1.Ahmet okuldan eve çok mutlu bir halde geldi. - "Okulda ne yaptınız?" - "Patlayıcı madde imal ettik." - "Peki yarin ne yapacaksınız okulda?" - "Hangi okulda?"
2.Öğretmen sormuş: - "Söyle bakalım, iki yüzlü kime denir?" Zeynep: - "Okula gülerek gelen öğrenciye'..
3.Öğretmen sınıfta madenleri ve ne kadar değerli olduklarını anlatıyormuş. Dersin bitiminde çocuklara sormuş: - "Kim hangi madene sahip olmak ister çocuklar?" Önce David cevap vermiş: - "Platin, öğretmenim. Onunla kendime bir Porsche alırdım." Ardından Mike cevaplamış: - "Altın, öğretmenim. Altınlarımla kendime son model bir Cadillac alırdım." En son Küçük Joe yanıtlamış: - "Silikon, öğretmenim. Ablamda iki tane var, kapının önündeki arabaları hayal bile edemezsiniz!"
4.Ders coğrafya dersi, Türkiye haritası tahtada asılı. Öğretmen her zamanki gibi çocuklara coğrafya kitabından sayfa numaralarını vererek okumalarını ister ve bütün sınıflarda yaptığı gibi poşetinden şişlerini çıkararak örgü örmeye başlar. Dersin ortalarına doğru müdür ve müfettiş kapıda belirince telaşlanan öğretmen örgüsünü fırlatarak surat kıpkırmızı ayağa kalkar. Kendi için ördüğü etek ise haritanin asılı olduğu çiviye takılmıştır. Müfettiş dersin nasıl gittiğini sorup çocuklara birkaç soru soracağını belirterek Ali'yi ayağa kaldırır. - "Türkiye'nin başkenti neresi oğlum?" - "Ankara hocam." Müfettiş tekrar Ali'ye: - "Harita bilgin nasıl? Bana doğum yerini gösterebilir misin?" Ali Sinop doğumludur ve öğretmeninin eteği Sinop'un üstünü kapatmaktadır. Biraz duraksadıksan sonra öğretmenine: "eteğinizi kaldırır mısınız hocam, doğum yerimi göstericem."
5.Yaşlı öğretmen Mehmet'e fiillerde zaman çekimlerini öğretiyordu : "Bak Mehmet", dedi; "Ben güzeldim" dersem geçmiş zaman olur. Peki, "Ben güzelim" dersem ne olur?" Küçük Mehmet düşünmeden cevap verdi: "Yalan olmaz mı öğretmenim?"
6.Biyoloji dersinden sınav olacakmış. Sınıftaki herkes defteri, kitabı okuyup bir güzel hazırlanmış. Ancak sınavın yapıalcağı gün sınıfa gittiklerinde bir de bakmışlar ki, ortada kağıt kalem yok, herkes için bir mikroskop var. Hoca öğrencileri şöyle bir süzüp konuşmuş: "Her mikroskopun altında, bir böceğin bacağı var, sınav sorunuz, bacağından böceği tanımak." İtirazlar, sızlanmalar nafile; sınav başlamış. Öğrencilerden biri dayanayıp, hoca daha yüzünü göremeden kapıyı çarpmış çıkmış. Sesle irkilen hoca bağırmış: "Hangi terbiyesiz o, kapıyı çarpıp çıkan?" Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış...
7.Karne günüdür. Küçük çocuk okuldan döner. Annesi: "Karnen nerede yavrum?" diye sorar. Çocuk gülerek cevaplar: "Arkadaşıma ödünç verdim, babasını korkutacakmış!"
Yorumlarınızı bekliyorum...
'Benim konularımdaki tüm fıkralar alıntıdır'