Kapındayım yarı can, bak ölmemişim Vuracaklar biliyorum vuracaklar öğretmenim Penceremin buğusunda gözyaşları var Cigaramın dumanında nefes nefes Kaçıyorum alabildiğine yağmurdan Yolumu kesiyor katil rüzgar Yaralı bir ceylan gibi düştüm kapına Sığınmak için sana, korunmak için Hergün bin kez ölürüm yaşamak için |
|
||||
Binboğalar
Gizli gizli eylediler, bize gel eylediler
Bir yudum su eylediler çağlarım Binboğalar Kuşlar uykuya yatanda, mavzer yürekli atanda Gün doğanda, gün batanda ağlarım Binboğalar Yönü doğru, yolu gerçek bir ummandan geçerek Size geldim el açarak dağlarım Binboğalar |
|
||||
Divan (Ne Desem)
Acaba ben de bugün kendime insan mı desem
Yoksa emsalimi temsil ile hayvan mı desem Her yanından kemirir yurdumuzu azgın bir hız Çekilen kahra lütuf, çileye insaf mı desem Kimi der ki ya Hu, kimi der ki ya Hak Biz diyelim La ilaheillallah Dahli yok kimseciğin hep kabahat kendimde Delilik, yaradanımdan bana bir şan mı desem Gözünü açmada sen var elin efkarına uy El dinle, ele bak, el sözüne kan mı desem Kimi der ki ya Hu, kimi der ki ya Hak Biz diyelim La ilaheillallah |
|
||||
Gün Sazak
Kurudu gözde pınarlar
Canım içre canım gitti Devrildi iri çınarlar Nice gül fidanım gitti Bölünmesin diye millet Baki kalsın diye devlet Dağlar gibi kemikle et Seller gibi kanım gitti Paramparça idi ruhum Ellerinde bir gûruhun Tufanı bu mudur Nûh’un Diye arşa ünüm gitti Hey yakınlar uzaklar Bekler pusular tuzaklar Tayfuna dönsün Sazak’lar Göz ışığım Gün’üm gitti Yetim kaldı körpe çağam Feryadımı nice boğam Gün doğmak üzere ağam Gün batarken inim gitti Bu bir nesildir sürekli Gözüpek çatal yürekli Zor günlerimde gerekli Tuğ gibi beş binim gitti Sakarya eski yiğitler Bağrı kan süslü yiğitler Sübhan gözlü yiğitler Gittiyse benim gitti |
|
||||
Dost Kervanı
Şu karşı yaylada göç katar katar
Bir güzel sevdası serimde tüter Bu ayrılık bana ölümden beter Geçti dost kervanı, eyleme beni Şu benim sevdiğim başta oturur Bir güzel sevdası beni bitirir Bu ayrılık bana ölüm getirir Geçti dost kervanı, eyleme beni Abdal Pir Sultan'ım dağlar aşalım Aşalım da dost eline düşelim Tuz ekmeğin yedim, helallaşalım Geçti dost kervanı, eyleme beni |
|
||||
Dadaloğluyam
Ve ey benden bin yıl sonraki nesil
Nedir seni sende yitiren bu hal Titre kendine dön! Öz cevherini şehitler, gaziler tarihinden al. Ne çileler çektim ben bu yollarda Meçhule sürüldüm, yine ölmedim Ne kanlar kaybettim şu meydanlarda Sırtımdan vuruldum, yine ölmedim Koç Köroğlu'yam, Dadaloğlu'yam Dağlarda aslan, dillerde destan Zamanın rüzgarı tersine esti Zalimler gül tutan elimi kesti Işığım karardı, kalemim sustu Belimden kırıldım, yine ölmedim Koç Köroğlu'yam, Dadaloğlu'yam Dağlarda aslan, dillerde destan |